Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depreme Malatya'da yakalanan vatandaşlar, kentlerine Kars'tan yardım götüren bir tur şirketiyle Erzurum'a geldi. Yaşadıklarının etkilerini unutmaya çalışan depremzede, "İnsanların çoğu eve kahvaltı yapmak için girmişti ve öyle yakalanmışlardı. Malatya'ya zararı vuran ikinci depremdi. Birinci depremi görmedik geceydi ama ikinciyi gördük. Anlamsız bir şekilde toz toprak olup sallanıp çöküyor hepsi. ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depreme Malatya'da yakalanan vatandaşlar kentlerine Kars'tan yardım götüren bir tur şirketiyle Erzurum'a geldi.
Depremzede İzzet Şanlı, daha önce 1999 Gölcük depremini İstanbul'da yaşadığını ve bu sarsıntının o depremden hem daha uzun hem de daha korkutucu olduğunu söyledi.
Binaların çoğunun ikinci depremde yıkıldığını ifade eden Şanlı, şöyle konuştu:
- "İnsanların çoğu eve kahvaltı yapmak için girmişti ve öyle yakalanmışlardı. Malatya'ya zararı vuran ikinci depremdi. Birinci depremi görmedik geceydi ama ikinciyi gördük. Anlamsız bir şekilde toz toprak olup sallanıp çöküyor hepsi. Malatya bu haldeyse diğer iller kim bilir ne haldedir. Depremden sonra tek düşündüğümüz sağ salim dışarı çıkmaktı. İstanbul'daki gibi kısa sürer bekleyip öyle çıkarız diye düşündük ama öyle olmayınca tamamen umudu kestik. Bu yıkana kadar durmayacak dedik ve 1,5 dakika sonra durdu."
İkinci depremin olacağını düşünemeyen çok sayıda kişinin bu sarsıntıya da evlerinde yakalandıklarını anlatan Şanlı, dışarda her tarafın kar olduğunu ve çok sıkıntılı bir süreç yaşandığını anlattı.
Rukiye Doğruyol ise ikinci depremden önce hata yapıp eve girdiğini ifade etti. Son depremde dışarı çıktıktan sonra merdivenlerin koptuğunu dile getiren Doğruyol, şu ifadeleri kullandı:
- "Merdivenden atlamak üzereyken kızım içeride kaldı, hafifleyince o da çıktı. Terliksiz, montsuz dışarı çıktı, hiçbir şeyimiz yoktu. Kreşe yerleştik, bunu bulanlar çok azdı. İnsanların çoğu dışarıda ateş yakarak ısınıyordu. 24 saat içinde yardımlar geldi, soğukta kalmadık, çoğu insana her şey ulaştı. Turizm şirketi aracı oldu, otelde yer var ayırt ettirdik dediler. Erzak getirmişlerdi, bir yandan onu dağıttılar bir yandan da bizleri getirdiler. O kadar fedakar insanımız var ve Allah devletimize zeval vermesin. Gerçekten iyi ki bu bayrak altındaymışız. hiç sıkıntı çekmedik, çocuklarımız hiç aç kalmadı. El birliğiyle her şey halloldu."
"Şu an rüyada gibiyiz"
Malatya'da apartmanların büyük çoğunluğunun hasar gördüğünü söyleyen Doğruyol, şu sözleri ekledi:
- "Çok yakın bir binada çocuk çorapsız, ayakkabısız çıkmış. ikinci sarsıntıdan önce 'anne ayakkabımı alayım, geleyim' dedi. aile dışarıdaydı, çocuğun girmesiyle binanın kum gibi yığılması bir oldu. Onu hiç unutamıyorum. O bina bir saniye içerisinde nasıl dümdüz oldu ve o hale geldi gözümüzün önünden hiç gitmiyor. Şu an rüyada gibiyiz. Buraya geldim ama ben nasıl geldim buraya, nasıl buradayız diyorum."
Adil Doğruyol da depremzedelerin ilk saatlerde ellerinde olan her şeyi birbirleriyle paylaştığını anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
- "Küçük kıyamet dedikleri bu olsa gerek. Allah kimseye yaşatmasın, çok zor. Yani karşınızdaki insan binanın altında sesi geliyor ama müdahale edecek ve onu çıkaracak gücünüz yok. Yani bireysel olarak bir şey yapamıyorsunuz. Sırt sırta verdik, yapmaya çalıştık ama maalesef enkaz altında olanlar var. Yardımlar geldikçe insanlar rahatlamaya başladı. Devletimizden Allah razı olsun hemen el birliğiyle toplanmaya başladılar ama soğuk olduğu için sıkıntı orada."