Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'in Denizli'de bulunduğu bir sırada aniden rahatsızlanarak hayatını kaybetmesi sadece ailesi ve yakın çevresini değil, o yılları hatırlayan kuşakları da derinden üzdü.
Devletin çeşitli kademelerinde önemli görevler üstlenen Güzel, aktif siyasi hayatını sonlandırmasının ardından kimi yazılarında ve hatıratlarında geçmiş yılları mizahi bir dille anlatıyordu.
Siyasilerin halkın arasına pek fazla karışmamasına karşı gittiği her yerde vatandaşlarla mutlaka tokalaşan ve büyük çoğunluğuyla öpüşen Güzel, o günlere dair şu satırları yazmıştı:
"1986 ara seçimlerinde, merhum Özal'ın ısrarı ile ANAP’tan Gaziantep milletvekili adayı olunca, evvela ne yapacağımı, nereden başlayacağımı şaşırdım" diyen Güzel, şöyle devam ediyordu:
"Sonra kendimi caddelerde, sokaklarda, kahvehanelerde buldum. Yakaladığıma sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordum. Turgut Bey'in o seçimler sırasında bana taktığı ismimle 'Tank Hasan' olarak günde 20 saat vaziyetim bu idi. Koca başbakanlık müsteşarı gördüğüne sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordu."
Kalabalık şehirlerde, ana caddelerde ve meydanlarda bir anda yüzlerce kişiyle el sıkışabiliyordum. El sıkışacak ve öpülecek kişi sayısı fazla olduğu için çok hızlı hareket eder ve kendime mahsus teknikler geliştirirdim.
Demirel, o zaman benim için "Bedeniyle siyaset yapan adam” demişti. Bir defasında İstanbul’da, Eminönü’nden Aksaray’a 12 saatte el sıkışarak ve öpüşerek gelmiş ve bir günde 30 bin kişiyle temas etmiştim. 'Parmaklarında, dudaklarında numaratör mü var, nasıl sayıyorsun?' diyenlere, 'Buyurun siz de sayın' diye cevap verirdim. Gerçekten de belli bir sürede ne kadar el sıkışabileceğim belliydi. Sayıldığında da aynı sonuç ortaya çıkabiliyordu.
Efendim, aslında bendeniz böyle şapur şupur öpüşmeye karşıyım. Bu tarz öpüşme ne Batı kültüründe vardır ne de bizim kültürümüzde... Batı'da aynı cinsten olanların öpüşmesine çok şüpheli bakılır. Bizdeki musafahanın ise şapur şupur öpüşmekle hiç ilgisi yoktur.
Aytaç Durak, çok eski bir dostum ve Adana’nın başarılı belediye başkanıdır. Bir vakitler öpüşmeye karşı açtığı kampanya ile tanınmıştı.
Bir gün baktım ki, gazetelerde meydan okumuş; "Hasan Celal gelsin de bir görelim, beni de öpebilecek mi?" demiş. Ben de o günlerde Adana’da bir konuşma yapacaktım. Adana’nın en kalabalık yerinde halkla öpüşüp duruyoruz. Birden Aytaç Durak kalabalığın içinde karşıma çıkmaz mı?...
Bana göre çok ufak tefek olmasından da faydalanarak önce sarılıp kaldırıp ayaklarını yerden kestim. Sonra belki onlarca defa öptüm. Kollarımın arasında nasıl çırpındığı aklıma gelince hala gülüyorum. Sevgili Aytaç'a buradan selamlar, sevgiler gönderiyorum.