15 Temmuz darbe kalkışması öncesinde FETÖ’nün savunuculuğunu yapan bazı “aydınlar”, darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından pişkinlik dolu açıklamalar ile darbe karşıtı yazılar yayınlamaya başladı.
FETÖ'cü gazeteciler darbenin tersine döndüğünü görür görmez pişkin açıklamalar yaptılar. Hiçbirinin FETÖ adını anmadan bu açıklamaları yapması niyetlerinin darbecileri protesto etmek değil günah çıkarmak olduğunu gösterdi. Zaman gazetesinde yazdıkları yazılarla FETÖ'nün yılmaz savunuculuğunu yapan isimlerden Ahmet Turan Alkan ve daha önce Erdoğan'a karşı TSK'yı darbe yapmaya davet eden yazılar kaleme alan Mümtaz'er Türköne çark eden ilk isimler olarak dikkat çekti.. Bu çark ediş kuyruğuna eklenen diğer iki isim ise Liberalizmin önde gelen isimlerinin bile utanç duyacağı ama FETÖ'nün heykelini dikmesi gereken “yüzyılın liberali” Mehmet Altan ve FETÖ'nün gazetesi Zaman için TOMA'ların önüne yatan Ali Bulaç oldu. Bu isimlerin 15 Temmuz sonrası çark edişlerinin başka bir alameti var mıdır bilinmez ama FETÖ'cü darbe kalkışmasını halen “tiyatro” olarak yorumlayan Ahmet Altan'dan çok daha büyük bir “öngörüye” sahip olduklarını da kabul etmek gerekir.
Bu çerçevede darbe girişiminin öncesinde kaleme aldıkları yazılar ve dile getirdikleri söylemlerle örgüte adeta toz kondurmayan Ali Bulaç, Mümtaz'er Türköne ve Mehmet Altan darbe girişiminden sonra, darbeleri hedef alan yazılar kaleme almaya başladılar. Bu isimler ayrıca ilk kez Fetullah Gülen ile örgütünü de eleştirdiler.
Ahmet Turan Alkan, FETÖ'ye desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Ancak 15 Temmuz sonrası ne hikmetse ani bir kararla yazmayı bıraktı. Alkan son yazısında, “En başta aşırı derecede yorulmuş zihnî selâmetim olmak üzere ailemin, yakınlarımın ve dostlarımın zihnî selâmeti nâmına siyasi yorum ve eleştiri ihtiva eder tarzda yazı yazmayı terkediyorum. Eğer becerebilirsem ve fırsat bulursam bundan sonra sadece okumak
ve belki edebî ve ilmî çeşnide şeyler yazmakla uğraşmayı ümid ediyorum” diyerek FETÖ'cü okurlarına veda etti.
15 Temmuz sonrası Mehmet Altan, FETÖ'nün cuntacı askerlerini direkt açık etti ve varlıklarını kabul etti. Altan, darbe girişiminden günler sonra “Darbecilerin önemli bir kısmının FETÖ'cü olduğu da anlaşılıyor” diyerek muazzam bir tespitte bulundu.
FETÖ ile olan birlikteliği çok tartışılan ve bu duruşundan taviz vermeyen Ali Bulaç, Fethullah Gülen Grubu›nun bu girişimin içinde olduğunu ifade etti. Bulaç, yaptığı açıklamada “Amerikan destekli darbe” tabirini de kullandı.
FETÖ'nün keskin kalemlerinden Mümtaz'er Türköne darbe girişiminden hemen sonra kaleme aldığı yazıda, ordu içinde paralel bir yapılanma olduğunu belirtti. Daha önce TSK'ya AK Parti iktidarına karşı darbe yapması için akıl veren Türköne, 17 Temmuz günü şu satırları yayınladı: “Devletin diğer birimlerinde olduğu gibi birden fazla kanun ve hiyerarşi düzeninin dışında yapılanma
olduğu belli. Halka kurşun sıkacak kadarileri gitmek için paralel dünya görüşünün ötesinde öfke ve nefretin belirle-diği bir ruh ikliminin paylaşılması gerekir.”
Türköne, FETÖ'nün kontrolündeyken Zaman'da kaleme aldığı “İktidarın kulpunu nasıl teslim edecekler?” başlıklı yazısında inanılmaz tehditler savurmuştu. “Bana çizmelerimi giydirmeyin” deyip kafasındaki işkence yöntemlerini sıralamıştı. Ancak darbe hevesi kursağında kalan Türköne de darbenin arkasında paralel yapı olduğuna işaret etti.