Mini belgeselde Kurum'un 1 günlük seçim mesaisine ve aile bireyleriyle olan iletişimine odaklanıldı.
İstanbul adayı Murat Kurum, kameraların karşısına bu kez bir eş ve bir baba olarak çıktı. “Murat Kurum ile 24 Saat” belgeselinde, Kurum’un, seçim kampanyasının son günlerinde bir gününü nasıl geçirdiği, yoğun çalışma temposunun aile bireyleriyle ilişkilerine nasıl yansıdığı soruları yanıt buldu.
Dijital içerik üreticisi Adem Metan, seçim kampanyasının son günlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un bir gününe eşlik etti. Adem Metan’ın, 24 saati yaklaşık 1 saate sığdırdığı mini belgesel, Kurum'un 1 günlük seçim mesaisine ve aile bireyleriyle olan iletişimine odaklandı.
31 Mart yaklaşırken heyecanlı olduğunu belirten Kurum, seçimi kazanacağına inandığını söyledi ve
“Heyecan muhakkak, ama benim içimdeki his, 31 Mart gecesi kazanıyoruz. 31 Mart gecesi çok güzel bir mutluluğu İstanbul'a yaşatıyoruz”
dedi.
Kurum, seçimi kazanırsa yapacağı ilk iş sorulduğunda,
“Şükredeceğiz. Böyle bir kutlu şehre şehremini olmak benim için çok kıymetli. Rabbime şükredeceğim.”
cevabını verdi.
'İçimdeki his 31 Mart gecesi kazanıyoruz'
Murat Kurum’un sabah erken saatte evden çıkıp, seçim ofisine hareket etmesiyle başlayan belgeselde, ilk bölüm yol hikayesi. Yolda soruları yanıtlayan Kurum, 31 Mart gecesiyle ilgili
“Heyecan muhakkak. Ama benim içimdeki his, 31 Mart gecesi kazanıyoruz. 31 Mart gecesi çok güzel bir mutluluğu İstanbul'a yaşatacağız.”
diye konuştu.
Belgeselde, Murat Kurum’un ilçelerde yaptığı mitinglerden kesitlere de yer verildi. Kurum, 31 Mart gecesi sonuçtan emin olduğunu anlatırken, bu mitinglerdeki coşkulu kalabalıkları işaret etti,
“Benim sahada gördüğüm, sonuç belli. Yani insanların, kaç tane bak, 4 tane ilçe gezdik. Hem bakıyorsun herkes gördüğünde, hem de o gözlerdeki şeyi görüyorsun, ışıltıyı, sevgiyi”
dedi.
Kazanırsanız, ilk yapacağınız şey ne?
Kurum,
“31 Mart'ta Allah nasip ederse, kazanırsanız, ilk yapacağınız şey ne?” sorusuna da, “Şükredeceğim ilk önce. Böyle bir kutlu şehre şehremini olmak benim için çok kıymetli. Rabbime şükredeceğim bana böyle bir görevi nasip ettiği için. Sonra da sevineceğimiz arkadaşlarımızla”
cevabını verdi.
Romanlarla İftar Buluşmasından renkli karelerin yer aldığı belgesel, Murat Kurum’un evinde, eşi ve kızıyla yapılan içten söyleşiyle devam etti.
'Hep böyle bir gurbetle bizim geçti evliliğimiz'
Şengül Kurum, eşi Murat Kurum’u “iş odaklı bir insan” diye tarif etti. Evliliklerini de,
“Yani aslında biz evlendikten bu yana hep böyle bir gurbetle bizim geçti evliliğimiz. Hep işinin başında olurdu. Biraz daha iş odaklı çalıştı gerçekten. O yüzden aslında ben fedakarlık yaptığımı düşünüyorum. Aslında onun sevgisine çok ihtiyacım oluyordu, sevgi dolu bir insanım, her zaman onun yanımda olsun istiyorum ama hep sabrettim açıkçası. Sabırla şükürle böyle bekledim. O iyi olsun istedim. Ama Allah'tan hep diyorum, biz üniversitede tanıştık, üniversitede iyi ki onunla biraz vakit geçirmişiz. Çünkü evlendikten sonra olmadı. Hep böyle işte Bingöl'e gitti, aylarca gelmedi. Sonra TOKİ'de Şube Müdürlüğü yaptığı zaman, Güneydoğu'dan Sorumlu Koordinatör Şube Müdürüydü. Cuma, Cumartesi, Pazarları yoktu. Benim ona ulaşabileceğim zamanlarda yoktu. Emlak Konut Genel Müdürüyken de bu işi hak edeyim diye çok çalıştı. Aslında hep hasretle birlikte vakit geçirdik. Ama Bakanlık döneminde de gerçekten koltuğunda oturmadı yani. Yerinde hiç oturmadı. 81 ile birkaç kere gezdi gitti. Ben O’nun çok düzgün bir insan olduğunu biliyorum ve yaparsa o yapsın; devletimize, milletimize hizmet etsin diye hep sabrettim. Çocuklarım da öyle. Gerçekten Allah razı olsun onlardan. Hepsi böyle Babasının bu kutsal görevinde olduğundan dolayı gurur duydu. Gerçekten çok fazla bir zaman geçirmedik birlikte. Mesela geçen bir soru sormuş birisi, ‘annenizin yemeğini mi seviyorsunuz, eşinizin yemeğini mi?’ Benim yemeğimi çok yemedi eşim. Çünkü bizimle aynı sofrada çok oturamadı”
diye anlattı.
