|

Erdoğan gençlerle sosyal medya üzerinde buluştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece sosyal medya hesaplarından takip edilebilecek program kapsamında Atakule'de gençlerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan dövizde yaşanan dalgalanmaya değinerek, "Tüm bunlar Batı'nın, başta Amerika'nın, Türkiye'yi sıkıştırma operasyonlarıdır. Şimdi son olarak döviz, faiz kur sıkıştırma operasyonları ne oldu? Ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar. Ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler. İş ters döndü. Bunu yapamayınca da şu anda Türk Lirası prim yaparken, dolar düşmeye yöneldi" dedi.

Yeni Şafak
13:30 - 28/03/2019 Perşembe
Güncelleme: 14:55 - 28/03/2019 Perşembe
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin sorularını yanıtlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin sorularını yanıtlıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Gençlerle Buluşma' etkinlikleri kapsamında Ankara Atakule'de gençlerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle birlikte gerçekleştirdiği yayını sosyal medya platformu Twitter üzerinden 1.7 milyon kullanıcı izledi.


Sadece Erdoğan'ın sosyal medya hesaplarından yayınlanan programda, Cumhurbaşkanı'nın öne çıkan açıklamalarından bazıları şöyle:

"2. Gençlerle Buluşma toplantısını sizlerle yapıyorum. Yoğun bir maratonun ardından finale geldiğimiz anda sizlerle başkentimizin bu güzel yerinde Atakule'de yapmak bir mutluluk meselesi. Ben sizlerden sorular alacağım ve cevaplayacağım.

Pazar günü yapılacak seçim beka sorunun öne çıktığı bir seçim. Türkiye'nin dört bir yanında neler olduğunu sizler de takip ediyorsunuz. İçeride ve dışarıda mücadelemiz var. Güvenlik güçlerimizin iyi bir netice aldığını düşünüyorum. Her geçen gün biraz daha huzur ve refah ortamını yakalıyoruz.

Mardin'de kültür üniversitesi olabilir mi?

Üniversitemizin kültürel bazda dil konusunda yaptığı değişimle Artuklu Üniversitesi kültürel bazda bir değişim gerçekleştirdi.

İnovasyona yönelik pek çok yatırım olabilir. Bu yatırımlar niye olmuyor. Bunun tek sebebi terör. AK Parti iktidarı olarak orada farklı dinlere ait mabetleri biz ihya edip verdik. Bununla birlikte onların yöneticileriyle aramızdaki ilişkiler farklı bir konumda. Bundan sonra daha iyi olacak.

Adamların derdi yatırım değil, devlette aldıkları parayı Kandil'e gönderiyorlardı. Bu para Mardin'de yaşayan insanlar için, yapılacak yatırımlar için. Şimdi karşı tarafın adayı var, teröre bulaşmış birisi. Bu sefer kararlıyız. Bütün bunlarla ilgili GBT'leri elimizde tutuyoruz, seçim sonucuna göre adımlarımızı atacağız.

Kendi göbeğimizi keseceğiz

Yolumuz ırak, işimiz zor, yapmamız gereken çok şey var. Onun için sanatta kültürde, ilimde irfanda çok iyi bir yere gelmemiz teknolojide çok ileri gitmemiz lazım.

Biz bu dünyada kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Onun için yolumuz ırak, işimiz zor. Yapmamız gereken çok şey var.

Yerli otomobil konusu

Her türlü desteği, teşviki vermemize rağmen işi hafiften alıyorlar. İstediğim şey belli. Bizi oyalamasınlar. Yoksa başka arayışlar içine girme zorunda kalacağız. Biz bir an önce adımı atacağız. Gerekirse yurtdışından yatırımcılar bulacağız, Türkiye'den de ortak yatırımcılar vereceğiz. Burada hayata geçirmenin adımlarını atacağız.

Onların ilmini alacağız, mesaimize de son sürat vereceğiz. Bizde altyapı var. Türkiye'de üretilenlerin birçoğu yüzde 80'i yüzde 90'ı yerli. Tüm mesele bu ülkenin evlatlarının millilik, yerlilik meselesidir. Ciddi manada inanmak meselesidir. Biraz gevşeme var.

Şu seçimlerin ardından bunları masaya yatıracağız. 5 önemli firma imzaları attı. İmzayı attınız, başlayacaksınız. Ya başlayacaksınız ya başlayacaksınız. Başlamazsanız hesaplaşacağız.

AK Parti HDP ile çözüm süreci yürüyordu, bugün terör örgütü diyorsunuz, ne değişti?

HDP, PKK'nın siyaset kanadıdır. Zaman zaman siyaset kanadı olmayı dahi hazmedemeyip, kadın çıkıp 'Sırtımızı YPG/PYD'ye dayadık' diyor. Şimdi bunlar akıllı siyasetçi olsa, bunu söylemez. Aynı şey Demirtaş, 'Biz bölücü terör örgütünün başını heykelini dikeceğiz' diyor. Bunlar şirazeden çıkmış. Bunlara oy veren kardeşlerimizi uyarmamız lazım. Sen benim topraklarımı nasıl bölücü bir ruhla 'Kürdistan' diyebilirsin. Bizim kimseyle pazarlığımız yok diyorlar, Meclis listelerinden sızma hareketi yapıyorlar.

