Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Selam Tevhid soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesince görülen davanın ilk duruşması, sanık sayısının fazlalığı, Yargıtaydaki salonların yetersizliği nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda yapıldı.
Duruşmaya, 15'i tutuklu 17 sanık, yakınları ve sanık ile müşteki avukatları katıldı. Dosyanın sanıklarından 34'ünün firari olduğu, tutuksuz yargılanan 3 sanığın da mazeret bildirerek duruşmaya katılmadığı belirtildi.
Duruşmada sanıklar, usule ilişkin itirazlarını dile getirdi ve tutukluluk hallerine ilişkin savunma yaptı.
Sanıklardan, Hrant Dink davasında "örgüt yok" kararı veren eski hakim Rüstem Eryılmaz, İran uyruklu 3 kişi hakkında tek bir dinleme kararı verdiği için suçlandığını söyledi. Eryılmaz, kamuoyunca bilinen şahıslarla ilgili 275 dinleme kararı veren başka bir yargı mensubunun bu eyleminin disiplin konusu dahi yapılmadığını ileri sürerek, tahliyesini istedi.
Eski İstanbul hakimi sanık Mehmet Erdoğan ise gözü dönmüş cani ruhlu FETÖ/PDY mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimini şiddetle ve nefretle kınadığını, hayatının her döneminde cemaate karşı olduğunu öne sürdü. FETÖ/PDY mensubu olmakla suçlanmanın kendisi için ölümden beter olduğunu ifade eden Erdoğan, örgütün ülkeyi ele geçirmeye çalıştığını, Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak için 17-25 Aralık ve MİT tırları kumpaslarını kurduğunu, başaramayınca da hain darbe planını hayata geçirdiğini söyledi.
Bu örgütün bitirilmesi için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu dile getiren Erdoğan, örgütün hiçbir toplantısına katılmadığını, Bank Asya'ya para yatırmadığını, örgütün Adalet Bakanlığı ve HSYK'da etkili olduğu dönemde etkin bir rol almadığını, hiçbir zaman bylock adlı programı kullanmadığını anlattı.
Eski Başbakanlık Danışmanı ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk ile gazeteci Hüsnü Mahalli hakkında dinleme kararı verdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
Sanık Birol Bilen de 3 kişi hakkında dinleme kararı aldığını, bunların hiçbirinin ünlü, siyasetçi, bürokrat olmadığını savundu. Bilen, MİT'ten kendisi hakkında rapor talep ettiğini, bu raporda FETÖ ile bağlantısının bulunmadığının belirtildiğini öne sürdü. Kamuoyunda eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u tutuklayan hakim olarak bilinen sanık Vedat Dalda ise 16 dinleme kararı verdiğini, ardından hakkında soruşturma açıldığını, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklandığını söyledi.
Soruşturma açıldıktan tutuklandığı sürece kadar imkanı olmasına rağmen kaçma girişiminde bulunmadığını öne süren Dalda, tahliyesini talep etti. Diğer sanıklar da tutukluluk hallerinin kaldırılmasını ve tahliyelerine karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin ara kararları açıkladı.
Buna göre, sanıklar hakkında bu davada isnat edilen suçları kapsayan mükerrer soruşturma ve tutuklama kararı bulunup bulunmadığına ilişkin ilgili yerlere müzekkere yazılması kararlaştırıldı.
Sanıklardan eski hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik'in, "Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutuklular hakkında tahliye kararı verdikleri gerekçesiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandıkları davada da aynı suçtan tutuklu bulunmaları nedeniyle, bu dosyadaki tutukluluk kararı kaldırıldı.
Diğer sanıkların tahliye talepleri reddedildi ve tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırıldı.
Duruşma 22 Kasım'a bırakıldı.