15 Temmuz gecesi milletimiz darbecilere böyle meydan okudu.
15 Temmuz’da Türkiye’nin istiklaline el uzatan FETÖ, yarım asrı geçen sinsi emelleri ile ülkenin istikbaline de ihanet etti. 15 Temmuz’da yaptığı katliam ve sebep olduğu fiziki hasar, aradan geçen üç yılda vicdanlarda sıcaklığını koruyan FETÖ, Türkiye’ye asıl tahribatını insan kaynağını çalarak, enerjisini heba ederek verdi.
FETÖ’nün ihanet kalkışmasına Türkiye 251 kurban verdi. Canını düşünmeden göğsünü siber eden ve bazılarının tedavilerinin halen devam ettiği kahramanlardan 2 bin 194 vatandaş da gazi oldu.
Devlet, OHAL’de peş peşe çıkarılan KHK’larla ve sonrası ihraçlarla kılcal damarlarına kadar sızan FETÖ’den arınmaya çalışırken, hain örgütün bu topraklara verdiği zararın boyutu netleşiyor.
FETÖ'nün, devlet, millet için değil de kendi çıkarları ve amaçları için programladığı binlerce yetişmiş hakim-savcı, polis, mühendis, öğretmen, doktor, asker ihraç edildi.
FETÖ, kurulduğu ilk günden itibaren barışçıl ve halka hizmet etmek isteyen "dini bir cemaat" maskesi altında gizli bir istihbarat örgütü gibi teşkilatlandı. Devleti ele geçirmeyi hedefleyen örgüt, yıllarca 15 Temmuz için hazırlandı. Bu amacına ise zeki beyinleri “eğitim” adı altında ağına düşürerek girişti.
FETÖ, en önemli ve öncelikli hedef olarak TSK'yı seçti. FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızma faaliyetlerinin hazırlıkları 1971 yılından itibaren başlatıldı. Kurmaylık sınavlarını da orduyu ele geçirmek için kullanan FETÖ’nün subaylarının 171’i 3 yıl, 146’sı 4 yıl, 36’sı 5 yıl ve 4’ü 6 yıl erken terfi aldı.
TSK’YI TAMAMEN ELE GEÇİRECEKLERDİ
Yapılan analizler sonucu şu tehlikeli tablo ortaya konuldu: FETÖ’nün TSK’yı işgalİ 15 Temmuz’da kesintiye uğramasa ve devam etseydi, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında 1993 ve özellikle de 1994 devresindeki FETÖ mensuplarının hepsi general olacak, 2016-2017 ve nihayet 2018 YAŞ’ında en az 8 orgeneral, 15-20 korgeneral sayısına ulaşıp tümgeneral ve tuğgenerallerin tamamını oluşturarak, FETÖ mensupları TSK’da Genelkurmay Başkanlığı da dahil kuvvet, ordu, kolordu ve tugay komutanlıkları ile icracı karargah komutanlıklarını ele geçirebilecek sayı ve etkinliğe ulaşacaklardı.
Kumpas soruşturma ve davalara imza atan örgüt, yargı eliyle yaptığı en kritik operasyonlardan birisini, 7 Şubat 2012’de gerçekleştirdi.
Örgütün savcısı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırdı. MİT yöneticileri ile hükümeti terör örgütüne yardımla suçlamak isteyen hain örgüt, 17-25 Aralık 2013’te ise yargı üzerinden hükümete en etkili darbeyi vurmak üzere harekete geçti.
FETÖ, yolsuzluk soruşturmalarını bahane ederek hükümeti yıkmayı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasetin dışında bırakmayı denedi.
Örgüt, yine yargıyı kullanarak Türkiye’yi uluslararası arenada terör örgütlerine destek veren ülke konumuna düşürmek için 1 Ocak 2014’te Hatay’da, 19 Ocak 2014’te Adana’da MİT’e ait tırları hukuka aykırı bir şekilde durdurdu.
Darbe teşebbüsünün 2016 Türkiye ekonomisine zararı açıkça hissedilmişti. Darbe girişiminin ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları siyasi kaygılarla Türkiye’nin kredi notunu düşürmüş, istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 1 milyon gerileyerek işsiz sayısı 3.9 milyona yükselmiş, 71 bin puana kadar gerileyen Borsa İstanbul’un piyasa değeri bir haftada 80 milyar lira azalmış, ihracat yüzde 11,5 düşmüş, dış ticaret hacminde yüzde 16,4 daralma yaşanmıştı. Turist sayısı yüzde 36,7 gerilemiş azalan büyüme nedeniyle milli gelir 50 milyar TL daha az gerçekleşmişti.
FETÖ, TSK, Emniyet, yargıya sızsa da eğitim vazgeçemediği alan oldu. MEB’i ele geçirerek, paralel eğitim sistemi kuran örgüt, eğitimden aldığı güçle, mezunlarını bürokrasinin ve devletin belirli kademelerine yerleştirdi.
FETÖ, yıllarca sınav sorularını ele geçirilerek kopya çekti. Gerçek başarı gösteren öğrenciler mülakatta elendi.
FETÖ, binlerce zeki çocuğu devşirerek örgütün emelleri için kullandı. FETÖ bu milletin çocuklarına yaptığı kötülükle ülkenin geleceğini çaldı.