Bizim 15 Temmuz katil FETÖ'nün operasyonu neticesinde kurduğumuz bu ittifakın mezara kadar devamını sağlamaktır. 7 Ağustos Yenikapı ruhu diye ifade ettiğimiz o toplantıda 'Bay Kemal'i de davet edin' dedim. CHP Özel Kalemi gelemeyeceğini söyledi.

Öyle bir baskı kuruldu ki herhalde cuma akşamı geleceğini bildirdi. Niye o ana kadar hayır da son anda evet. Yenikapı ruhundan da koptuğunu söylüyor.

ALDIĞIMIZ KARARLARIN AKSİNE HAREKET ETTİLER

Biz çözüm süreci olayında da tabi biz özellikle biz tepe noktadan öte bizim tabanı bütünleştirme hareketi olarak, çözüm sürecini biz onlarla değil; Dolmabahçe’deki benim çalışma ofisimde bütün kanaat önderlerini oraya davet etmek suretiyle oturup yaptık. Bunun için ilim adamları, kültür sanat adamları vardı, onların da temsilcileri vardı. Orada bu şekilde de konuştuk. O toplantılara katılanlar 100 civarında. Bunları biz çalışmalara gönderdik. Yazarlar hepsi topladılar, görüşmeler yaptılar vesaire… Ama bunlar ne yazık ki orada alınan kararlara sadık kalmadılar. Bunu da ilk seçimde gösterdikleri gibi, dağlardaki emre uymak suretiyle aldığımız kararların aksine hareket ettiler.

Şu andaki malum zillet ittifakı, gerek benim ifademle illet ittifakı; bunlarla bizimki birbirine benzer bir şey değildi. Zaten bitti, bundan sonra da aramızda ittifak, görüşmek; zaten onlarla olan bir şey değildi. Dediğim gibi kanaat önderlerinin de katıldığı çalışmalardı. Temenni ederim ki şu anda bizim doğuda yaptığımız çalışmalar tarihte olduğu gibi… Çünkü benim oradaki mazim çok eskidir. Gençlik yıllarımdan itibaren orada çalışmalarım var. İnşallah bu işleri çözeriz. Barış bölgeye hakim olur. Çünkü hakim olması lazım ki oraya yatırım gelsin. Bu olmazsa güneydoğuya yatırım beklemeyelim. Ama halledersek, yatırımcılar yatırım yapmayı istiyorlar.

MERKEL'İ ŞAŞIRTAN ÖĞRENCİ SAYISI

SORU: Gençler için pek çok yatırım ve proje gerçekleştirdiniz. Biz gençlik olarak beklentilerinizi karşılayabildik mi?

Ordu-Giresun havalimanına muhteşem havalimanı kurmak suretiyle hem süreleri kısalttık. Hem halkı da gerçekten birbiriyle buluşturduk. Bütün buraları halkın yolu haline getirdik. Bundan dolayı çok mutluyuz. 76 üniversiteden 206 üniversiteye çıktık. Bir şeyi biz planladık. Dedik ki, biz üniversiteyi gençliğin ayağına götürelim.

Çünkü benim öyle fakir, garip gureba vatandaşım var ki, çocuğunu üniversiteye gönderecek durumda değil. Niye? Güvenemiyor. Benim çocuğum Ankara’da İstanbul’da nasıl okuyacak? Mali imkanı var mı yok mu? Zaten üniversiteye hazırlanırken, FETÖ’cülerin dershanelerinde, varsa bileziklerini satıyordu. Ama biz bunu tersine çevirince artık üniversite ayağına geldi. Üniversitenin olmadığı ilimiz yok.

Bunların yanında biz bir adım daha attık. Yurtlarımızın sayısını yoğun biçimde çoğalttık. 17 yıl önce 1 milyon 656 bin olan üniversite öğrenci sayımız bugün 8 milyon 31 bine ulaştı. Niye? Önünü açarsan, zemin açarsan işte burada olduğu gibi 1’e 7 kat var. biz bunu teşvik ederek, bizim üniversiteye gitme imkanı olmayan; mesela benim üniversite adayı olduğum dönemde üniversiteye gitme şansımız 10’da 1. Ama şimdi neredeyse 10’da 10’u yakaladık. Böyle bir konuma geldik.

  • Mesela son Almanya seyahatimde Merkel ile konuşurken dedim ki, sizde üniversite öğrenci sayınız nedir? Dedi ki, bizim 3 milyon civarında dedi. Almanya nüfus 82 milyon onların, bizimle hemen hemen başa baş. Sizde ne kadar dedi? Ben de 8 milyon… Şaşırdı. Bu ne demektir? Biz er veya geç bunları yakalayacağız, geçeceğiz.

Ha nitelik olarak belki o seviyede değiliz. Ama nitelik de hemen istediğin anda olmuyor ki. Bu da olacak. Bakın beyin göçü geri başladı. Yurt dışındaki hocalarımız geri dönmeye başladılar.

