FETÖ'nün işkence kampına dönüştürdüğü Menteş Kampı'nda binlerce Harbiyeli mağdur edildi. Bunlar arasında Erkan Eryiğit'in adı ise FETÖ'nün işlediği cinayetler arasına girdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı FETÖ ana iddianamesinde örgütün 'ölümle sonuçlanan cebir ve şiddet eylemleri' arasında adı geçen Eryiğit, jandarma olmak istiyordu. 2010 yılı yazında 2. sınıftan 3. sınıfa geçebilmek için Menteş Kampı'na üçüncü kez alındı. Su verilmeden güneşin altında koşturuldu. Bayıldı. Düşerken kafasını yere çarptı. Birkaç gün yoğun bakımda kaldı ama direnemedi. Ailesine gerçeği anlatmadılar. Çoklu organ yetmezliği teşhisiyle öldü dediler. “Ordu Peygamber Ocağıdır” diyen aile söylenenlere inandı. Sadece oğullarının şehitliğini istedi ama onu da vermediler. Erkan Eryiğit'in Hayvan Mangası olarak adlandırılan 8 kilometrelik koşudaki ölümünü, ailesi ve o sırada koşuda bulunan arkadaşları Yeni Şafak'a anlattı.
Olayın olduğu gün Menteş Kampı'nda yaşananlara şahit olan, FETÖ'nün askerlerinin şok mangalarıyla Harp Okulu'ndan istifaya zorladığı kişiler arasında bulunan, memur olduğu için adını açıklamak istemeyen bir mağdur tanık, şunları kaydetti: “Erkan Eryiğit şehit olmuştur. Öldürülmüştür. O gün biz Hayvan Mangası olarak adlandırdığımız yaklaşık 8 kilometrelik bir koşuya katılacaktık. Sınıf geçmek için her yıl sonunda Menteş Kampı'na alınırsınız. Normalde koşuya başlamadan önce ısınma gevşeme hareketleri yapar öğrenciler. Ama Erkan abi ve bizim gibi şok mangasındakilere komutanlar 'Sizi ben ısıtacağım' der ve bize işkenceye koşudan önce başlarlar. Süründürme, şınav çekme. O gün de aynısı oldu. O gün orada, darbe girişiminden tutuklanan Bölük Komutanı Piyade Yüzbaşı Akif Açıkgöz ile Kıdemli Topçu Üstteğmen Metehan Acar vardı.”
“Diğer bölükler ısınırken bizi süründürdüler, eziyet ettiler. Ta ki koşu başlayana kadar. Bizi koşturmadılar o gün, 3-5 kişiyi seçtiler ve aralarında Erkan abi de vardı. Normalde koşu öncesi herkes mataralarından suyunu içer, sonra ağırlık olmasın diye matarasını boşaltıp koşuya öyle başlar. Ama şok mangasındakilerin su içmesine izin vermezler. Çünkü su içersek kendimize gelir koşuda başarılı oluruz. Bunu istemezler. Erkan abinin de suyunu boşaltmışlardı zaten. İçmesine izin vermemişlerdi. Koşudan önce iyi görünmüyordu. Koşu başladı. Parkurda en son Dalyan Koyu'na doğru yokuş vardır. O yokuşta Erkan abi koşunun son bir kilometresinde bayılıyor. Kafasını yere çarpıyor.”
“Olayın ardından hastaneye kaldırıldı. Hastaneye gitmek istedik izin vermediler. Kendilerinden olan, sözlerini dinleyen 3-5 öğrenciyi seçip hastaneye gönderdiler. Yine cenazeye de kendi öğrencilerinden seçip gönderdiler. Kampta bu olay hakkında konuşmamızı yasakladılar. Okula döndük, okulda bile bu olay hakkında konuşulması yasaklandı. Değil ortalıkta konuşmak iki kişi arasında konuşsa dahi yakarız dediler. Erkan abi sapasağlamdı. Harp Okullarına girerken heyet raporu alırsınız, GATA, Askeri hastaneler, çok detaylı bir rapordur. Bu rapordan sapasağlam çıkmış bir adam okula gidiyor ve ölüyor. Nasıl ölüyor? Çoklu organ yetmezliği dediler. Sapasağlam bir adama bu teşhisin konulması zaten imkansız. Bu adam kafasını yere çarptı ve şehit oldu. Ona şehadet vermemek için de düzmece raporlar düzenlediler. Doktorlar, hakimler, komutanlar hep onlardandı. Kime itiraz edeceksiniz.”
Erkan Eryiğit'in ağabeyi Hacıbey Eryiğit olaydan 1 gün sonra haberdar olduklarını anlattı. Eryiğit, yaşadıklarını şöyle aktardı: “Günlerce yoğun bakımda yattı. Hastanede kaldığımız süre boyunca komutanlar başından ayrılmadı. Bu bize ilginç geldi. Bir de doktor vardı komutanlar içinde. Sürekli yanına girip çıkıyordu. Ölmesini mi beklediler, yoksa hastanede bir şey mi yaptılar konuşmasın diye, artık onu bilemiyoruz. Şimdi bütün bu iddiaları araştırıyoruz. Erkan'ın olayında kimler suçluysa suç duyurusunda bulunacağız.”
Erkan Eryiğit'in Ege Ordu Komutanlığı'nın istemi üzerine İzmir Adli Tıp'tan çıkarılan otopsi raporunda beyninde ağız, boğaz, boyun bölgesinde ve göğsünde ödem görülmesi dikkat çekti. Bayılarak düşmesine rağmen baş muayenesinde çatlak, kırık veya kanamaya rastlanmadı. -Ölüm nedeni olarak “bakteriyal sepsis” teşhisi konuldu. Aile, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne itiraz etti. Ancak hastane raporuyla askeri tabip raporlarındaki çelişkiler görmezden gelindi ve itirazda sonuç değişmedi.