SETA Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu’nun açılışında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ’cülerin 1 dolara üniformalarını, ruhlarını, inançlarını ve milleti sattıklarını belirtti. Yıldırım, özetle şunları söyledi: Çok anlamlı bir hafta içerisindeyiz. Dünyanın en sinsi terör örgütü tarafından planlanmış darbe görünümlü işgal girişimi milli bir destana dönüştürüldü. Nasıl terör örgütlerinin iyisi kötüsü yoksa darbenin de iyisi kötüsü olmaz. Türkiye, bu toprakların şimdiye kadar gördüğü en vahşi ve hain darbe girişimiyle karşılaştı 15 Temmuz’da.
Millet, liderinin çağrısı ile meydanlara akın akın indi ve onun gösterdiği kararlılıkla darbecilerin saldırısına karşı koymuştur. Tarihin gördüğü en erdemli milletin karşısında 1 dolarlık paçavraya döndü bunlar. 1 dolara üniformalarını, ruhlarını, inançlarını, göğüslerindeki bayrağı ve milleti sattılar. Şunu dünya alem iyi bilsin k ihanetlerinin bedelini ödeyen tek bir FETÖ’cü kalmayana kadar bu mücadele devam edecek.
Ana muhalefetin ‘adalet’ adı altında FETÖ’cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz’u ‘kontrollü darbe’ diye nitelendirenler, baktı ki tutmadı, tornistan yaptı şimdi ‘20 Temmuz darbesi’ diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır. 15 Temmuz gecesi verdiğimiz kutsal mücadele, hain terör örgütüyle nihai mücadelenin ilk adımıdır. İkinci adım, örgütün tamamen tasfiyesidir.
Genellikle, ‘Efendim FETÖ’nün siyasi ayağı ne oldu?’ diye sorular soruluyor. ‘FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkmadı. AK Parti FETÖ ile mücadele etmedi, onun için bugünleri yaşadık’ diye sık sık ana muhalefetten sözler duyuyoruz. Türk siyasi tarihine, bu örgütün ortaya çıktığı 1966’dan beri bakın, bu örgütle mücadele eden iki dönem vardır; birisi rahmetli Erbakan’dır, diğeri de AK Parti iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onun dışındaki siyasi liderler, hep örgütle iyi geçinmişlerdir.
Daha sonra partisinin genel merkezine geçen Yıldırım, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım TBMM'deki 15 Temmuz birinci yılı anma etkinliklerine bazı partilerin davet edilmediği iddiasıyla ilgili, "Ana muhalefet partisinin alınganlık göstermesine lüzum yok. Biz de yazılı davet almadık. Bu, Meclis Başkanlığımızın yaptığı bir organizasyondur." dedi.