Ankara Şehir Hastanesi’nde mesela, bazı profesörlerimizi gördüm. Bunlar tekrar bu hastanelere geri döndüler. Bazı planlarımız, programlarımız var. inşallah yurt dışındakileri buraya geri çekeceğiz. Herkes mali, şudur budur. Gerekirse bunu da sağlayacağız. Bunu da bu şekilde başaracağız.

Bizim sizden ne beklediğimizden öte; biz diyoruz ki okuyun, düşünün, uygulayın, neticelendirin. Ondan sonra da siz bizden ne istiyorsanız isteyin.

Bir şeyi buradan ifade edeyim. Gençler sadece burs istiyor. Ben de diyorum ki, kredi niye istemiyorsunuz? Kredi de isteyin. Burs diyelim ki 1 milyon 600 bin öğrenciden 500-600 binine burs veriyorsak; diğerine de kredi verme şansımız var. her müracaat edene biz burs veya kredi veririz. Şimdi burada kredinin bir avantajı var, siz benden iyi biliyorsunuz. Nedir o? Faiz yok, iki sigortalı bir işe girmeden ödeme de yok. Ondan sonra ödemeye başlayacaksınız. Taksitlere gelince taksitler de öyle sıkıntıya düşürücü miktarda değil.

Bir diğer konu, harç vardı değil mi? Harçları biz kaldırdık.

Spor tesislerine bakıyorsunuz. Yoğun bir spor tesisi yapma çalışmalarımız var. hatta yeni projemiz, gençlik spor bakanımızla konuşuyoruz. Özellikle basketbolda istiyorum ki üniversitelerimiz kendileri bu işe ağırlıklarını koysunlar. Gerek bayanlarda, gerekse beylerde, bizim üniversitenin alt zeminini oluşturduğu basketbol yapısını kurmamız lazım. Amerika’da böyle, bu işe ağırlıklarını koymuşlar. Üniversitelerin kendi içerisindeki spor salonlarında yetiştirip, ulusal uluslararası yarışmalara giriyorlar.

DÖVİZ AÇIKLAMASI: TUTMAYACAK

SORU: Biliyorsunuz son zamanlardaki döviz sıkıntısı olsun, bunlar bizi bir miktar endişelendirmekte. Örnek verecek olursak, benim kız kardeşim var. o günlük olarak doların değerini kontrol etmekte. Ben de o bakımdan fikrinizi sormak istiyorum?

Sen şimdi o cici kızımıza söyleyeceksin; O TL’nin değerini korumaya gayret etsin. TL’yi biriktirsin çok daha isabetli olur.

Tüm bunlar Batı'nın, başta Amerika'nın, Türkiye'yi sıkıştırma operasyonlarıdır. Şimdi son olarak döviz, faiz kur sıkıştırma operasyonları ne oldu? Ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar. Ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler. İş ters döndü. Bunu yapamayınca da şu anda Türk Lirası prim yaparken, dolar düşmeye yöneldi.

Dün akşam itibariyle 5,3-4 bu civarlara kadar düşmüş vaziyette. Biz bu defa kendimize güveniyoruz. Ekonomide iyi konumdayız. Şu anda uluslararası bu oyunu oynayan bankalar, işte onlar seçim zamanları rapor açıklamayacağız demeye başladı. E açıkla, açıklasan ne yazar? Biz kendimize güveniyoruz, inanıyoruz. Bundan önce yaptığınız tutmadı, yine tutmayacak.

Burada bizim bir sıkıntımız var onu söyleyeyim. O da nedir? Enflasyon meselesi. Enflasyonda düşüş hafif de olsa başladı. Fakat burada tabi asıl sıkıntı faiz konusudur. Faizi aşağı düşürdükçe enflasyon aşağı düşecektir. Olay enflasyonda; aslında patates domates değil. Asıl mesele faizdir. Ben de bir ekonomistim.

Piyasadaki spekülatörleri terbiye etmemiz şart. Malum gidip bir yıl önceden benim üreticimin bütün varlığını satın alanlar var. gelip kendi vitrinlerinde fahiş fiyatlarla satıyorlar. 31 Mart akşamına kadar bu iş yoluna girdi girdi, girmezse tanzim satış noktasında adımımızı atacağız dedik. Kimlerle yapacağız? Esnaf sanatkarlar birliği var. oturacağız, konuşacağız. Onların da hitap ettiği küçük marketler var. bu küçük marketlerle de bu adımı atarız. Bize zincir marketlerin yardımcı olması lazım. Bu devlet, bu millet hepimizin. Fahiş fiyatlarla milleti sömürmeyelim, pazarlarda yeni çıkaracağımız hal yasasıyla da pazarlarda farklı bir adımı inşallah atmış olacağız.

SORU: Yaşlılara, kadınlara çocuklara birçok şey yapılıyor. Yaşlılarımız ücretsiz biniyor. Bu durumda haksız eleştiriler aldığınız zaman modunuz düşüyor mu? Hevesinizi kırıyor mu bu durum?

