Suriye’deki savaşı sonlandırmak ve insani drama son vermek için Erdoğan, Putin ve Ruhani’nin önceki gün Ankara’da gerçekleştirdiği zirveye ilişkin ayrıntıları Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın anlattı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında Kalın, Doğu Guta’da yaşanan trajedinin Humus ve İdlib’de de başgöstermemesi için Türkiye’nin Rusya ve İran’ı Esed rejimi üzerinde baskı yapmaya çağırdığını ifade etti. Şimdiye dek gerek ateşkes gerekse de insani yardımlar konusunda en büyük engeli rejimin çıkardığına değinen Kalın, “Suriye’de insani yardımların hızlı bir şekilde ulaştırılmasında rejim üzerindeki baskının artırılması gerekiyor. Rejimin, ateşkesin ihlallerine yönelik hareketlerini durdurma noktasında İran ve Rusya’dan beklentimiz, rejim üzerinde baskı kurmaları, gerekli telkinleri yapmalarıdır ki bu konu, etraflı bir şekilde zirve oturumlarında ele alındı” dedi.
Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’nın Tel Rıfat da dahil tüm bölge terör unsurlarından temizlenene kadar devam edeceğini kaydeden Kalın, “Tel Rıfat konusunda Ruslar ‘YPG/PYD unsurlarının neredeyse kalmadığını’ söylüyor. Bunu kendi kaynaklarımızdan teyit edeceğiz” açıklaması yaptı. ABD’nin Suriye’deki pozisyonuna ilişkin kafa karışıklığı yaşadığını ise Kalın şu sözlerle ifade etti: “Amerika’nın bir karar vermesi lazım, Suriye’de DEAŞ’la mücadele bitti mi, bitmedi mi? Yani ‘bitti’ diyorlar, ‘bitmek üzere’ diyorlar, ‘bitime yaklaştık’ diyorlar. Sonra ‘Yok hayır tehdit devam ediyor’ diyorlar. Orada ciddi bir kafa karışıklığının olduğu anlaşılıyor. Başkalarının kafa karışıklığı ya da planları bir tarafa, bizim kafamız son derece net, bizim yaklaşımımız son derece açık.”
Kalın, ABD’nin ardından Suriye’de PKK’nın hamiliğine soyunan Fransa’ya da uyarılarda bulundu. PKK’nın PYD ile ‘iki ayrı örgüt olduğu’ tezini zaten 1,5 yıldır ABD’nin işlemeye çalıştığını ancak Türkiye’nin sahadaki gerçekleri iyi bildiğini belirten Kalın, “Biz bunu kategorik olarak reddediyoruz. Fransızların da böyle bir çaba içerisine girmesinin beyhude olacağını ifade etmek isterim. Bu konudaki pozisyonumuz son derece net. Bu tür adımlar doğrudan ya da dolaylı olarak terör örgütüne verilmiş bir destek olarak değerlendirilir” dedi. PKK’nın Irak’ta Musul batısındaki Sincar’dan çekilmeye başladığı iddiasını ihtiyatla karşıladıklarını söyleyen Kalın, Irak’ın kendi topraklarını terör örgütlerinin kullanımına kapatması gerektiğini yineledi.
FETÖ’ye yönelik operasyonların ise hukuki zeminde devam ettiğine dikkat çeken Kalın, 6 üst düzey FETÖ zanlısının Kosova’dan MİT operasyonuyla yurda getirilişini hatırlatarak, “Kosova hadisesi de Kosova makamlarıyla görüşülmek suretiyle gerçekleştirilmiş bir eylemdir. Yaptığımız suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde hayata geçirilen eylemlerdir. Dolayısıyla, o ülkeler için de bir güvenlik zaafının ortadan kaldırılmasıdır bu” dedi. Kalın, ABD yargısınca cezaevinde tutulan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla hakkında hapis cezası talep edilmesine de şu tepkiyi verdi: “Şiddetle kınıyoruz ve reddediyoruz. Hakan Atilla’ya yapılan çok büyük bir haksızlıktır. Bu şimdi savcının talebi. Hakimin ne karar vereceğini göreceğiz. Biz bunun her yönden takipçisi olacağız, takipçisi olmaya da devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye'ye insani yardımların ulaştırılması konusunda Türkiye'nin üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiren bir ülke olduğunu belirtti. Kalın, "Sadece kendi kontrolümüzde olan bölgeler, yani Fırat Kalkanı Harekâtı ve Zeytin Dalı Harekâtı bölgelerinde değil Suriye'nin diğer bölgelerinde de Türkiye insani ve tıbbi yardımları ulaştırmaya devam ediyor. Ulaştırılan yardımların toplam yekunu 30 bini aşkın TIR ile 630 milyon ABD doları değerinde olmuştur" dedi.