Mehmet Koç, Bilal Okuyucu ve Mehmet Ekşi, gelecek vadeden 3 subay adayıydı. Kara Harp Okulu'nu ekle geçiren FETÖ mensuplarının işkence ve iftiralarına maruz kalan bu üç isim de okullarından ayrılmak zorunda kaldı ve çocukluktan itibaren kurduğu subaylık hayallerine nokta koymak zorunda kaldılar. Üç ismin Harbiye'de yaşadıkları kan donduruyor. İşte, Harp Okulu'nda FETÖ mensuplarının işkencelerine maruz kalan öğrencilerin anlattıkları:
MEHMET KOÇ: 2005 yılında Işıklar Askeri Lisesi'ni kazandım. 2008'de okulumuzun yönetimi Kara Kuvvetleri'nden Hava Kuvvetleri'ne devredildi. Yönetim değiştikten sonra zorluklarla da olsa mezun oldum ve Kara Harp Okulu'na başladım. Okula başladığınızda ilk olarak isminizi söylüyorsunuz. İsmimi söylediğim anda bir üsteğmen beni yanına çağırıp “Seninle zaten görüşeceğiz" diyerek imalı bir cümle kurdu. O kişi 15 Temmuz darbecilerinden Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kubilay'dı.
Beni ve benim gibi birkaç kişiyi “Şok Mangası" denilen bir gruba aldırdı. Çok zorlu bir eğitim sürecine başladık.
Ben orada bayıldım ve GATA'ya sevk edildim. Bana “Asker olabilir ama spor yapamaz" yazılı bir rapor verildi. Babamı arayıp, “Oğlunuzun kalp rahatsızlığı var, burada ölür eğitim zayiatı yazarız, kimsenin umurunda olmaz" dediler. Babam da o korku ve panikle beni okuldan aldı. Eğitim prosedüründe şok mangası yok, okuldan ayrılmamız için böyle bir eziyet merkezi icat ettiler. Toplamda 4000 kişinin FETÖ tarafından işkence ve iftiralarla tasfiye edildiğini düşünüyoruz. İtibarımızın iadesini isteyeceğiz.
BİLAL OKUYUCU: 2010 yılında adımın karıştırıldığı ilginç soruşturmalarla hayatım mahvolmaya başladı. Balyoz ve Ergenekon gibi soruşturmaların daha küçük versiyonlarını Harp Okulları'nda oluşturdular. Göktürk, Baybars gibi isimlerle örgüt icat ederek başlatılan bu soruşturmada harp okullarında FETÖ mensubu öğrencilerin önlerini kesme potansiyeline sahip öğrenciler böyle tasfiye edildi. Bana da “kafeteryada şüpheli öğrencilerle yan yana olduğum" gibi bir suçlama yöneltildi.
Bizim birlikte takım komutanı sayısı azalmıştı ve içlerinde hiç FETÖ'cü yoktu. O eksiği tamamlamak için başka bölükten bir subay verdiler. O subay geldiği ilk günde kendine verilmiş bir listeyle, sanki bizi daha önceden tanıyormuş gibi ayırdı ve şok mangasına alarak işkenceye başladı. O günlerde Jandarma Üsteğmeni şimdi Jandarma Yüzbaşı olan Ersin Yılmaz bugün darbe girişiminden tutuklandı. O dönemki baskıcı komutanlarımızdan Ali Kalyoncu'nun ismi şimdi darbecilerin Sıkıyönetim Komutanları listesinde.
Hakan Ekşi: 2011'de Maltepe Askeri Lisesi'ni bitirip Kara Harp Okulu'na başladım. Teslim olurken tekmil veriyorsun, tekmil verdiğimde komutanın bana bakışını hala unutmuyorum, düşmana bakar gibi bakıyordu. İlk gün anfilerin önünde bizi topladılar. İsim isim okuyup öğrencileri iki anfiye ayırdılar ve bizim ayrıldığımız anfideki öğrencilere eziyet dersin ilk anında başladı. Süründürmeye, şınav çektirmeye başladılar. Kaloriferleri açıp havalandırmadan anfiye sıcak hava bastılar. Biz aynısının diğer anfideki öğrencilere de yapıldığını sanıyorduk ancak sonradan gördük ki o öğrenciler bizzat komutanlar tarafından okulu gezdiriliyormuş.
Şok mangasına alınan arkadaşlara “Burada durmayın, gidin lahmacun satın" deniliyordu. Gitmemekte inat edenlere işkencenin dozu artıyordu. Menteş'teki intibak kampında işkence boyut değiştirdi. Birkaç arkadaş İzmir'in sıcağında asfaltta şınav çekiyordu. Ellerimiz yanmasın diye artık avuçlarımıza tükürüyorduk. Dikenlik alanlara süründürüp canımızın daha çok yanmasını istiyorlardı ve su verdiklerinden ise 1.5 litrelik suyu 1 dakikada içme şartı koyuyorlardı. İntibak kampında işkenceye 5 gün dayanabildim ve okuldan ayrıldım.