Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan FETÖ çatı iddianamesinde, örgütün TSK'yı nasıl ele geçirdiğinin şifreleri yer aldı. Mesleğe başlayan rütbeli askerleri çeşitli soruşturma ve kumpaslarla tasfiye eden örgütün, askeri okullarda da kendilerinden olmayanların ilişiğini kesmek için her türlü yolu denediği ortaya kondu.
Harp okullarından en çok öğrencinin 2007-2013 yılları arasında atıldığı kaydedilen iddianamede, aynı zamanda bu dönemin FETÖ'nün TSK'nın içerisine en fazla öğrenci yerleştirdiği dönem olduğuna dikkat çekildi. Yine bu dönemde atılan öğrenci sayısının 2007'ye kadar atılanların sayısından fazla olduğuna dikkat çekilirken, “6 yıl içinde bütün Cumhuriyet tarihi boyunca harbiyeden atılan öğrenciden fazla öğrenci atılmasının sebebi, sivil liselerden harp okullarına öğrenci alıp Fetullah Gülen Cemaatine kadro açmak arzusudur” denildi. 2008'den sonra harp okuluna sivil liselerden alınan öğrenci sayısının hızla arttığına işarete edilen iddianamede, “Sivil liseler, Fetullah Gülen'e ait lise, dershane ve yurtlarda yetiştirdiği öğrencileri harp okullarına kitleler halinde sokmaya başlamıştır. Özellikle Fetullah Gülen grubunun harp okullarında kadrolaşabilmesi için harp okullarının puanı düşürülmüş, sivil liseden çok kişinin mülakata gelmesi sağlanarak mülakata gelenler arasından da en fazla sayıda bu cemaate mensup kişiler harp okullarına alınarak kadrolaşma tamamlanmıştır. Örgütün anlayışına göre bu bir fetih hareketidir” ifadeleri yer aldı.
FETÖ'nün kendilerinden olmayan ve tehdit unsuru gördükleri öğrencileri baskı altına almak için, eğitim programında olmamasına rağmen, “şok mangası” kurduğu belirtilen iddianamede, askeri liselerden kampa katılan harp okulu adaylarına sistemli bir şekilde baskı uygulandığı vurgulandı. İşkence gören, fiziki ve psikolojik her türlü eziyete maruz kalan öğrencilerin psikolojik olarak etkilendiği, kimisinin intihar ettiği, kimisinin sakat kaldığı, kimisinin de yaşadıklarına inanmayan aileleriyle bağlarını kopardığı kaydedildi. GATA ve askeri sağlık kurullarındaki FETÖ yapılanmasının da askeri liseden harp okuluna geçen bazı öğrenciye “sağlık yönünden askerliğe veya yapılacak işe uygun değildir” diyerek çürüğe sevk ettiği de iddianamede yer aldı.
Buna karşılık, sivil liselerden gelen örgüt mensubu öğrencilerin “şok mangası”na alınmadığı, bu kişilene sınav sorularının el altından verildiği, hatta cevap kağıtlarında düzeltmeler yapılarak yüksek not almaları da sağlandığı belirtildi. Yetkililer, TSK içerisinde hücre şeklinde yapılanan FETÖ'nün sivil liseye ağırlık vermesinin nedeni ise şu şekilde anlatıyor: “FETÖ, ders çalıştırma bahanesiyle ağına düşürdüğü çocuklara ilk başta dini bilgiler veriyor. İlerleyen süreçlerde ise Fetullah Gülen'in videoları izlettiriliyor ve kitapları okutuluyor. Evlerinde ve yurtlarında yetiştirilen öğrenciler, sivil liseler aracılığıyla harp okullarına sokuluyor.”
Kara Harp Okulu'na 2013'te askeri liseden 223 öğrenci alınırken, sivil liseden 550 öğrenci alındı. Buna karşın 2008-2009 eğitim öğretim döneminde askeri liseden gelen 100 (yüzde 4.19), 2009-2010'da 104 (yüzde 5.56), 2010-2011'de 127 (yüzde 8.71), 2011-2012'de 86 (yüzde 8.57), 2012-2013'de ise 122 (yüzde 15.1) öğrencinin Kara Harp Okulu ile ilişiği kesildi. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından ise ilişiği kesilen askeri liseli öğrenci sayısında düşüş görülürken, sivil liseden gelenlerin sayısında artma oldu. Bir gizli tanık da FETÖ'nün harp okullarına öğrencileri sokmak için bütün koşulları yerine getirdiği anlattı. Görevinin öğrencileri Kara Harp Okulu'na yerleştirmek olduğunu anlatan gizli tanık Jüpiter, fiziki koşulların sağlanması amacıyla estetik yaptırıldığını, buna “kaporta düzeltme” dendiğini anlattı.
Harp okullarından ayrılmasını istediği öğrencileri “şok mangasına” alan örgüt, “Azarlama, ağır eğitim yaptırma, yemek vermeme, foseptikte yatıp kalkma, uykusuz bırakma, yorma, havasız mekanda tutma, diğer öğrencilerden ayrı tutup ayrımcılık yapma, hafta sonu veya sıla iznine göndermeme, dikenler içinde yatıp süründürme, kirli su içirme, bölükteki diğer kişilerin bu mangadakilerle konuşmasını yasaklama, her türlü hareketleri hakkında bilgi toplayıp diğer öğrencilerden ispiyonlamasını isteme.” yöntemleri uyguladı.