Tabi üzmez dersek yalan olur. Örneğin belediye başkanlığım zamanında İstanbul’da biz bu uygulamayı yaptık. Bir defa 65 yaşındaki benim amcam veya teyzemiz gece herhalde 7-8 bu saatten sonra otobüse biner mi? O bir yere gidecekse gündüz saatlerinde gider değil mi? Ben o zaman arkadaşlarıma dedim ki, bunlara özel bir paso versek ve gündüz saatlerinde gezecekleri yere, ziyaret edecekleri yere gitseler, onların hayır dualarını almamızı sağlamaz mı? Arkadaşlar da sağlar… Biz o adımı attık.

Sonra başbakanlığım döneminde bunu daha da yaygınlaştırdık. Buna katılmayan CHP’li belediyeler oldu. Ben ilk belediye başkanlığım döneminde burs olayına girdiğim zaman, bunu AYM’ye CHP taşıdı. O zaman ki AYM, bizim bu burs olayını yasakladı. Ne zaman ki Başbakan oldum, bunu biz tekrar gündeme getirdik ve burs krediyi vermeye başladık.

CHP’nin gençlikle münasebetleri noktasında aldananlar var. benim genç arkadaşlarımın bunu bilmesi lazım. Daha sonra biz mücadelemizi sürdürdük ve tekrar AYM’den de önünü açtık. Şimdi de veriyoruz.

Burada bizim yaşlılarımıza yönelik bir yaklaşımı sağlamayan bir ana muhalefet var. bunlar bizim her şeyimizi borçlu olduğumuz büyüklerimiz. Bu imkanları tanısak ne kaybederiz? Hızlı trende vesaire biz de bu destekleri veriyoruz.

Şimdi geçen Hatay’a gittim. Biz 6 baraj, 3 gölet yapmışız. Belediye Başkanına soruyor; burada diyor baraj var mı? Baraj yaptı mı diyor… Belediye başkanı da “baraj yok ki” diyor. O da bunu çıkıyor anlatıyor. Bizim en başarılı olduğumuz alan ki 564 civarında baraj yapmışız biz bu dönem içerisinde. Ama bizden önce de rahmetli Demirel’in de mahareti var, onun yaptığı da var. Şimdi bu Hatay’da yoktu diyor. Ya yalancı olma dürüst ol.

Bak biz bütün mega görüntülerde bunu aynı anda yayınlıyorum her ilde. Bir ilde ne kadar baraj var? Hemen görüntülerle geliyor. E dürüst ol niye yalan söylüyorsun? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. 17 yılda ne yaptınız ki diyor? 6 bin km bölünmüş yol vardı, şimdi 26 bin kilometre bölünmüş yol var. inkar mı edeceksin? YHT’miz var inkar mı edeceksin? Ne derlerse desinler biz diyoruz ki at denize balık bilmezse Halik bilir…

İŞTE BEN BUNA ÜZÜLÜYORUM

SORU: Kayyum atandıktan sonra Diyarbakır’da çok büyük yenilikler yapıldı. Harap bir şehri modern bir şehre dönüştürdünüz. Bundan dolayı teşekkür ederim. Doğu ve güneydoğu bölgeleri sanayi açısından çok daha az gelişmiş bölgeler. Bu bölgeleri sanayileştirme açısından planlarınız var mı?

Ben şundan dolayı çok huzurluyum. Diyarbakır’ın 20 yıl öncesini de bilen birisiyim. Neydi şu anda ne oldu? Ve terör döneminde ne hale gelmişti, şimdi ne oldu? Ben onun için kayyum arkadaşlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Bizim Diyarbakır adayımız da orada kayyum olan arkadaşımız. Bu son gidişim değil bir önceki gidişimde, gelirken malum oranın kadayıfları falan meşhur. Şöyle bir tanesinde arkadaşlar duralım dediler, durduk. Bir anda yoğun bir ilgi alanına dönüştü. Dikkatimi çeken şuydu. Üç gidiş üç geliş… Bir de gece aydınlatma olayı muhteşem olmuş. Bunlar yoktu.

Bir de tabi yapılan yatırımlar, binalar… TOKİ’nin yaptığı yatırımlar yaklaşık 17-18 bini buldu. Suriçi malum yeniden ele alındı. Dicle, şu anda piknik alanlarıyla bambaşka bir hale geldi. Daha tabi yapılacak çok işler var.

Ama bizim derdimiz sadece Diyarbakır değil. Şırnak’ı da böyle yaptık. Güneydoğu’daki bütün illere gittim. Oralar da bizim topraklar, bizim vatan. Diğer siyasilerin büyük çoğunluğu oralara gitmedi. Ben gittim, gidiyorum, gideceğim. Siirt’in; damadıyım gitmek durumundayım. Gittim, oradaki yapılanmalar gayet güzel şekilde devam ediyor.

Türkiye değişim dönüşümü yaşarken hala bunun farkında olmayanlar var. ama bir şey daha var. oyunu verirken hizmete bakmayıp ideolojik yaklaşım içinde olanlar var. nedir? “Ben Kürdüm, sadece Kürde oy veririm” “Ben Türküm sadece Türke oy veririm.” “Ben Lazım sadece Laza oy veririm” Bana göre bu doğru bir anlayış değil. Etnik milliyetçiliği hizmet alanında yıkmamız lazım.

