Terör örgütü PKK/PYD ve YGP militan ihtiyacının büyük bölümünü 18 yaş altındaki çocuklardan karşılıyor. Yetim, öksüz, aile içinde sorunları olan çocukları çeşitli vaatlerde kandıran terör örgütü, dağa getirdiği çocukların geri dönüşüne de izin vermiyor.
Çocukları, kundaklama, keşif ve istihbarat alanlarında yetiştirilen terör örgütü, ‘çocuk savaşçıları’ kullanarak uluslararası hukuku ihlal ediyor. Eli kanlı terör örgütü PKK'nın ailelerinden kopardığı ve yıllarca sesini dahi duymasına izin vermediği çocuklar, ölümü göze alarak kaçtıkları dağdan yuvaya uzanan yolculuğu ilk kez Yeni Şafak'a anlattı. Örgütten kurtulan çocuklar, "Aileler çocuklarından vazgeçmesin" dedi.
18 Mayıs 2015’te 15 yaşındayken terör örgütü PKK’ya katılan Dilek A., dağa çıkma sürecinde HDP'li olan erkek arkadaşının etkin bir rol oynadığını ifade etti. Örgüt üyeleri ilk olarak Diyarbakır Bağlar'da temas kurduğunu ifade edin Dilek A., “Babam vefat etmişti, annemle, dayılarımla sürekli kavga ediyorduk. Çok bunalmıştım. Bir gün erkek arkadaşım ‘seni bir yere göndereceğim birkaç gün kafanı dinle sonra geri gelip seni alacağım’ dedi. Kabul ettim. Bağlar’daki bir düğün salonunun yanına geldim. İçinde bir kadın ve bir adamın olduğu arabayla beni aldılar. Önce Lice’ye götürdüler ama giderken dağdan bahsetmediler. Lice’de Sur olaylarında ölen Çiyager' kod adlı Cihat Türkan bizi karşıladı. Bana sarıldı, çok korkmuştum, onlarla ilk kez karşılaşıyordum. Çiyager bana, ‘İ.D artık gelmeyecek. Senin de eve gitmek için birkaç eğitim var, onları geçmen gerekiyor’ dedi. Korkudan kabul ettim” diye konuştu. Dilek A. “Beni Lice’ye götürenler, dağa çocukları götürenlerdi. Bu kişiler HDP'nin adamıydı. Dağa gelmek isteyen çocuklar o dönem, önce HDP’nin Bağlar’da bulunan örgüt evlerine oradan da dağa gidiyorlardı. Benim dağa gitmeye niyetim olmadığında bu evlere hiç gitmedim. Lice'de iki gün kaldıktan sonra Cizre’ye, daha sonra da Cizre İtimat otobüsleriyle Cudi Dağı’na gittik. Zaman sonra Suriye'nin Derik bölgesine geçtik. Burada 1ay sıkı bir eğitime aldılar. Birkaç eğitimi geçtikten sonra eve ne zaman gideceğimi sormaya başladım, 'eğitimi geç gideceksin' diyerek hep oyaladılar"diye konuştu.
Suriye’de 1 ay boyunca YPJ’yle birlikte, karakol gibi bir binada kaldığını belirten Dilek A. “Sürekli Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okutuyorlardı. Allah’ı inkar ediyorlardı. Bu benim çok ağırıma gitmişti. Bağırıp, çağırmış sonra oturup ağlamıştım. Onlar da, ‘şimdi hiçbir şeyin farkında değilsin, zamanla anlarsın şimdi sana bir şey demiyoruz’ diyorlardı. Burada Amerikalılar da vardı. Komutanlarla birlikte bize eğitim veriyorlardı. Bazı Amerikalılar ise yeni gelmişti. Bunlar küçücük çocuk niye getirdiniz diyenini, tepki gösterenini hiç görmedim. Örgüt, kendilerine koşulsuz bağlı olanları şehirlere gönderirken, kaçmasından şüphelendiklerini ise kırsalda bırakıyor. Ben sürekli geri dönmek istediğimi söyledim. Sanırım kaçacağımdan şüphelendikleri için beni Zap bölgesine gönderdiler" diye konuştu. Terör örgütünden esas eğitimi Irak’ta aldığını anlatan Dilek A. “Askeri, siyasi ve ideolojik eğitim veriliyordu. Dar alanda kaldığımızda ne yapacağız, tünel nasıl kazılır gibi askeri eğitimleri arazide aldık. İHA geldiğinde hareket etmeden beklemeyi, arazinin rengine göre elbiseler giymeyi de yine burada öğrendik. Renkli parlak şeyler kullanmıyorduk. Kameranın ilgisini çekecek birşey yapmıyorduk. Çadırlarımız askeri kamuflaj rengi oluyordu. Parlak renk olunca çamur sürüyorduk. Bizi gruplara bölmüşlerdi, sağlık ekibi ayrıydı. Beni sabotaj eğitimine gönderdiler. EYP nasıl yapılır, mayın nasıl imha edilir gibi konuları öğrenmek için 6 ay eğitim aldım”
Örgüt yöneticilerinin, 'bahar geldiğinde mayın döşeyip pusu kuracaksın' şeklinde telkinlerde bulunduklarını anlatan Dilek A. "17 yaşındaydım, sürekli insanlara bunu nasıl yaparım, ben cana nasıl kıyarım diye düşünüyordum. O güne kadar aileme ulaşmak için hiçbir fırsat vermediler. Bir gün Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı bir köye özsavunma için gitmiştik. Özsavunma, halkı örgütlemek demek. Bu çalışmalar sayesinde dağa çıkacak eleman temin ediliyor. Özsavunma yapan militanlar, halka ilişkiler gibi telefon kullanabiliyor. 4 Mart 2018 tarihinde yanımdaki Azat kod adlı komutana, ‘telefonu ver bi ailemi arayayım, kardeşlerim de dağa gelsin’ diye yalan söyledim. 2,5 yılın sonunda annemle ilk kez konuştuğumda, 'artık dayanamıyorum beni buradan alın' diyebildim. Annem de ‘yerini söyle biz geliyoruz merak etme herşeyi yaparız.Yeterki sen evine gel’ dedi. Bu konuşmadan sonra kaçmaya daha çok inandım" diye konuştu.
Diyarbakır Namık Kemal Lisesi’nde okurken dağa giden A.H, annesiyle kavga ettikten sonra telefon ve kimliği bırakarak yola çıktığını anlattı. İlk önce HDP Diyarbakır İl Binası’na giden A.H, “Hava kararınca Yenişehir Mezarlığı yakınlarındaki evlerden birine gittik. Sabah da Dicle İtimat otobüslerine bindirip dağa çktık. Benimle birlikte biri tıp fakültesi öğrencisi olmak üzere 4 kişi vardı. Bize şifre olarak Kuzey Irak’tan gelen Gauloises marka sigara verdiler. Otobüs Cizre’ye vardıktan sonra arabayla Gabar Dağı’na götürüldük” dedi. 40 gün eğitim aldıklarını anlatan A.H, “Eğitimin sonunda ben ve doktor Kuzey Irak’a gitmek istedik. Dağda özgür olacaksınız, paranız olacak, her istediğinizi yapacaksınız diyorlardı.Hiçbir şey anlattıkları gibi olmadı.