Yüksek yargıyı hedef alan kurşunlarıyla Danıştay binasını kana bulayan Alparslan Arslan, “Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'e atılan el bombalarından dolayı pişmanım” diyerek Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak istediğini söyledi. Ankara'da sürüncemede kalan Danıştay dosyasına Ergenekon savcılarının el atmasıyla sıkışan Arslan'ın bu isteği, saldırıyı 'bireysel ve türban karşıtı' iddiasıyla 'Türkiye'nin 11 Eylül'ü olarak göstermek isteyen bazı kesimlerin tezini bir kez daha çürütürken, olayın örgütlü bir suç olduğunu ortaya koydu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen 1. Ergenekon davasının dün yapılan 165. duruşmasına Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ın 'pişmanım' sözleri ve 'Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanma isteği damgasını vurdu. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmada avukat arkadaşı Hilmi Öztürk'ün tanık olarak dinlendiği sırada söz alan Arslan, “Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istiyorum. Gelişen durumda pişmanlığım söz konusu' dedi. Devlete bağlılığını bildiren Arslan, “Devletimi yıkmak yönünde herhangi bir teşebbüsüm yok. Pişmanım. Kanunlara, herkese saygım var' diye konuştu.
Saldırgan Arslan, “Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'e atılan el bombalarından dolayı pişmanım. Mustafa Bey'in (Saldırıda hayatını kaybeden Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin) rahmetli olmasından dolayı üzgünüm. Devletimi yıkma düşüncem yoktu' dedi. Arslan'ın bu sözleri üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de “Alparslan, anlatmak istediğin bir şey var mı? İstesen seni tek başına da dinleriz' karşılığını verdi. “Rahatsızım' diyerek devlete, kanunlara olan bağlılığını tekrarlaması üzerine mikrofonu kapatan Şengün, saldırgan Arslan'ın konuşmasını durdurdu.
Ankara'da sürüncemede kalan Danıştay dosyasına Ergenekon savcıları el atınca bazı çevrelerin irtica paranoyasını harekete geçirme gayretine düştüğü kanlı saldırıyla ilgili skandal detaylar art arda ortaya çıkmaya başladı. Danıştay kameralarına düzenlenen operasyonu ortaya çıkartan TÜBİTAK raporu ise tetikçi Arslan'ın arkasında derin bir yapının bulunduğunu güçlü bir şekilde gözler önüne serdi.
TÜBİTAK raporu, saldırı anı ve öncesine ait Danıştay'daki kamera kayıtlarının silindiğini ortaya koydu. Savcıların saldırıda derin yapı bağlantısına uzandığı süreçte, 'Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istediğini açıklayan Arslan'ın, vereceği ifadelerle hedef saptırıp, dava dosyasını bulandırmayı amaçlamış olabileceği belirtildi.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız ise Danıştay katili Arslan'ın 'pişmanım' dediği duruşmada ilginç bir çıkış yaptı. Duruşmada söz alan Yıldız, Danışta saldırganı Alparslan Arslan'ın gerçekliğinin araştırılmasını istedi.
Saldırıya uğrayan Danıştay hakimlerle Alparslan Arslan'ın yüzleştirilmediğini belirten Yıldız, “Başka Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu olup olmadığı araştırılmadı” dedi.
Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız “Acaba o gün oralarda dolaşan başka Alparslan Arslan olabilir mi” diye sordu. Yıldız, ilginç çıkışını şöyle devam ettirdi: “Arslan'ın baroya ibraz ettiği bütün vekaletnameler elinizde mi? Arslan hangi şirketlerin avukatı? Ankara'ya gitmesinin sebebi neydi? Arslan'ı yakaladığı belirtilen kişi polis miydi? İfadesi alınmadı. Arslan'ı nasıl yakaladı? Bunlarla ilgili detaylar yok. Tansel Çölaşan'a 'ne gördünüz, ne duydunuz' diye sorulmadı.” Yıldız, saldırı günü Ankara Ticaret Odası'nda (ATO) saat 09.00 ve 16.05'te iki ayrı toplantı yapıldığını iddia edince Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün “Toplantının ne ilgisi var” diye sordu. Yıldız, bu soru üzerine “ATO'nun üst düzey yönetimi toplanmış. İçeriğini bilmiyorum. Saldırının olduğu sabah ATO başkanının makam arabası Danıştay'a geliyor. Bu çok önemli bir detay. Kamera kayıtlarından görülebilir' cevabını verdi.