Güvenli bölgeyi biz kurarız

Fazlı Şahan
04:0016/01/2019, Çarşamba
G: 16/01/2019, Çarşamba
Yeni Şafak
Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye’nin 2013 yılında Suriye’deki çatışmaların durması için gündeme getirdiği “güvenli bölge” yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başta ABD, koalisyon güçleri bize lojistik destek verirse, insanların güvenliğini orada korumak kaydıyla güvenli bölgeyi halletmiş, çözmüş oluruz. Bu göçü de engeller” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrası Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Suriye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölgeye" ilişkin soru üzerine Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama döneminde bu konuyu gündeme getirdiğini belirterek, "ABD, burada hava sahası vesaire bunların kontrolünü ele alırsa biz de bu noktada karadaki tüm güvenlikleri ele alabiliriz ve burada bu insanların yaşam koşullarını iyileştiririz' demiştik. Ne yazık ki Obama bu konuda gerekli adımları atmadı. Şu anda Sayın Obama'nın bu yaklaşımı ki 30 kilometre bir derinliktir, benim de olumlu baktığım bir konudur.


GÖÇÜ DE ENGELLER

Bu konu üzerinde çalışılabilir hatta ve hatta 20 mil daha da uzatılabilir ve bu bölgede böyle bir adım atılabilir. Özellikle biz, TOKİ olarak bu işin içerisine girebiliriz. Başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi destekleri bize verirlerse bu insanların güvenliğini de orada koruma kaydıyla böyle bir güvenli bölgeyi halletmiş, çözmüş oluruz. Bu göçü de bir defa tamamıyla engeller" dedi.

CİDDİ ADIM ATILMADI

O dönem, mültecilerin örf ve adetlerine uygun, 500'er metrekarelik bahçesi olan 2 katlı konutlar yapılmasını planladığını, orada yeni bir hayatın kurulabileceğini düşündüğünü anlatan Erdoğan, "Bu konuyu Merkel'e, o zaman Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne de açmıştım. Olumlu baktılar ama hepsi lafta kaldı. Şu anda bizler çadır kentlerde, konteyner kentlerde bu süreci devam ettiriyoruz. Güvenli bölge noktasında da henüz atılmış ciddi bir adım yok" ifadelerini kullandı.

TERÖRİSTLERE TERK EDEMEYİZ

Erdoğan, bir başka soru üzerine, "YPG böyle bir projenin içerisinde yer alabilir mi? Onlar terörist. Biz kalkıp da güvenli bölgeyi teröristlere terk edebilir miyiz? Şu anda DEAŞ'ın durumu neyse, bize göre YPG ve PYD de aynıdır, hiç farketmez. Onların akıbeti neyse, onların akıbeti de o olmalı" dedi. "YPG başka bölgelere mi kaydırılır?" sorusuna Erdoğan, "Bu konuda ilgili birimlerimiz, birbirleriyle oturup, çalışıp bütün bu virüslere, terör örgütlerine karşı ne gibi tedbirler alınması gerekiyor, ona göre bu adımlar atılmalı. Çünkü, güvenli bölge dediğimiz zaman, bütün bu terör örgütlerinden de orayı temizleyeceksin" karşılığını verdi.

ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ

Erdoğan, "Başbakanlığınız döneminde, 'havada ABD, karada biz olacağız' demiştiniz. Şu anki söz konusu öneri yine aynı şekilde mi?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Bu değişebilir. O günden bugüne çok şeyler değişti. Bunların hepsini konuşmak suretiyle bir karara varırız. Bütün mesele önce güvenli bölge diyorsak, bunun nasılı, niçini, nedeni bütün bunların üzerinde..."

Bir gazetecinin, "Güvenli bölge Türkiye tarafından oluşturulacak değil mi?" sorusuna Erdoğan, "Beraber. Biz de aslında koalisyon güçlerinin içindeyiz. Bunun içerisine Astana süreci de ilave edilebilir. Bunu etraflıca konuşmadan kararını vermek doğru değil" yanıtını verdi.

Kendimize ihanet olur

Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye'deki varlığını başka herhangi bir devletin veya gücün varlığıyla karşılaştırmak tarihe de medeniyetimize de kültürümüze de hakarettir. Asıl biz orada olmazsak, orada yaşananlara sırtımızı dönersek, birilerinin yaptığı gibi oradan gelenlere sınırlarımızı ve gönüllerimizi kapatırsak kendimize ihanet etmiş oluruz. Her şeyi para, petrol, çıkar olarak görenler Türkiye'nin bu insani ve onurlu tavrını anlayamaz. Suriye ve diğer konularda attığımız her adım, kullandığımız her inisiyatif, yaptığımız her fedakarlık, harcadığımız her kuruş işte bu duruşun bir ifadesidir" dedi.

Putin’le görüşme 23 Ocak’ta

Erdoğan, "Putin'le görüşmenizin tarihi belli mi?" sorusuna, "Büyük ihtimalle ayın 23'ü. Sayın Putin'le bire bir görüşme yapacağım. Ayrıca bizim daha önce başlattığımız zirve var. Sayın Putin, ben ve Ruhani. Üçlü olarak yapacağımız zirve var" karşılığını verdi. Bu zirvenin tarihinin sorulması üzerine Erdoğan, onun için şu anda belirlenen tarih olmadığını söyledi. Erdoğan, "Kısa bir süre içerisinde de Astana sürecinin bir devamı olarak üçlü zirvemizi de devam ettireceğiz" dedi.

