Paralel yapı, telekulak, kumpas denilince akla gelen ilk polis şefi Ali Fuat Yılmazer'dir. Paralel emniyet ve paralel yargının “beyni”ydi. Ergenekon, Balyoz, Odatv, MİT, Selam/Tevhid kumpası gibi kritik ve tartışmalı soruşturmaların tamamında başrolde o vardı. 17/25 Aralık'ta darbe girişiminde bulunan paralel yapı başarısız oldu. Emniyet kulislerini iyi bilenler şimdi paralelcilerin, kendilerini “savaşa” soktuğu gerekçesiyle faturayı Yılmazer'e kestiğini söylüyor. “Herkes cezaevinden çıksın ama Ali Fuat kalsın” diyorlar.
Paralel yapı, telekulak, kumpas denilince akla gelen ilk polis şefi Ali Fuat Yılmazer'dir. Ve Ergenekon, Balyoz, Odatv, MİT, Selam/Tevhid kumpası gibi paralel yapının emniyette etkin olduğu dönemde akla gelen ne kadar soruşturma varsa başrolde o vardır.
Kulislerde konuşulanlara göre paralel polisler, 17/25 Aralık darbe girişimlerinin ardından gelen soruşturmalardan ve davalardan operasyon kurgulayan Yılmaz'ı sorumlu tutuyor. Kendi aralarında “Herkes hapisten çıksın ama Ali Fuat kalsın” diyorlar.
“Kurgu operasyonlarla” adını emniyetin tarihine yazdıran Yılmazer, aslına bakılırsa tesadüfen polis oldu. Liseyi okurken polis olmayı aklından geçirmemişti. Eğitim fakültesine girdi, mezun oldu. Öğretmen olmayı bekliyordu ama birden “Özel Sınıf” öğrencisi olarak polis akademisine girdi. Birkaç aylık kısa bir eğitimle de polis oldu.
“Özel Sınıf” uygulaması 1986'de merhum Turgut Özal döneminde başladı, 1991 yılına kadar sürdü. Bu dönem polis okuluna girenlerin büyük kısmının paralelci olduğuna dair yaygın kanı vardır. Zaten paralel operasyonlarda gözaltına alınıp, tutuklanan ve haklarında usulsüz dinleme, askeri ve siyasi casusluk gibi suçlamalarla dava açılan polislerin çoğu “Özel Sınıf” kökenlidir.