Yani bize en iyi hizmeti kim getirecek? Ahmet mi getirir? Ahmet’e desteği veririm. Veya şu parti mi getirir? O partiye desteği veririm. Diyarbakır belediyesinin önünde anneler yattı ağladı. Niye? 13-14-15 yaşındaki kızlar Kandil’e kaçırıldı. Ve onları orada taciz ettiler. Hala aynı şey yapılıyor. Ama bakıyorsunuz bazıları hala bunlardan vazgeçemiyor.

İşte ben buna üzülüyorum. Biz evlatlarınızın sahibi olmaya katkıda bulunmak istiyoruz. Bu milletin imkanlarının buralara harcanmasını istiyoruz. Çünkü benim milletim niçin Batının en gelişmiş ülkelerinde yaşayan insanların, o modern yaşam şekillerine ulaşmasın… Onlar geriliyor, biz de çıkıştayız. Bunu fark edenler yok değil var. Geç de olsa onlar da bunu fark edecekler.

Şimdi Almanya’ya ilk gidenler o zaman Mark ile maaşlarını alıyorlardı. Şimdi iş Euro’ya dönüştü. Şimdi gerileme var, eski rakamlar yok. Şimdi oraya gidenler buraya geldikleri zaman ‘benim ülkem değişti’ diyorlar. Aynı şekilde eski Diyarbakır da Mardin de Siirt de Hakkari de yok. Biz şimdi Diyarbakır’a muhteşem bir stadyum yaptık. İstediğimiz kadar vekil çıkmıyor diye Diyarbakır’ı bir kenara koymadık.

SAVUNMA SANAYİNİN MERKEZİ OLACAK

SORU: Ben de bir mühendis olarak işsizim. İşsizlik için planladığınız şeyler var mı?

İşsizlik olayı zaman zaman mevsimsel. Bu mevsimler işsizliğin tırmanışta olduğu dönemler. Ama şimdi şöyle yaz ile birlikte işsizlikteki durum değişecektir. Bu olumlu istikamette gelişecektir. Ben inanıyorum ki bu tek haneliye de inşallah inecektir.

Ama şunu bilmenizi istiyorum. Mühendisti mimardı bu alanlarda olanların işsiz kalmasını ben düşünemiyorum. Onlar bu ülkede kesinlikle iş sahibi olurlar. Çünkü özel sektör dahi bu tür mühendislere ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. Mesela Gaziantep hep bunu bize söyler. Biz yetişmiş, kaliteli mühendis mimar bunları arıyoruz. Elektrik, elektronik arıyoruz diyorlar.

Hele hele şimdi Ankara’nın merkezi zaten bir çekim alanı oluşturacak. Savunma sanayinin merkezi Ankara. Ankara’nın çok ciddi ihtiyacı olacak. Binler, belki de on binler inşallah burada yer alacak. Endişe etmeyin.

Soru: Sayın Bahçeli 'zillet' siz 'illet ittifakı' diyorsunuz. Muhalif kesim bunu halka dediğinizi söylüyorlar. Siz bu tanımı neye göre yapıyorsunuz ve muhatabı kimdir?

Bunun muhatabı olarak kesinlikle ne HDP’ye, CHP’ye olsun sözde İYİ Parti olsun bunların tabanına yönelik değerlendirme değildir. Bu tamamen yönetici kadrolarına yönelik bir ifadedir. Ben bu partilere oy verenlere terörist diyecek kadar vicdansız değilim. Ama sözde İYİ Parti’nin başındaki hanım, “Benim terörist vatandaşlarım. Size böyle diyen cumhurbaşkanı” Bununla ilgili ne gerekir? Ben de kendisine hemen avukatlarım vasıtasıyla davayı açtım. 250 bin liralık manevi tazminat davası açtım. Sadece bununla bırakmayacağım tabi. Bu iş cezai süreci gerektiriyorsa ceza davası da açacağım.

Vatandaşlarıma özellikle terörist deme noktasına beni taşıyan bir anlayışa hukuk devleti içerisinde hakkım neyse bunu ararım. CHP için aynı şey geçerlidir. HDP için de aynı şey geçerlidir.

Az önce örnek verdim. Yönetici olan eski genel başkanları ne diyor? “terör örgütü ele başının heykelini dikeceğiz” diyor. Bu suç. Niye? Bölücülük yapıyor, ülkeyi bölüyor. Bu ülke eğer anayasal hukuk devletiyse, hukuk içerisinde herkes yaptığı konuşmasından eylemlerine varıncaya kadar bu çerçevede yapmak zorundadır. Buna ben de dahil. Bunun dışına çıkacak olursan bedeli de ödersin.

Bay Kemal Man Adaları diye bir şey çıkardı. Ben Man Adalarını da bilmezdim, sayesinde öğrendim. Benim ailemin burada paraları olduğundan bahsetti. Tabi davaları açtık, 2,5 milyona mahkum oldu. Şimdi istinafta. İstinaftan da bu teyit edildiği takdirde buradan gelecek olan 2,5 milyonu ben de Mehmetçik Vakfına hibe edeceğim.

