Son dönemde özellikle gençler arasında popüler olan enerji içecekleri birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Yüksek kafein ve şeker içeren bu besinlerin uzun vadede kalp ritim bozuklukları ile böbrek hasarına yol açabileceği belirtiliyor.
Enerji içecekleri son yıllarda özellikle çocuklar ve gençler arasında popülerliği giderek artan ürünler arasında yer alıyor. Bu içeceklerin kalp rahatsızlığı başta olmak üzere epilepsi ve diğer kronik sağlık sorunu olan çocuklar için ciddi risklere yol açtığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, "Yoğun sınav temposu, spor aktiviteleri veya dijital oyunlar sırasında uzun süre uyanık kalma ihtiyacı gibi nedenlerle tercih edilen bu içecekler, masum bir alışkanlık gibi görünse de sağlığı ciddi şekilde tehdit edebiliyor" dedi. Bu içeceklerin yüksek kafein ve şeker içeriğiyle geçici bir enerji sağladığını ifade eden Güzel, "Uzun vadede enerji içecekleri kalp ritim bozukluklarından epileptik ataklara, beslenme bozukluklarından böbrek hasarına kadar pek çok tehlikeye yol açabiliyor. Ailelerin bu konuda daha bilinçli olması gerekiyor" diye konuştu.
PIHTILAŞMA VE İNMEYE DAVETİYE
Özellikle ailesinde kalp rahatsızlığı ve ritim bozukluğu öyküsü bulunanlar için bu içeceklerin ciddi hayati riskler oluşturduğunu dile getiren Güzel, “Enerji içecekleri içerdiği yüksek kafein miktarından dolayı kalp atış hızını artırarak ritim bozukluklarına yol açabiliyor. Yüksek kafein içeriği ile tetiklenen kalp
*İstanbul'da doğup büyüyen Halil Başbozkurt, 20 yıl önce Afrika'dan, zekası ve iletişim yeteneğiyle ünlü, papağan cinslerinin "en taklitçisi" olarak bilinen jako satın aldı. Papağanlara merakı zamanla artan Başbozkurt, 2017'de Beykoz'da papağan üretmeye karar vererek, "Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme" (CITES) belgesi edindi. İstanbul'da hobi amaçlı üretim izni başvurusundan sonuç alamayan Başbozkurt, ana vatanı Batı ve Orta Afrika olan jako cinsi papağanlarını alarak ailesiyle 2021'de Biga ilçesi Pekmezli köyüne yerleşti.
GÖZÜ GİBİ BAKIYOR
Gerekli izinleri alarak jako yetiştiriciliği için çiftlik kuran Başbozkurt, başka papağan türleri için de üretim izni başvurusu yaptı. Büyütmesi zahmetli olan jakolara gözü gibi bakan Başbozkurt, her birini yavruyken halkaladığı papağanlarını satışa sunuyor. Üretim tesisinde 10 ila 20 yaşlarında yetişkin 47 jako bulunuyor.
YAVRULAR KUVÖZDE BÜYÜTÜLÜYOR
Kuşların hepsinin kendisi için çok değerli olduğunu, ticari getirisinden ziyade papağanlara sevgisinden dolayı bu işi yaptığını kaydeden Başbozkurt, İstanbul'da yetiştiricilik için bütün imkanlara sahipken onlar için Çanakkale'ye göç ettiklerini anlattı. Çiftliğindeki papağanların uyumlarını kameradan takip ettiklerini dile getiren Başbozkurt, "Eşleşenleri ayırıp yavrulatıyoruz. Jako papağanlar 4 yaşından sonra yavruluyor. 3 yumurtadan birini anneye bırakıyoruz, diğer yavruları kuluçka makinesinde çıkarıp kuvözde büyütüyoruz. Hayvan sağlığı için özel yemlerle besliyoruz." ifadesini kullandı.
*Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yayımlanan Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi'nin 2025 yılındaki "Aile" ve "Koruyucu Aile" temalı özel sayısı için akademisyenler ve uzmanlara "aile" konulu makale çağrısı yapıldı.
PROFESYONELLER KATILABİLİR
Üç ayda bir Türkçe ve İngilizce makalelere yer verilen dergide, 2025 yılında "Aile" ve "Koruyucu Aile" kavramlarının tüm yönleriyle ele alınacağı "Aile" özel sayısının yayımlanacağı bildirilen çağrıda, kuşaklararası iletişim, kültürel değerlerin aktarımı, aile bağlarının önemi, aile yapısının ve aile politikalarının toplumsal, kültürel ve psikolojik boyutları üzerinde yapılan güncel araştırmalara yer verileceği ifade edildi. Çağrıda, araştırma alanında katkı sağlamak isteyen tüm akademisyenler, uzmanlar ve alanda çalışan profesyoneller, makaleleriyle bu çağrıya katılmaya davet edildi.
*Marmara Denizi’nde 2021 yılında yoğun olarak gözlemlenen müsilaj (deniz salyası) sorunu, aradan geçen yıllara rağmen sürüyor. Bilim insanlarının yaptığı iki ayrı çalışmada Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesi açıkları ile İzmit Körfezi’nin Gebze Eskihisar bölgesinde müsilaj tespit edildi.
EKOSİSTEME ZARAR VERECEK
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, " Defalarca gereken tedbirlerin alınmasını, ileri biyolojik arıtımların yapılması, derin deşarj olayının kaldırılması, kıyısal tahribatların yapılmaması gerektiği söylüyoruz. Üzerimize düşen görevi yapmazsak Marmara Denizi, ne yazık ki çok hızlı bir şekilde bir çöküşe doğru gidiyor. Marmara Denizi'nin çöküşe gitmesi, böyle muazzam bir ekosisteminin yıkılması, çevresel pek çok ekosisteme de zarar verecektir. Etrafında zaten çok yoğun bir nüfusun olduğu şehirler yaşıyor. Doğal olarak insan nüfusunu da etkileyecek bir sorun olabilir. Müsilajla birlikte balık stoklarında bir zarar olacak. En kısa zamanda bu sorunun çözülmesi gereği yönünde tekrar ilgili kurumlarla toplantıların yapılarak acil önlem kararlarının alınması gerektiğini düşünüyorum" dedi.ritim bozuklukları da dolaşımı bozarak pıhtılaşmalara ve inme ataklarına yol açabilir. Çocuklar enerji içecekleri ile aldıkları yüksek şeker ve kalori nedeniyle günlük kalori ihtiyaçlarını karşılıyor, bu nedenle diğer doğal besin kaynaklarını alamıyorlar. Ayrıca bu enerji içecekleri ile artan kalori alımı sıklıkla birlikte tüketilen atıştırmalıklarla daha da artıyor. Kötüleşen beslenme sorunları ile çağımızın en önemli problemlerinden biri olan obeziteye yol açıyor" şeklinde konuştu.
Davranış bozukluğu görülebiliyor
Bu tür içeceklerin sempatik sistemi sürekli çalıştırarak kas yıkımına ve böbrek hasarına yol açabileceğini dile getiren Prof. Güzel, “Spor faaliyetlerinde daha fazla enerji için bu içecekleri tüketen gençlerin daha dikkatli olması gerekiyor. Vücut geliştirme ve yoğun fiziksel aktivitelerde enerji içeceği tüketimi ile birlikte idrar yoluyla sıvı kayıpları artıyor. Aşırı kas egzersizleri ile artan böbrek yükü böbreklerde istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Ayrıca gençler bu içeceklerin yoğun tüketimiyle birlikte uykusuzluk, davranış bozuklukları ve kronik yorgunluk gibi sorunlarla da karşı karşıya kalabiliyor" ifadelerini kullandı.