|

En büyük abi...

Darbe öncesi ve sonrasında yaşananlar, ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili rolünü daha net gözler önüne seriyor. Aradan bir yıl geçtikten sonra ortaya çıkanları görünce Neo-Con Rubin’in darbeyi adeta haber veren yazısından CENTOM Komutanı Joseph Votel’in açıklamalarına kadar ABD-15 Temmuz darbe girişimi işbirliği açıkça gün yüzüne çıkıyor.

Yeni Şafak ve
15:04 - 15/07/2017 Cumartesi
Güncelleme: 15:12 - 15/07/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Centcom Komutanı Joseph Votel ve Henry Barkey.
Centcom Komutanı Joseph Votel ve Henry Barkey.

Şu an yalan olduğuna zerre kadar kuşku duyulmayan “Saddam’ın elindeki kimyasal silahları” bahane ederek Irak’a giren ve doğrudan ya da dolaylı olarak milyonlarca insanı katleden, bölgenin psikolojisini ve sosyolojisini derinden değiştirip yeni harita hesapları yapılmasının ilk adımını adan ABD Başkanı George W. Bush’un Neo-Con ekibinden Michael Rubin, 15 Temmuz darbe girişiminden tam 4 ay önce, American Enterprise Institute için yazdığı bir yazıda Türkiye’de darbe olabileceğine yönelik bir “kehanet” ortaya attı. Amerikan kehaneti tuttu.

DARBECİLERE SAHİP ÇIKARIZ

Rubin o yazısında kısaca şunları söylemişti: “Erdoğan’ın, seçim sonuçlarından bağımsız olarak, kontrolden çıktığına dair genel bir kanı var. Muhaliflerini hapse atıyor, sağ ya da sol farkı yapmaksızın gazeteleri kapatıyor. Bir deli sultan ya da halifeyi andırır biçimde saraylar inşa ediyor (...) Eğer Türk ordusu Erdoğan’ı devirir ve yakın adamlarını parmaklarının ardına atarsa, bu darbeyi yapanların yanlarına mı kalacak?” Analiz edilecek olursa, cevap: Evet. Erdoğan, Mısır’ın devrik lideri Mursi’nin sahip olduğu sempatiyi de oluşturamayacak.” Şu an Amerika Birleşik Devletleri’ndeki FETÖ’cülerle sık sık görüşen Rubin’in yazdıkları, 15 Temmuz gecesi uygulamaya konulmak istendi.

BÜYÜKADA’DAKİ KOMUTA KADEMESİ

15 Temmuz günü İstanbul Büyükadada oldukça gizemli misafirler bulunuyordu. Akademik bir toplantı için o an Splendid Otel’de bulunan misafirlerden biri ise oldukça kafa karıştırıcı. O isim, CIA’nin Ortadoğu Uzmanı olan ve Fetullahçı Terör Örgütü’nün lideri Fetullah Gülen’in uzun süre hamiliğini üstlenen Graham Fuller’in yakın çalışma arkadaşı Henry Barkey’di. Barkey o gün orada akademik bir toplantı yapmak için geldiğini iddia ediyor ancak darbe yapıldığı haberlerine rağmen söz konusu toplantının iptal edilmemesi kafalardaki soru işaretlerini arttırıyor. Barkey’in o otelden ayrılırken resepiyona üzerinde FETÖ liderinin yaşadığı Pensilvanya eyaletinin isminin yazdığı bir çan bıraktığı da iddia ediliyor.

BARIŞ, İSTİKRAR VE BİLİNDİK KOMEDİ

MİT Müteşarı Hakan Fidan’ın 15 Temmuz günü Genelkurmay Karargahı’na giderek görüşmeler yapması, cuntacıların darbenin deşifre olduğunu anlayarak darbe saatini öne çekmelerine neden oldu. Sözde ‘Sıkıyönetim Direktifi’nde saat 03:00’da yapılması planlanan darbe 21:00 gibi uygulamaya konuldu. Tanklar şehir merkezine indi ve o an Marmaris’te ailesiyle birlikte tatilde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele FETÖ’cü Sat Komandoları yönlendirildi. Asıl amaçları Cumhurbaşkanı’nı orada şehit etmekti. O akşam saat 23:15’te bir Dışişleri bürokratı ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’ı telefonla arayarak darbeye karşı meşru iktidara destek istedi ve bu talebin Washington’a iletilmesini talep etti.