Mehmet bey döner sucuk dağıtıyor ama, ben Mehmetçik Vakfına verilmesinin çok daha isabetli olacağını düşündüm. Şu anda istinaf kararını bekliyoruz."

SORU: Ankaragücü’nü takip ediyor musunuz? Ligde kalacak mı?

Ankaragücü, şu anda Ankara’nın süperlig’deki tek takımı. Tabi toparladı. Bir ara çok kötü gidiyordu. Temennim odur ki Ankara’yı her halükarda, Süper Lig’de temsil eden bir takımı olmasıdır. Osmanlıspor vardı maalesef düştü. İnşallah Mehmet beyin büyükşehir başkanı olmasıyla birlikte, nasıl Kayseri’de bir takım bulundurduysalar, burada Ankaragücü gerekli olan desteği alacaktır. Ve Ankaragücü de şu andaki durumu korumak suretiyle inanıyorum ki süper lig de başkentimizi temsil edecektir.

Şimdi Ankara’ya çok büyük bir stadyum yapıyoruz. Biz burada bir hata ettik gerçi ama, böyle de olsa yapmak zorundayız. 55 bin kişilik stadyum düşünüyoruz. Onu düşünmemizin nedeni, burada bir Dünya Kupası, Avrupa Kupası olması halinde; Ankara – İstanbul arası böyle bir durum söz konusu olabilir diye dev proje yaptık. Proje çok güzel bunu zaten lansmanında Özhaseki başkanımız kendisi açıkladı. Oradaki lansmandaki görüntüler hakikaten büyüleyici.

Ankaragücü’nün bir defa ciddi kararlı bir seyirci potansiyeli var. Eskişehir’in de var. Geçen akşam ikinci yarısına yetişebildim. Acayip bir seyirci var. Eskişehir’i de böyle görmek istemiyoruz. Eses’ler dediğimiz güne yeniden dönmesi lazım. Ama onun için yerel yönetimin değişmesi lazım. Bu yerel yönetimle bu iş zor. Eskişehir’de de muhteşem bir stadyum yaptık. Bunları hep biz yaptık. Diğerlerinin böyle bir derdi yok. Yapmazlar, yapamaz zaten. Bu bir aşk meselesi.

SORU: Ülkemizde diğer sektörlere göre, geri planda kaldığını düşündüğünüz daha fazla yatırım yapmamızı düşündüğünüz bir sektör var mı?

Çok zor bir soru sordun. Tabi dünyada şu anda üzerinde en çok durmamız gereken ileri teknoloji dediğimiz inovasyon ki bunlardan bir tanesi. Bir de tabi özellikle bizim bilişim teknolojisinde çok daha iyi bir konuma gelmemiz lazım. Bilişim teknolojisiyle yazılım önem arz ediyor. Bunda iyi bir konuma Türkiye’nin gelmesi lazım.

Güzel bir çalışma, özel sektör de biz de üniversitelerimizin de ciddi çalışmaları var. az önce İHA’larla girdik. Bizim otomotiv sektöründe ki en önemli ihracat kalemimiz otomotiv sektörümüzdür. En geniş destinasyon alanına sahip olan THY’dir. Ama istiyoruz ki sadece destinasyon ile ulaşım değil, biz bir de artık bu işin üretimine geçelim diyoruz. Çok acelemiz yok, bir otomotiv gibi değil. Bir de ürettiğini satmak… Ama hiç değilse bunların motorlarını üretmekte mesafe almamız gerekiyor.

Bütün bunlarla TAİ’nin atması gereken adımlar var. onlar bu çalışmaları yürütüyorlar. Buralardan elde edilecek imkanlar, burada bulunan ağırlıklı mühendis arkadaşlarımız için iş alanlarını doğuracaktır.

SORU: Farklı fikirlere farklı görüşlere ne kadar destek verdiğinizi görüyorum ancak Batı medyasında şahsınızın agresif bir lider olarak görülmesi bizi üzmekte bu konuda neler söylemek istersiniz?

Dün akşam A Haber ATV ortak yayınındaydım. O bizim 1922 yılındaki çıkış mücadelesinin olduğu dönemde batı medyasının Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili tespitlerini yayınladılar. O yayında da bana onu gösterdiler. Doğrusu ben de o ana kadar detayı bilmiyordum. Aynen Gazi Musatafa Kemal Atatürk’e, bana söylediklerini aynen ona söylüyorlar. Bunlar tahammül edemiyorlar. Ona da diktatör dediler, şimdi bize diyorlar. Niye? Hazmedemiyorlar.

