1974 yılında Lozan Hareketi bildirisiyle örgütlenen misyoner teşkilatları, Müslüman ülkelerde “İncil Müslümanlığı” için harekete geçti. İşte misyonerlerin bu tanımlamasından hareketle uzun araştırmalar sonucu hazırlanan “İncil Müslümanları” kitabı Türkiye’de aynı dönemde başlayan “içeride Hristiyanlaştırma” projesini gözler önüne seriyor. 8 bölümden oluşan 192 sayfalık kitapta Gülen’in vaazları, kitapları ve Gülen’in kontrol ettiği dergilerin satır araları titizlikle incelenip, Hristiyanlık kaynaklarıyla karşılaştırılıyor.
Birlikte Dağıtım’ın FETÖ’nün maskesini düşüren “Alamut’tan Pensilvanya’ya” serisinin ikinci kitabı yayında. 1974 yılında Lozan Hareketi bildirisiyle örgütlenen misyoner teşkilatları, Müslüman ülkelerde “İncil Müslümanlığı” için harekete geçti. Misyonerlerin bu tanımlamasından hareketle hazırlanan “İncil Müslümanları - Altın Nesil” kitabı Türkiye’de aynı dönemde başlayan “içeriden Hristiyanlaştırma” projesini gözler önüne seriyor. 8 bölüm ve 192 sayfadan oluşan eser, Gülen’in sistematik Hristiyanlaştırma faaliyetini nasıl yürüttüğünü ortaya koyuyor.
HRİSTİYANLIK SOLUYAN İNSANLAR
FETÖ’nün mühendisliğini üstlenen yapının, 15 Temmuz sonrası “Gülen Örgütünü Koruyun” acil kodlu çağrısı, Gülen’in Hristiyan inanç esaslarını zihinlere kodlama çabasına ilişkin örnekler, tasavvuf adı altında Hristiyan ruhbanlığının işlenmesi, FETÖ ve benzeri örgütlerin hikayesi, perde misyonerlerin dilinden anlatılıyor. Gülen’in “Hristiyanlık soluyan insanlar yetiştirme vazifeleri olduğuna” ilişkin şok itiraflarının bulunduğu kitapta, “Hizmet Hareketi” olarak tanıtılan terör örgütünün “Hristiyanlıkta belirli seviyeye ulaştığına” ilişkin hiç bilinmeyen açıklamalar yer alıyor.
ÖRGÜTÜN EN BÜYÜK VAZİFESİ
Eserde Gülen ve örgütünün en büyük vazifesi şöyle özetleniyor: “FETÖ’nün iki yüzü vardır. Çünkü 1974’ten sonra kurgulanan mühendisliğe göre, kullandığı kavramlardan dış görünüşüne, ibadetlerinden gösterdiği hedefe, her şeyiyle dışarıya gösterdiği yüz birebir Müslüman olacaktır. Operasyonu içten yapabilmenin tek yolu, karşıdaki din ve kültürle tamamen özdeşleşmekten geçer. Geliştirilen bu mühendislik metoduna haç misyonerler adı verilmiştir. Bu tür yapılara dışarıdan bakıldığında bir şey anlaşılamaz. Gerçek yüzleri ancak iç dünyalarına girildiğinde görülür.”
MESİH’E HAZIR HALE GETİRMEK
“Hristiyan ruhuna sahip insanlar yetiştirmek. Uygun ortamı oluşturarak İsa-Mesih’in yolunu hazırlamak.” Gülen bu talimatını Fasıldan Fasıla kitabında şöyle yazıyor: “Bu temel bilgiler ışığında Hz. Mesih ister şahıs, isterse şahs-ı manevi olarak algılansın, onun yeryüzüne inmesi öncesinde, bize düşen vazifeler vardır. Ortamın onun temsil ettiği ruh ve manaya hazır hale getirilmesi, Mehdiyet Mesihiyet soluyan insanların yetiştirilmesi, dünya-ıkba dengelerinin yeniden yerlerine oturtulması sayılabilir.” Bu sözlerle Gülen, yürüttüğü tüm faaliyetlerini deşifre etmiştir.
KENDİ AĞZINDAN HRİSTİYAN DAVASI
Gülen’in 1989’da Şadırvan Camii’nde Hristiyanlık davası ile ilgili verdiği vaaz da dikkat çekici: “Hz. Mesih... Ama cemaati arkadan, gerçekten çarmıhların gölgesi altında, sizin mükellef olduğunuz o mükellefiyetleri, o mesajları sunmadan bir lahza geriye durmamışlardır. Bir lahza geriye durmamışlardır. Ölürken hepsi Allah’ım Paul kimse onu.. Allah’ım Yunanna’yı, Allah’ım Marküs’ü, Allah’ım başkasını, Allah’ım şunu, Allah’ım bunu, Allah’ım Brabası... Allah’ım affet. Mesih imdadımıza yetiş diye çarmıhlarda ruhlarını teslim ederken, ciddi bir vefa hissi içinde büyük bir davayı temsil etmenin şuuru içindeydiler.”
KAPILAR BÖYLE AÇILDI
Eserde, FETÖ’nün yurt içinde çökertildiği, yurt dışında ise can çekiştiği 2017 sonlarında “www.lausanne.org” adlı web sitesinde, dünya çapındaki tüm misyoner ve Hristiyanlara FETÖ’ye sahip çıkılması için özel bir çağrı yayınlandığı belirtiliyor. Bu çağrıyla bütün Hristiyan liderlere de Türkiye’de çöküşe geçen FETÖ’nün Türkiye dışında beslenip büyütülebileceği söylendi. Gülen’in 2001’de El Ezher Üniversitesi’nin Papa’ya yönelttiği “Haçlı Seferleri için resmi özür dileyin” teklifinin karşısında durması da eserde yer alıyor. Gülen’in bu çağrısının, örgüt için bir vize-pasaport mahiyetinde olduğu belirtiliyor.
SIZINTI'DA SIK SIK İŞLEDİ
Elebaşı Fetullah Gülen’in 1970’lerin ortalarından itibaren kendi “altın” neslinin önüne mesihler olma hedefi koyduğu ve bunun için günümüze kadar çalışıldığı dile getiriliyor. Örgütün yayın organı Sızıntı dergisinin 5’inci cildinde müsamaha başyazısında, “İyileri iyilikleriyle alkışla, inanmış gönüllere karşı mürüvvetli ol, inançsızlara öyle yumuşak yanaş ki, kinleri, nefretleri eriyip gitsin ve sen, soluklarında daima Mesih ol..!” deniliyor.