Bir doğum günü anekdotu da paylaşan Şengül Kurum,
“Doğum gününe gitmiştik Emlak Konut’taki yerine. Ben yani çok gitmem, rahatsız etmem O’nu iş yerinde ama, o gün sürpriz yapalım dedik. Saat 21:30 gibi gittik, 00:00’da bizi içeri alabildi, Pasta falan eridi tabii, böyle şeyler oldu. Ya da şey yapardık, hafta sonu bizi bir yerlere götürürdü, bir telefon gelirdi, Bakanımız arardı ya da işte Müdürü ya da TOKİ Başkanımız; bizi bırakırdı, ‘siz taksiye binin, gidin. Ben buradan ayrılmak zorundayım’ falan diye. Çok oldu, ben üçüncü doğumumu yaptım, bir gün sonra Rusya'ya gitti. Hiç böyle bir babalık izni falan kullanmadı”
dedi.
Peki Kurum ailesi hiç tatil yapmadı mı? Şengül Kurum, hem Ankara’ya hem İstanbul’a yakın olması nedeniyle, Bolu’nun aileleri için gözde bir günü birlik tatil destinasyonu olduğunu anlattı. Ama eşi Murat Kurum’un orada bile çalıştığını söyledi. Şengül Kurum,
“Abant Gölü’nün etrafını turlar, ormana girer, orada bile hemen bir düzen yapar. Ormanda çalıları falan toparlar, kenara koyar falan. Orada bile, yani öyle çalışkan bir insan”
ifadelerini kullandı.
'Cumhurbaşkanımızın adaylığa layık görmesi çok gurur verici'
Adem Metan, Şengül Kurum’a
“Murat Bey’le ilgili özlem dolu ifadeler kullandınız. Fakat İstanbul’da bekleyen çok iş var. Özellikle deprem, herkesin birinci maddesi. Eğer vatandaş Sayın Kurum’dan yana tercihini kullanırsa, görünen o ki bu özlem çok daha uzun bir müddet birikecek gibi duruyor?”
şeklinde bir soru da yöneltti.
Şengül Kurum,
“Aslında artık kendimden vazgeçtim. Çocuklarım için küçük kızım, ortanca kızım, Mehmet biraz daha babasının yanına ekibine dahil olabiliyor. Babasını özlediği zaman ‘dur ben babamın yanına gideyim, babamla zaman geçireyim’ diyebiliyor. Ama küçük kızım ve Zeynep ona hep hasret içinde büyüdüler. Onlar için üzülüyorum. Ben yoksa her zaman yanındayım, arkasındayım. Onunla da gurur duyuyorum. İstanbul için Cumhurbaşkanımızın aday göstermesi layık görmesi bizim için çok gurur verici bir şey. ‘Yaparsa Murat Kurum yapar.’ dedi. Şimdi bu konuda gerçekten canla başla çalışacağına, bir 5 yıl belki ama kendinden 10 yıl gibi çalışacağına ondan eminim. Hep sahada olacaktır ondan eminim. Ama bununla gurur duyuyorum. Böyle kutsal bir şehre hizmet etmek O’na nasip olursa çok mutlu olurum açıkçası. Sadece üzüldüğüm şey, çocukları ile ilgili o dengeyi kuramazsa ona üzülürüm. Çünkü bir yandan da ömür geçiyor”
cevabını verdi.
'Videoları tek tek izlerdi gece'
Adem Metan, Murat Kurum hakkında yapılan ‘caps’leri de sordu. Şengül Kurum,
“Onları hep takip ediyorum. Dosya açtım kendime. Oraya atıyorum, çocuklara hatıra kalsın diye. Murat diye de bir dosya yaptım. İçine atıyorum sürekli. Oradan hatıra kalsın diye. Haberi yok tabi onun. Evdeki o fotoğraf çekme, video hazırlama işlerini yöneten benim. Eşime derim hep, ‘fotoğraf çektirelim’, hatıra olsun diye. Mesela o çalışırken de Bakanken de, Zehra ya da Zeynep küçükken, gece gelirdi işten ve bana hep derdi; ‘Ne yaptınız bugün bakalım?’ Videoları tek tek izlerdi gece. Zehra’nın o gün ne videosunu çektiysem tek tek izlerdi. Onları da ihmal etmez yani. Gece gelir, çocuklarının üstünü örter. Kapılarını açar bakar. ‘Zehra ne yaptı bugün?’ ‘Zeynep ne yaptı bugün?’ Yani aslında çok iyi baba ama çok vakit geçiremiyor ben ona üzülüyorum”
diye yanıtladı.
'Babamla çok gurur duyuyorum'
Murat Kurum ile 24 Saat belgeselinde, Kurum çiftinin büyük kızları 15 yaşındaki Zeynep de konuştu.
Devlet okulunda okuduğunu ve okulunu çok sevdiğini belirten Zeynep Kurum, O’nu tanıyanların çoğunun Murat Kurum’un kızı olduğunu bilmediğini anlattı.
Zeynep Kurum, “Babana çok uzun zamandır söylemek istediğin de söyleyemediğin bir şey var mı?" sorusuna da, şöyle yanıt verdi:
“Babama şunu söylemiyorum galiba. Seçim sürecinde ben okuluma devam ediyorum. Yanında olamadım uzun süre. Baba, seninle gurur duyuyorum açıkçası. Yani bunu çok söyleyemiyorum biliyorum ama babamla gurur duyuyorum. Çok büyük bir başarı gerçekten. İstanbul, Türkiye'nin baş tacı. Bunu yönetmek çok zor bir şey. Babam bunun şimdi adaylarından bir tanesi ve gerçekten çok büyük bir başarı. Babamla çok gurur duyuyorum.”
Belgesel, Murat Kurum’un Mardinlilerle Sahur Programı, ardından sabaha karşı yaptığı Bayrampaşa Sebze ve Meyve Hali ziyaretinden görüntülerle son buldu.
#Murat Kurum
#İstanbul
#Röportaj