
"Süper Vali" ya da "Efsane Vali" lakaplarıyla tanınan, bürokraside benimsediği değerler, çalışkanlığı ve halka yakınlığıyla öne çıkan merhum Recep Yazıcıoğlu'nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, babasını, "Korkusuz bir adamdı. Vatandaşın, memleketin, ülkenin hayrına ne gerekiyorsa sakınmadan, korkmadan, 'koltuğumu, görevimi kaybederim' gibi bir endişesi olmadan mücadele eden birisiydi" diye tanımladı. Kemal Yazıcıoğlu, eskiden valilere ulaşılmasının zor olduğunu belirterek, "İlin en tepesinde duruyorlardı. Rahmetli babam bunu yıktı. Ona farklı diyoruz ama olması gereken bir idareciydi" ifadelerini kullandı.
Merhum babasının çeşitli vesilelerle her yıl hatırlanarak rahmetle yad edildiğini ifade eden Yazıcıoğlu, vefa anlamında, kıymetli, topluma mal olmuş insanları unutmamak gerektiğini belirtti.
"Farklı diyoruz ama olması gereken bir idareci"
Yazıcıoğlu, babasını değerlendirirken o dönemin koşullarını dikkate almak gerektiğini vurguladı. O dönemde babasının yaptıklarının ve söylemlerinin insanlara farklı geldiğini anlatan Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Babasının valiliği dışında da değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Yazıcıoğlu, esprili ve doğal bir kişilik olduğunu ifade etti.
"İnsanları bilinçlendirmeye çalışan bir toplum lideriydi"
Valiyi iktidarın görevlendirdiğini ancak görevi aldığı andan itibaren her kesime eşit mesafe ve adaletle davranması gerektiğinin altını çizen Yazıcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Korkusuz bir adamdı"
"Rahmetli babamın en büyük özelliği buydu. Korkusuz bir adamdı. Vatandaşın, memleketin ülkenin hayrına ne gerekiyorsa sakınmadan, korkmadan, 'koltuğumu, görevimi kaybederim' gibi bir endişesi olmadan mücadele eden birisiydi. Söylem ve eleştirilerine rağmen toplumdan güç aldığı için uzun süre merkeze çekilmiyor, buna da hayret ediyordu. Nezaketli bir adamdı. Merkeze alındığı dönemde de küsmedi, herhangi bir dava açmadı. Sadece devletine, görev verenlere teşekkür etti ve 'Bana tahammül ettiler' dedi.
Bu da ne kadar kıymetli olduğunun göstergesi olarak tarih sayfalarında, haberlerde yerini aldı. Her kesime eşit mesafede olan insanlar topluma mal oluyorlar. O yüzden herkes onu seviyor. 'Tek başına siyasi partiyim' demesinin sebebi şu. Topluma mal olunca, bilinince herkes yakıştırma yapıyordu. Acaba valilikten sonra siyasete mi atılacak? Söylemleri siyasi ve valinin ötesinde söylemlerdi. 'Ben zaten tek başıma bir siyasi parti gibi hareket ediyorum' diyordu."
- Babasına valilik görevi döneminde siyasette yer alması için ciddi tekliflerin geldiğini ancak bu yönde bir düşüncesinin olmadığını dile getirdiğini anlatan Yazıcıoğlu, "Bence çok iyi bir siyasi figür olabilirdi. Siyaset bir taraftır. Siyasete girse taraf olacak mıydı, olmayacak mıydı bilemiyoruz? O dönem herkesin ortak değerlerinin sesi olacak insanlara ihtiyaç vardı" ifadelerini kullandı.
Erzincan ve Denizli'nin yeri onda ayrı
Babasının, Türkiye'nin en genç valisi olarak 36 yaşında ilk önce Tokat'a atandığını, ardından Erzincan, Aydın, merkez ve Denizli valilikleri yaptığını anımsatan Yazıcıoğlu, il, bölge ayrımı yapmadan devlete millete hizmet ettiğini vurguladı.
Trafik kazası
Yazıcıoğlu, babasının vefatına neden olan, Ankara'ya gelişinde geçirdiği trafik kazasının halen soru işaretleri barındırdığını ifade etti. Kazanın ardından tüm süreçlerin detaylı şekilde irdelendiğini, aile büyüklerinin çok ciddi emek sarf ettiğini anlatan Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:
- Yazıcıoğlu, babasının görevlerinde koruma ve makam aracını çok tercih eden biri olmadığını da sözlerine ekledi.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.