Erdoğan, TBMM'nin açılışının 98. yıldönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Öncelikle 15 Temmuz gecesini konuşmak gerektiğini belirten Erdoğan, 15 Temmuz'la ilgili gerek Başbakan Binali Yıldırım gerekse kendisiyle ilgili yapılan ithamın çok ağır olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kayıtlarına göre saat 23.17'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı'nda, kendisinin de Marmaris Dalaman'da olduğunu anımsattı.
Erdoğan, "Beyefendi oradan tanklarla, falan filan görüşmeler yapılıyor önü açılıyor ve oradan Bakırköy'e belediye başkanına gidiyor. Orada olduğuna dair, kahve içmiş vesaire bütün çekimler hepsi belgeli olarak elde var. Bu bir. 'Bana önceden haber verilseydi, ben cumhurbaşkanını beklerdim' diyor. Ben o akşam duyurumu yaptım ve duyurumu yaptığım andan itibaren on binler meydanlara döküldü. Sen farklı bir insan değilsin ki. Eğer böyle tanklara, darbelere meydan okuyorsan nasıl oraya on binler geldiyse sen de çıkardın oraya gelirdin. Ama o gelmeyip, oradan kaçarak malum Bakırköy'e gitti." diye konuştu.
"Bizim durumumuza gelince, bir defa orada o terbiyesizliği yapan, cumhurbaşkanına karşı el kol, parmak sallayan kişi, terbiyesizin tekidir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
CHP'den 15 milletvekilinin partinden ayrılarak, sözde İyi Parti'ye geçtiğini aktaran Erdoğan, "Sözde İyi Parti'de, bugün onların koltuklarında o geçenler var mıydı? Bugün oraya onlar oturdu mu? Bu nasıl bir iş? Bunun ahlaki bir yanı olabilir mi?" diye sordu.
Erdoğan, bunun Güneş Motel olayından çok daha öte bir durumu söz konusu olduğunu vurgulayarak, parlamentonun bu duruma düşmesinin bir felaket olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "24 Haziran'da benim halkım, benim vatandaşlarım parlamentoyu bu derece kirli bir duruma düşürenlere gereken cevabı verecektir. Çünkü demokrasinin nezaheti, nezaketi bu anlayışlarla olmaz. Onun için de bu işin çözüm yeri sandıktır. Sandıkta da 24 Haziran'da gereken dersi alacaklardır." dedi.
Önce, "Sandık sandık" şimdi ise "baskın seçim" denildiğine işaret eden Erdoğan, "Siz istediniz. Şimdi neden 'baskın seçim' diyorsunuz? Biz de gönlünüzü yaptık işte. Haydi buyur, hayırlı olsun. Er meydanı dediniz, buyrun meydan. Benim daha 1,5 senem vardı, 1,5 sene daha ben bu makamda durabilirdim. Sen zaten yenilgi, yenilgi alıştın bu işe. Tek maharetin var; kongreleri iyi kazanıyorsun, sandıklarda her zaman kaybediyorsun." diye konuştu.
Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday olacağını düşünüp düşünmediği sorusuna, "O benim sorunum değil. Bilemem." karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, "Birinci turda çıkmak istiyorsunuz, çıkacağınızı da söylüyorsunuz. Gül'ün aday olması durumunda..." sözleri üzerine Erdoğan, böyle bir şey söylemediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün kadrolarımızla çalışırız, ondan sonra da Allah'ın izniyle de neticeyi alırız. Bugüne kadar hep böyle yaptık. Hepsinde de hamdolsun, bugüne kadar başarılı olarak devamlı tırmanarak neticeleri aldık." değerlendirmesinde bulundu.
Hafta sonu yaşanan gelişmelerde Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) süreci yönetip yönetemediğine yönelik soruya ise Erdoğan, "YSK mesala kararı cumartesi de verebilirdi. YSK kararı cumartesi verseydi belki o zaman bu 15'ler olayı olmayabilirdi. Gerek sözde İyi, gerekse CHP bu zor duruma düşmeyebilirdi." karşılığını verdi.