Yıllarca Fetullah Gülen'in en yakınındaki isimlerden olan ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinden sonra yollarını ayırıp, devlete karşı yürütülen hamlelerin karşısında duran gazeteci Hüseyin Gülerce, FETÖ ve paralel yapının iç yüzünü
isimli kitabında deşifre ediyor. Gülerce'nin
ndan çıkan kitabındaki önemli bir detaya Yeni Şafak yazarı Salih Tuna
dikkat çekti.
Kitabın 95. sayfasında Gülen'in “Evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin…" şeklindeki bedduasından birkaç hafta sonra Hakan Şükür'ün Pensilvanya'ya gittiği ve Gülen ile görüştüğü belirtiliyor.
Gülen ile Hakan Şükür arasındaki beddua diyalogu kitapta şu şekilde yer aldı: “Konu bedduaya gelince Hakan Şükür, 'Efendim birileri Türkiye'de hâlâ beddua diyorlar' diye lafa giriyor. Gülen, Hakan Şükür'ün gözlerinin içine bakıyor; 'Hakan Bey ben kendiliğinden mi konuşuyorum' diyor…"
Hüseyin Gülerce bu konuşmayı ve tavrı kitabında şöyle yorumluyor: “Bu, en büyük susturucudur. 'Hocaefendi' yanlış yapmaz, çünkü 'kendiliğinden' konuşmuyor. Her Perşembe akşamı Peygamberimizle (s.a.v) istişare ediyor. Peygamberimize (s.a.v) danışıyor, Peygamberimizden (s.a.v) ruhsat ve onaylıyor. Bu konuda o kadar rahat ki. Efendimizi (s.a.v) Samanyolu TV dizilerinde kamyona da bindiriyor, Türkçe Olimpiyatlarında statlarda da görüyor. Türkiye'den has adamlarından biri, 'Efendim bir arkadaş Peygamberimizi rüyasında görmüş, tweetleri ikiye katlayın demiş' dediğinde, 'Siz de katlayın o zaman' cevabını çok rahatlıkla vermiş… Hakan Şükür bunları unutuyor ve sonra ikna oluyor…"