Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sınırında oluşturulacak güvenli bölgede yapılaşmaya ilişkin, "Başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi destekleri bize verirlerse bu insanların güvenliğini de orada koruma kaydıyla böyle bir güvenli bölgeyi halletmiş, çözmüş oluruz. Bu göçü de bir defa tamamıyla engeller" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı sonrası Mecliste gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın bir TBMM başkanvekiline vekalet verebileceği" yönündeki önerisini hatırlatması üzerine Erdoğan, "Arkadaşlarımla onu değerlendirmem lazım. O saatte yurt dışı görüşmelerim vardı, izleyemedim. Arkadaşlarımla, değerlendirme yapmadan herhangi bir şey söylemem doğru değil." diye konuştu.
"Suriye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölgeye" ilişkin soru üzerine Erdoğan, Başbakanlığı ve eski ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlığı döneminde bu konuyu gündeme getirdiğini söyledi.
"Burada, ABD ile güvenli bölge oluşturalım, bu bölgede mülteciler için orada bir yapılanmaya gidelim. Burada, Amerika'dan lojistik destek bekleriz." dediğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "ABD, burada hava sahası vesaire bunların kontrolünü ele alırsa biz de bu noktada karadaki tüm güvenlikleri ele alabiliriz ve burada bu insanların yaşam koşullarını iyileştiririz' demiştik. Ne yazık ki Obama bu konuda gerekli adımları atmadı. Olumlu baktı, 'güzel bir teklif' dedi ama atmadı. Şu anda Sayın Obama'nın bu yaklaşımı ki 30 kilometre bir derinliktir, üzerinde tüm ilgili arkadaşlarımızın konuşabileceği, değerlendirmeler yapabileceği, benim de olumlu baktığım bir konudur. Bu konu üzerinde çalışılabilir hatta ve hatta 20 mil daha da uzatılabilir ve bu bölgede böyle bir adım atılabilir. Özellikle biz, TOKİ olarak bu işin içerisine girebiliriz. Başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi destekleri bize verirlerse bu insanların güvenliğini de orada koruma kaydıyla böyle bir güvenli bölgeyi halletmiş, çözmüş oluruz. Bu göçü de bir defa tamamıyla engeller."
Güvenli bölge noktasında atılmış ciddi adım yok
O dönem, mültecilerin örf ve adetlerine uygun, 500'er metrekarelik bahçesi olan 2 katlı konutlar yapılmasını planladığını, orada yeni bir hayatın kurulabileceğini düşündüğünü anlatan Erdoğan, "Böyle bir şey yapılabilirse bu süreci ciddi manada rahatlatacaktır. Bu konuyu ben Sayın Merkel'e de açmıştım, Merkel, buna çok olumlu bakmıştı. Hatta o zaman Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne de bunu Çin'deki G-20 toplantısında açmıştım. O da olumlu bakmıştı, hatta belli bir miktar da söylemişti. Ama sonra maalesef hiçbirinden bu konuda ciddi bir destek gelmedi. Hepsi lafta kaldı. Şu anda bizler çadır kentlerde, konteyner kentlerde bu süreci devam ettiriyoruz. Güvenli bölge noktasında da henüz atılmış ciddi bir adım yok" ifadelerini kullandı.
Putin ile görüşme tarihi
Erdoğan, "Putin'le görüşmenizin tarihi belli mi?" sorusuna, "Büyük ihtimalle ayın 23'ü. Sayın Putin'le bire bir görüşme yapacağım. Ayrıca bizim daha önce başlattığımız zirve var. Sayın Putin, ben ve Ruhani. Üçlü olarak yapacağımız zirve var." karşılığını verdi.
Bu zirvenin tarihinin sorulması üzerine Erdoğan, onun için şu anda belirlenen tarih olmadığını söyledi. Erdoğan, "Kısa bir süre içerisinde de Astana sürecinin bir devamı olarak üçlü zirvemizi de devam ettireceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenli bölge konusu, operasyonun yine ertelenmesi anlamına mı geliyor? YPG ne olacak?" sorusu üzerine, "O ayrı bir konu, o ayrı bir konu. YPG böyle bir projenin içerisinde yer alabilir mi? Onlar terörist. Biz kalkıp da güvenli bölgeyi teröristlere terk edebilir miyiz? Şu anda DEAŞ'ın durumu neyse, bize göre YPG ve PYD de aynıdır, hiç farketmez. Onların akıbeti neyse, onların akıbeti de o olmalı." dedi.
Güvenli bölgeyi terör örgütlerinden de temizleyeceksin
"YPG başka bölgelere mi kaydırılır?" sorusuna Erdoğan, "Bu konuda ilgili birimlerimiz, birbirleriyle oturup, çalışıp bütün bu virüslere, terör örgütlerine karşı ne gibi tedbirler alınması gerekiyor, ona göre bu adımlar atılmalı. Çünkü, güvenli bölge dediğimiz zaman, bütün bu terör örgütlerinden de orayı temizleyeceksin" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başbakanlığınız döneminde, 'havada ABD, karada biz olacağız' demiştiniz. Şu anki söz konusu öneri yine aynı şekilde mi?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Bu değişebilir. Bu benim o zamanki önerim. Üzerinde tekrar değerlendirmeleri yaparız. Çünkü lojistik destek dediğimiz zaman, çok değişik şeyler var bunun içinde. O günden bugüne çok şeyler de değişti. Bunun üzerinde çalışmaları yaparız. Onlar lojistiği nasıl tanımlarlar, biz nasıl tanımlarız? Kara gücü derken, 20 bini aşkın tır ABD tarafından buraya getirildi. Bunlar nasıl değerlendirilir, bunların hepsini konuşmak suretiyle bir karara varırız. Yani onlar problem değil, onları rahatlıkla aşarız. Bütün mesele önce güvenli bölge diyorsak, bunun nasılı, niçini, nedeni bütün bunların üzerinde..."
Bir gazetecinin, "Güvenli bölge Türkiye tarafından oluşturulacak değil mi?" sorusuna Erdoğan, "Beraber. Biz de aslında koalisyon güçlerinin içindeyiz, biliyorsunuz. Bu sürecin içerisine Astana süreci de ilave edilebilir, bunlar da değerlendirilebilir. Bunu etraflıca konuşmadan kararını vermek doğru değil." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, operasyon konusunda, "Hükümetin arkasındayız" dediğini anımsatarak, "Operasyon noktasında, güvenli bölge çerçevesinde bir geri adım da söz konusu mu?" diye sorması üzerine, "Şu andaki şartlar içerisinde biz yolumuza devam ediyoruz." dedi.