Oyuna gelmeyin

Erdoğan, Türkiye’nin, yakın çevresinden başlayarak kendisiyle gönül bağı içindeki herkesin, en başta da sınırlarının hemen yanı başında yaşayan Kürtlerin devleti olduğunu belirtti. Bunun için Kobani’ye kapıları açtıklarını vurgulayan Erdoğan, “300 bine yakın Kürt kardeşimiz şu anda bizim ülkemizde yaşıyor. Demek ki bunu bilmeyenler, anlamayanlar var, anlamak istemeyenler var. 31 Mart için şimdiden sesleniyorum, Kürt kardeşlerimize sesleniyorum; bu oyuna gelmeyin. PKK’nın desteğindeki terörden beslenen siyasi partilere, onların yandaşlarına oylarınızı vererek zayi etmeyin. Tehditlere aldırmayın. Cudi’de, Gabar’da bu terör örgütlerini nasıl o mağaralarda inlerine gömdüysek bundan sonra gömmeye devam edeceğiz” dedi.

  • Trump’la anlayış birliğine vardık
  • Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada ise ABD Başkanı Donald Trump ile önceki akşam yaptığı telefon görüşmesinin ayrıntılarını paylaştı.
  • Erdoğan, önceki gün ABD Başkanı Donald Trump'ın kişisel sosyal medya hesabından verilen bir takım mesajların kendisini ve arkadaşlarını üzdüğünü, bu meseleleri Trump ile telefonda tekrar konuştuklarını anlattı:
  • "Gayet müspet bir görüşme oldu. Kendisi Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilme kararını bir kez daha teyit etti. Suriye'de Türkiye sınırı boyunca bizim tarafımızdan oluşturulacak güvenli bölge dahil, gündemimizdeki tüm konularda ekiplerimiz arasında süren görüşmelerin devamına karar verdik.
  • MEMNUN OLDU
  • Türkiye olarak önceliğimizin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle etkili bir şekilde mücadele etmek olduğunu vurguladık. Bizim Suriye'de hiçbir etnik ve dini grup gözetmeden herkese kucak açtığımızı, buna karşılık PKK/YPG'nin kendisine tabi olmayan Arap, Kürt, Türkmen, Hristiyan gruplara zulmettiğini ifade ettik, bunların belgelerini de kendi danışmalarına ulaştırdığımızı, verdiğimizi kendisine tekrar söyledik. Bundan da memnun oldu.
  • TARİHİ ÖNEME SAHİP GÖRÜŞME
  • Türkiye, siyasetin ve diplomasinin imkanlarını sonuna kadar kullanmayı savunan bir ülke olarak, bu meseleyi müttefiklik ruhuna uygun şekilde çözmek için üzerine düşenleri yapmaya devam edecektir. Yeter ki bizim hakkımıza, hukukumuza, hassasiyetlerimize riayet edilsin. Bu yapıldığı sürece dostlarımızla sonuna kadar yol yürümekten asla geri durmayız, çekinmeyiz. Sayın Trump ile dün akşam tüm bu konularda tarihi öneme sahip bir anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum."

Kimseden izin alacak değiliz


  • Erdoğan, Rusya'nın önde gelen gazetelerinden Kommersant için "Türkiye-Rusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde" başlıklı bir makale yazdı. Suriye'de, ABD'nin askerlerini çekme kararıyla yeni bir aşama geçildiğini belirten Erdoğan, "ABD'nin Suriye'den çekilmesi, doğru yönde atılmış bir adımdır" dedi. Erdoğan, makalesinde şunları yazdı:
  • GEREKEN ADIMI ATACAĞIZ
  • Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edecek siyasi çözümden yanayız. ABD'de faaliyet gösteren bazı yapılar, Suriye krizinin sona erdirilmesine katkıda bulunacak çekilme kararını engelleme gayreti içerisine girdi. Türkiye açısından bu sürecin referans noktası, Sayın Trump ile gerçekleştirdiğim görüşmelerde ortaya çıkan anlaşma zeminidir.
  • Ne ülkemizin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan ne de Suriye'nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan hiçbir unsurun varlığına tahammül etmeyeceğimizi ifade ettik. ABD'nin PYD/YPG teröristlerine silah ve eğitim desteği vermesi stratejik açıdan ve ahlaken sorunludur. Önümüzdeki dönemde dost ve müttefiklerimizle komşumuzun toprak bütünlüğünü muhafaza için gereken adımları atacağız.
  • HAKKIMIZI SAKLI TUTUYORUZ
  • Öte yandan otuz yılı aşkın süredir vatandaşlarımızı hedef alan bir terör örgütüyle ilgili ne yapılacağını kimseden öğrenecek, terörle mücadele için kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz. Koşullar olgunlaştığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz. Bölgemizde yaşanan sorunlar, ancak kaderi bu coğrafyanın kaderine bağlı milletler tarafından kalıcı olarak çözülür. Dost ve müttefiklerimizle istikrarı tesis edecek ve barışı sağlayacak iş birliklerine hazırız.
#Recep Tayyip Erdoğan
#ABD
#Güvenli Bölge