Bu kadar kısa zamanda nasıl toparlar, ayağa kalkar? Nasıl olur da kendi İHA’sını üretir, SİHA’yı üretir? Nasıl olur da tankını, topunu, füzesini yapar. Bunlar, bunları çıldırtıyor. Biz bunları yapar durumda olmasaydık Afrin operasyonunu yapamazdık. Bunlar bize bir şey vermezdi. Ama bunlar elimizde olunca biz bunların hepsini yapar duruma geldik. Ve Afrin operasyonunu gerçekleştirdik. Aynı şekilde zeytin dalı operasyonunu gerçekleştirdik. Şimdi sınırlarda şu anda biz hazır haldeyiz. Amerika bakalım verdiği sözde duracak mı? Rusya ile olan görüşmelerimiz, ayın 8’inde Moskova’dayım. Orada görüşmelerim var. Ha bu bir şeyi gösteriyor. Artık Türkiye masada oturup konuşan bir ülke. Onun için buraya nasıl geldi Türkiye? Onları bu rahatsız ediyor.

Bizim paramızla, ekonomimizle, kur faiz bunlarla oynamakla… Bunların netice alabileceği alandan çıktı. Şimdi Pazartesi’den sonra önümüzde 4,5 yıl biz önümüze bakacağız. Bütün yapmamız gereken işleri, yol haritamız, takvim belli. Hepsini tıkır tıkır yoluna koymaya başlayacağız. Şimdi yatırımcılar da bizden haber bekliyorlar. Gel dediğimiz anda onlar da gelecek.

Ben size bir şey söyleyeyim. Para, cıva gibidir. Cıva kendisine uygun nereyi bulursa oraya doğru hareket eder. Para da öyledir. Kendisi için verimli yeri nerede bulursa oraya kaçar.

Güneydoğu’ya gelip de yatırım yapar mı yatırımcı? Benim ülkemdekiler bile yapmıyor. Oranın insanı bile yapmıyor. Ha bunların içinde yürekli olanlar var. Gidiyor mermer, çimento fabrikasını kuruyor. Ama niye? Yüreği var yüreği. Diyor ki, ben bu toprakların evladıyım. Ben de onları alkışlıyor. Ve onların isimlerini de vermek suretiyle tanıtıyorum. Çünkü bunların alkışlanması, takdir edilmesi lazım.

Şu anda bizler de merkezi yönetim olarak parayı çok iyi yönetmek zorundayız. Bir defe devlette yönetim anlayışında insan yönetimi çok önemlidir. Bilgi yönetimi çok önemlidir, finans yönetimi çok önemlidir. Bu üç şeyi başardığınız sürece başarılı olursunuz. Bu üçünde başarılı olamazsanız kayba mahkumsunuz.

BİLGİ: Biz öğrenciyken etkinlik oluyor, yoruluyoruz. Siz üç dört miting yapıyorsunuz. Hala dinç görüyoruz sizi. Bunu nasıl sağlıyorsunuz? Gençlik sırrını alalım?

Gençlik sırrı da olsa artık yaş malum bir yere geldi. Gayri meşru olan herhangi bir durumumuz söz konusu değil. Sigara içmeyiz, alkol almayız, uykumuza dikkat ederiz. Bütün bunlar olduğu zaman dinç duruyorsunuz. Şu anda kampanya sebebiyle sporumu yapamıyorum. Ama hemen önümüzdeki haftadan itibaren spor faaliyetlerine de devam edeceğim. Bunlarla birlikte süreci devam ettiriyoruz. Gıdamıza dikkat ediyoruz.

Sağ olsun evde de hanımefendi bizi ciddi manada sıkıştırıyor. Her şeyi yememize de müsaade etmez. Kendisi aynı zamanda alternatif tıpçıdır. Mümkün olduğunca dikkat ediyoruz.

Ama sizler de bence sporu ihmal etmeyin. Özellikle aletli-aletsiz sporu yapmanızda büyük fayda var diye düşünüyorum.

SORU: Ankara’daki gençler için ne düşünüyorsunuz? Bizim için düşünceleriniz, faaliyetleriniz, yatırımlarınız ne olacak?
ÖZHASEKİ:
Projeleri hazırlarken arkadaşlarımızla öğrencilerin neye ihtiyacı var diye çok çalıştık. Çay çorba çamaşır… Birinci proje bu. Genelde kahvaltı etmeden okula gidenler öğleni bekliyorlar. Üniversite kapılarında daha önce de yaptım. Bir araç içerisinde çorba… Tam okula girerken bardağıyla çorbasını içip gidebiliyor. Erciyes Üniversitesi’nin kapısına koyduk.

Çamaşır daha çok zorluyor. Bodrum katlarınızda çamaşırhane için yer verir misiniz diye… “Hazır” dediler. Öğrencimiz sabah poşetiyle bıraksın, akşam tertemiz götürsün.

Millet kıraathanesi gibi yurt dışında adı “uyanık kütüphane” diyorlar. Bunu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne devasa eser koydunuz. Ama üniversitelerin bulunduğu bölgelerde de butik şekilde 24 saat açık kütüphaneler. Çayının, ufak tefek atıştırmaların olduğu kütüphaneler için 10 ayrı yer belirledik.