MİLLET ABD’NİN AĞZINI YAMULTTU

Bass, Türk bürokratın bu talebini hemen Washington’a ilettiğini iddia ediyor. 23:57’de ise dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry açıklamasında şunları söyledi: “Türkiye’de barış, istikrar ve devamlılık olmasını umuyorum.” Kerry’nin açıklamasında demokrasiye sahip çıkan bir ifade de yoktu, darbeye karşı seçilmiş iktidarın yanında olduğunu belirten bir şey de söylemiyordu. Ortadan konuşan Kerry, darbenin nasıl bir sonuçla biteceğini beklemeyi tercih etti. O an darbeciler Türkiye şehirlerinde ülkelerine sahip çıkan vatandaşları öldürmeye devam ediyorlardı. Ancak vatansever güçler gecenin ortalarına doğru darbeyi püskürtmeyi başarına ABD alelacele ağız değiştirdi. ABD iki yeni ‘resmi’ açıklama yaparak Başkan Obama ve Bakan Kerry’in darbe girişimi hakkında görüştüğü bildiriliyor ve “Görüşmede, Türkiye’de tüm tarafların seçilmiş hükümeti desteklemesi gerektiği ifade edilmiştir” deniliyordu. Bu açıklama, Türk Dışişleri Bürokratı’nın 23:15’te ABD’ye yaptığı “Türkiye’de darbe yapılmak isteniyor. ABD’den seçilmiş hükümete destek açıklaması yapmasını talep ediyoruz” telefonundan tam 3 saat sonra yapıldı.

SIRLARI ÇALDILAR

Darbe, halk ve güvenlik güçlerinin efsanevi gayretiyle başarısız oldu ama darbenin asıl hamileri darbecilere sahip çıkmaya devam etti. Helikopterle Yunanistan’a sığınan darbeci askerler Yunan yargısı tarafından Türkiye’ye aide edilmedi. Firarilerin arasında Tuğamiral İrfan Arabacı, Eski Kuzey Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, Eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tümamiral Hayrettin İmran, Eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici gibi 9 generalin yanısıra 200’e yakın asker bulunuyor. Bu askerler Almanya, Belçika, Hollanda gibi ülkelere sığındı. Avrupa ülkelerine sığınan generaller bunlarla sınırlı değil. Tuğgeneral Ali Kalyoncu da kaçan isimler arasında. Firar eden Generallerin, tüm askeri sırları da kopyalayarak gittikleri ve sığındıkları ülkelere bu sırları verdikleri de biliniyor.

FETÖ SADECE PİS BİR MAŞA

Darbe girişimin öncesi, Türkiye’nin Dış Politikasını darbe sonrası döneme hazırlamak için de yoğun çaba sarfedildi. Bu dosyayı ise ABD-İsrail güdümündeki Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan Filistinli Muhammed Dahlan yönetiyor. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)’da bir dönem başkanlık da yapan Muhammed Carba bu projede Dahlan’ın adeta memurluğunu yaptı. ‘Suriye’nin Geleceği Akımı’ isimli yeni bir masa kurarak Türkiye ve Katar etkisindeki muhalifleri bu yeni masaya dahil etmek isteyen Dahlan-Carba kliği Türkiye ile yakın çalışan Arap ve Türkmen muhalifleri de kendşi yanlarına katmaya çalıştı. Toplantı ise darbeci Sisi’nin diktatörlüğü altında olan Mısır’ın başkenti Kahire’de yapıldı. Lüks toplantının onur konuğu Muhammed Dahlan’dı. Kahire merkezli başlaması planlanan bu yeni hareket için Ankara, İstanbul, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay da dahil olmak üzere 6 büro kuruldu. Eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı, Türkiye’nin Suriye merkezli Ortadoğu siyasetini Dahlan (dolayısıyla İsrail ve ABD) yönetecekti. Darbenin başarısız olmasının ardından bu hareketin Türkiye ofisleri polis tarafından basıldı ve mühürlendi.

MÜTTEFİKLERİMİZİ KAYBETTİK!

Suriye’de PKK’ya devlet hediye etmeye çalışan ABD’nin bu konudaki en yetkili ismi olan ve Ayn El Arap’ta (Kobani) PKK’lı üst düzey teröristleri ziyaret ederek onlarla çeşitli toplantılar yapan CENTCOM darbe girişiminin ardından FETÖ’cülerin TSK’dan ihraç edilmesiyle ilgili rahatsılığını gizleme gereği bile duymadı. Pek çok Türk subayıyla yakın ilişki içinde olduklarını söyleyen CENTCOM Komutanı Joseph Votel, FETÖ’cülerin TSK’dan ihraç edilmesiyle ilgili “Türkiye ile yaptığımız işbirliğini etkilemesinden endişe ediyorum” şeklinde skandal ifadeler kullandı. Votel’in yanısıra ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper da benzer bir açıklama yaptı. Clapper konuyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de olan bitenler, istihbarat ve özellikle de anti-terör istihbaratı konusundaki işbirliğimizi geriletecek ve zorlaştıracak.” NATO Komutanı Curtis Scaparrotti’nin sözleri ise darbecilerin kimin ‘adamı’ olduğuna yönelik ipuçlarını zaten veriyor: “Darbe girişimi ardından, NATO olarak beraber çalıştığımız bazı subaylar ya tutuklandı ya da emekliye sevk edildi. Türkiye’de yapmamız üzerinde çalışmamız gereken işler var."

#ABD
#FETÖ
#15 Temmuz Darbe Girişimi
7 yıl önce