Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesinde gerek yurt içinde gerek yurt dışında atılan adımlar örgüt üyelerinin yer altına çekilmesi ve özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenmesi dönemini beraberinde getirdi.
15 Temmuz'dan sonra özellikle Twitter üzerinden örgütlenen ve toplumda infiale neden olacak yalanları buradan yayan örgüt mensupları, son günlerde What's App üzerinden de gerçekle ilgisi olmayan bilgilerin paylaşımını sağlayarak toplumu terörize etmeyi hedefliyor.
Güvenlik kaynakları, söz konusu bölgeye ilişkin ellerinde böyle bir istihbari bilgi olmadığını ve güvenlik kurumlarının bu tip olayların önlenmesi noktasında canla başla çalışmaya devam ettiklerini vurguladı.
Türkiye'de sosyal medya-toplum üzerine yazdığı kitaplarla tanınan ve bu alanın en önemli kalemlerinden biri olarak öne çıkan Doç. Dr. Levent Eraslan, yenisafak.com'a yaptığı açıklamada, FETÖ'nün bu tür işlerle toplumdaki sosyal yaşamın dengesini bozmayı hedeflediğini söyledi.
Bu tür işlerde sosyal medya üzerinden "Korku, kaygı, tehdit" unsurlarının işlendiğine dikkati çeken Eraslan, "Korku yaratarak infiale neden olmak ve bu yolla bir kamuoyu oluşturmak istiyorlar. Burada asli unsurlardan biri de bu yolla vatandaşın devlete ve güvenlik kurumlarına olan güvenini azaltmak" şeklinde konuştu.
Geçmiş yıllarda insanların mail yoluyla bu tür işleri yapmaya çalıştığını ancak yayılma ve hız konusunda şimdiki imkanların çok daha gelişkin olduğuna vurgu yapan Eraslan, şöyle devam etti:
Son paylaştıkları mesajda bilerek askeri terimler de kullanıyorlar. Literatüre hakim bir izlenim veriyorlar ve böylece inandırıcılıklarını artırıyorlar. Ankara'nın göbeğini tarif edip, 'Burada bomba patlayacak' demek insanlara 'Evden çıkmayın. Başkentin ortasında dahi güvende değilsiniz' mesajını veriyorlar."
Gençlik ve Sosyal Medya, Soysal Medya Toplum Araştırma, Sosyal Medyayı Anlamak, Sosyal Medya ve Algı Yönetimi gibi kitaplarında bu tür sorunların oluşum, gelişim ve çözüm süreçlerine dair önerilerde bulunan Eraslan'na göre, devletin sosyal medya alanına resmi olarak daha fazla müdahil olması şart.
Eraslan, ABD'de 8, İngiltere'de 5, Almanya, Hollanda, Fransa ve İsrail'de de onaylama merkezlerinin olduğunun altını çizerek,
Biz böyle bir kurum olmamasının acı tecrübesini Gezi olaylarında, 17-25 Aralık döneminde, 15 Temmuz sonrasında yaşadık. Önümüzdeki dönemlerde bu tür sıkıntılı süreçlere maruz kalmamak için sosyal medyada da aksiyon almamız lazım" şeklinde konuştu.