Ayrıca gençlerimiz ders çalışıyorlar. Ama bir kültür sanat ve sporla uğraşmazsa, Allah korusun kötü yollara gitme ihtimalleri yükseliyor. Saraçoğlu Mahallesi gündemimizde, çok güzel evler var. o evlerin her birini sanat dallarına ayırmayı planlıyoruz. Orada ağaçlar bile tescilli. Her bir binada kültürün sanatın bir dalını icra edeceğimiz bir buluşma noktası olarak gördük.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN:

Ankara’daki ilk opera binasını biz yaptık. Külliyenin içerisinde opera binası yaptık. Gençliğin de tüm halkımızın katılacağı bir mekan haline getirdik. Mesela son hafta içerisinde Ahmet Özhan’ın orada bir programı oldu. Mazhar Özkan üçlüsünün bir programı oldu. Ve böylece gençliğin daha çok katılacağı ama çok amaçlı olsun ki, bir defa bu yatırımı da kullanalım. Boş kalmaktan çok, çok etkinliğin yapıldığı yer haline getirelim dedik. O bakımdan çok mutluyum.

Bir de nasip olursa aynı şekilde İstanbul’da bir Harbiye Kongre Merkezimiz var, Haliç Kongre Merkezimiz var, bunlar hep bizim yaptıklarımız. Şimdi de AKM’yi yıktık, temelini attım. Şimdi de AKM’yi de Türkiye’nin en büyük opera binası olarak inşa ediyoruz. Ama çok çok modern ve dünyadaki opera binalarıyla yarışacak bir proje olarak görüyoruz. İnşallah çok uzun da sürmeyecek. 2020 gibi falan orayı bitireceğiz, belki 2021’e sarkabilir.

Yani gençlik bizim için her şey, onları da yalnız bırakmayacağız.

TRUMP'A GOLAN TEPESİ TEPKİSİ

SORU: Yaklaşık 6 gündür evliyim. Lisans üstü öğrencisiyim. Birkaç gün önce Trump’ın Golan Tepeleri ile alakalı bir sözleşme, bir başkanlık kararı imzalandı. Sanki Rusya’nın Kırım’a ihlakında tepki verilmişti ekonomik faaliyetler de yapılmıştı. Ancak AB olsun, Müslüman ülkeler olsun basit bir kınama gerçekleştirdiler. Bu konuda bir tek bizim sesimiz çıkıyor. NATO’da hesap soramıyor musunuz? Filistin de bizim kendi sorunumuz olduğu için hassasiyetimiz var. neden böyleler, neden bu kadar sessizler? Maddi güç bu kadar mı değerli?

BM Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmalarda aslında bunları dinlemiş olmanız lazım. Kudüs ile yaptığım açıklamalar, gerek bölgeyle ilgili açıklamalar; Yeni Zelanda’dan buraya gelenlerle ilgili yaptığım açıklama, hemen olağanüstü İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesini İstanbul’da topladım.mesajlarımızı verdik.

Golan 1967 anlaşmalarıyla BM tarafından tamamıyla Suriye’ye ait tescil edilmiş topraklardır. Buranın İsrail ile yakından uzaktan alakası yok. Fakat Trump, ali kıran baş kesen. Senin yapmanla olmuyor. Macron ile görüşmem oldu. “Ben de senin gibi düşünüyorum” dedi. Burayla sizin alakanız yok. Sayın Putin açıklamasını yaptı, Lavrov açıklamasını yaptı. Şu anda attığı bu adımın ne BM genel kurulunda ne BM güvenlik Konseyi’nden onay alması mümkün değil. Görünen bu.

Maalesef körfezdeki Müslüman ülkeler bu noktada kararlı bir duruş sergilemiyorlar. Ciddi bir ses buradan çıkmıyor. İnsanı üzen bu. Onların sesi çıkması lazım. Çıksa da çıkmasa da ben İslam İşbirliği Teşkilatı’nın başkanıyım, üzerime düşeni yapıyorum.

İsrail’de 9 Nisan’daki seçim için Trump, orada Netanyahu’ya destek veriyor. Netanyahu yolsuzluklara adı karışmış bir adam. Karısının yolsuzluğa bulaşmış bir hali var. Sıkıntı içerisinde. İnsanlık sana nereden bakıyor? Bu önemli.

Şimdi biz zaman zaman görüşüyoruz. Bu tür haller meydana gelince, doğrusu biz görüşmek bile istemekte zorlanıyoruz. Çünkü adalet bizi birleştiren en önemli kavramdır. Bu yoksa hiçbiri olmaz.

Dünyada en büyük örgüt BM, ikinci sırada İslam İşbirliği Teşkilatı. Ne BM olumlu bakıyor, ne biz olumlu bakıyoruz. Kendiniz çalışıp, kendiniz oynuyorsunuz. Onun için bu işlerin üzerine üzerine biz gideceğiz. Yalnız da kalsak biz gideceğiz. Biz burada Sisi’nin ne dediğine mi bakacağız? 9 genci idam eden adamın ne dediğine bakacağız?

Bunlara güvenilmez. Ben bunların artık ciğerlerini okudum. Hepsini çok iyi okudum. Ama biz Türk milleti olarak, Müslümanlar olarak biz kendi kararlılığımızı ortaya koyup yolumuza devam edeceğiz.


#Erdoğan
#Sosyal medya
5 yıl önce