Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Isparta yapılanmasında yer alan il imamı, üst mütevelli ve il mütevelli heyeti ile Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) heyetinden oluşan 130 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede yer alan Fetullah Gülen'in talimat notlarıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. İddianamedeki notlara göre Fethullah Gülen ve örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarını kendilerine düşman olarak görüyor. Gülen askerleri, “ağalar ve Ergenekoncular" olarak isimlendiriyor ve açıkça örgüte hedef gösteriyor. Gülen'in TSK içerisine yerleştirdiği mensupların varlığını da tasdik ettiğine işaret edilen iddianamede, önceki yıllardan itibaren TSK'nın üst kademesini siyasetçiler eliyle şekillendirmeye çalıştığı vurgulandı.
İddianamede yer alan notlara göre, Gülen'in askerleri hedef alan açıklamalar yaptığı ve 'hizmet'e engel olmaya çalışan askerlerle ilgili konuşmaların arasına talimatlar yerleştirdiği belirlendi. Bir notunda askerin kendilerinden rahatsız olduğunu dile getiren Gülen, askerlerin böcek yerleştirerek 'kendilerinden birilerini dinliyor olabileceğini' savunuyor. Gülen'in bu ifadeleriyle örgüte tedbir talimatı verdiği değerlendiriliyor. İddianamede yer alan notlarda, Gülen'in “İşin arkasında asker olunca Türkiye'deki hizmeti rahat bırakmazlar. Ağalar hizmetten çok rahatsızlar. Allah ağalara iman nasip etsin. Ağalar böyle olunca bu davalar devam edecek. İhtimal ki kendilerinin dinledikleri bizden çok kimseler var. Bir yerlere böcek koymuş olabilirler, orada konuşmaları birleştiriyorlar" ifadelerini kullandığı görülüyor.
Gülen'in notlarında en dikkat çekenlerden biri eski Cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ve İsmet İnönü hakkındaki söylemleri oldu. Notlara göre Gülen, düşman olarak gördüğü askerlerin tasfiye edilmesi için Süleyman Demirel ile görüştüğünü anlatıyor. Alevileri hedef aldığı görülen Gülen'in, “Alevi şeceresi bozuk generalleri Süleyman Demirel'e listeler halinde verdik. Maalesef 'hocam sen karışma, orduya müdahale etme' diyor. Bize hakaretamiz ifadelerle mukabelede bulundu. 'Sen camide vaaz et, namaz kıldırmana bak' dedi" ifadeleri iddianamede yer aldı.
Gülen, “Demirel bize hep kötü davrandı" diyerek şöyle devam ediyor: “Biz de her zaman Demirel'e güvendikse hep aldandık. Esasen Demirel, Yaşar Büyükanıt ve benzerlerinin ecdadı, hepsi de yukarıda birleşiyor. Yani bunların hepsi de Yahudi'dir. İsmet Paşa da Süryani'dir. Hüsamettin Cindoruk'un yanına ziyarete gittik. Bizi çok iyi karşıladılar. Misafir etti ama tam cin gibi bir adamdır. Bunlar öyle insanlar ki bilemezsiniz bize ne kadar düşmanlık içindeler. Allah'ın inayeti olmasa bizleri bir kaşık suda boğarlar, asla bize hakkı hayat tanımazlar" ifadelerini kullanıyor.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim 2010'da Çankaya Köşkü'nde verdiği Cumhuriyet Resepsiyonu da Gülen'in talimat notlarına girdi. Başörtüsü tartışmaları nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve asker ile bazı yüksek yargı başkanlarının katılmadığı resepsiyona ilişkin, “Çilingiroğlu gitmek istedi ama altı kaynadığı için gidemedi" demesi dikkat çekti. Gülen'in “Çilingiroğlu" diye söz ettiği kişinin ise Kılıçdaroğlu olduğu ortaya çıktı. Gülen'in o notundaki konuşması ise şöyle: “Ağaların Çankaya'ya gitmemesi çok büyük bir terbiyesizlik, aleni isyandır ve nankörlüktür bir şey yapabilseler yapacaklar ama yapamıyorlar. Ağalar Cumhuriyet Resepsiyonu'nu çok büyüttüler, belki de bunun bu kadar büyüyeceğini bilmiyorlardı. Ankara'da yaptıkları diğer vilayetlere de sıçradı. CHP de gitmedi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan hanımlarını böyle getirmeyi belki de hizmet olarak görüyorlar. Yalnız 'başları' Cumhurbaşkanına, 'benden çok fazla bir şey beklemeyin' demiş. Kendi altlarının bir noktada tepkisine göre hareket ediyor. Belki de 'Çilingiroğlu' gitmek istedi ama altı kaynadığı için gidemedi."
Gülen, başka bir notunda ise Kılıçdaroğlu için “Çilingiroğlu, biz bir şey diyelim diye sataşıyor. Biz ona bir şey desek meşhur olacak, biz de demeyelim" diyor. Gülen aynı notta Zulmet Çakır isimli birisinden bahsediyor. Gülen'in Kılıçdaroğlu'nun ismini kodladığı gibi bu ismi de kodlamış olabileceği değerlendiriliyor. Gülen'in notunda yer alan bu bölümde ise “Zulmet Çakır gazeteye gelmiş. 'Bu zamana kadar yazdıklarını dosya yap onu bir dinle' dedim (Ekrem Bey'e). Özür dilemiş. Sıkışınca 'ben komünüstlükten geldim' gibi mazaretler beyan etmiş. Çok karaktersiz bir insan" ifadesini kullanıyor. Bir başka nota göre ise Gülen, bu sefer “Gandi" dediği Kılıçdaroğlu'nu rüyasında gördüğünü anlatıyor. İşte o kısım: “Gandi'yi (Çilingiroğlu) rüyada gördüm. Bana, 'Sen Tarık Bin Ziyad kadar olamadın' dedi. Ben de ona 'şimdiki zamanımızda olan hizmetlerin üçte birini yapamamıştır' dedim. Bu adam ne diye benim rüyama girdi bilmiyorum, ben de ona rüyamda neden böyle dedim onu da bilmiyorum."
Gülen'in başka bir notta yer alan ifadeleri ise şaşkınlığa yol açtı. Sağlık sorunlarını bahane göstererek Pensilvanya'ya giden ve buraya yerleşen Gülen'in ABD'ye gitme gerekçesini açıklarken kendisini Hz. Muhammed (S.A.V.) ile kıyasladığı görüldü. Gülen'in, ABD için “İsteselerdi bizi burada tutmazlardı" demesi dikkat çekti. “Amerika'ya gelmem cebri bir meselededir" diyerek kendisini savunan Gülen'in o şaşırtıcı konuşması şöyle: “Bazıları bunu anlamış olmalılar ki 'hocaefendi Amerika'ya gitmekle çok iyi yaptı' dediler. Ama bazıları da anlamıyor, 'neden başka bir yer değil de burası' diye tenkit (eleştirme) ediyor. Bunlar isteseydi bizleri burada tutmayabilirdi. İsteseydiler istintak (sorguya çekme) edebilirlerdi, ama etmediler. Ama kaderin cilvesi Rabbimin büyük lütuflarına mazhar oluyoruz. Cenab-ı Hak insana marifet ufkuna göre soru sorar, Musa (as) Mısır'da kalmadığı gibi, Efendimiz de Mekke de kalmıyor. Tahta kulübemi bıraksalardı, ömrümde varsa eğer ağalar da müsaade etseler orada kalmak isterdim."