Doktorlardan teröristlere ilaç servisi

PKK-PYD ve IŞİD'e ilaç ve tıbbi malzeme temin eden çete, dev bir operasyonla çökertildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 6 aylık fiziki takibin ardından düğmeye basan polis, 32 ilde yüzlerce adrese baskın yaptı. Haklarında gözaltı kararı bulunan 266 zanlıdan 109'u yakalandı. Organize suç örgütünün ülke genelinde sahte reçete ve sağlık raporlarıyla ilaç alımı yapıp Sosyal Güvenlik Kurumu'nu (SGK) milyonlarca lira zarara uğrattığı, ilaçları ise terör örgütlerine ulaştırdığı belirtiliyor. Gözaltına alınan 109 şüphelinin 90'dan fazlasını doktorlar, hemşireler ve eczacılar oluşturuyor.

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın bizzat yönettiği operasyonlar Diyarbakır, Adana, Mersin, Batman, Siirt, Antalya, Hatay, Mardin, Ağrı ve Ankara'nın da aralarında bulunduğu 32 ilde gerçekleşti. Sadece İstanbul'da baskın yapılan adres sayısı 103 oldu. Diğer illerde yakalanan zanlılar da sağlık kontrollerinin ardından İstanbul'a getirilmeye başlandı. Gözaltına alınan Malatya'da 3 doktor ve 1 eczacı, Batman'da 2 şüpheli, Şanlıurfa'da aralarında doktor, eczacı ve bilgi işlem görevlilerinin de bulunduğu 36 şüpheli, Diyarbakır'da 1'i Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde profesör, 4'ü doktor, 3'ü eczacı 8 şüpheli, Adana'da, aralarında 1 doktor ve 4 eczacının bulunduğu 8 şüpheli işlemlerinin ardından İstanbul'a yönlendirildi. 'Suç örgütüne üye olmak', 'rüşvet', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'kaçakçılık' ile suçlanan çete üyelerinin vereceği ifadeler sonrasında operasyonların yurt genelinde genişleyebileceği dile getiriliyor.

32 ilde baskın yapılan eczane ve depolarda, piyasa değeri 40 milyon lirayı bulan 5 kamyon ilaç ele geçirildi. Depolarda binlerce kanser, hematoloji, psikoterapi, ruh ve sinir hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ele geçirildi. Güvenlik birimleri, sahte reçeteler kullanan çetenin bu ilaçlardan hangilerini terör örgütlerine iletmek istediğini araştırıyor. Örgütün, pahalı olmasından ötürü en çok kanser, kemoterapi, psikoterapi gibi ilaçları tercih ettiği, bunları alıp kaçak yollarla terör örgütlerine sattığı belirlendi. 1 saat içerisinde onlarca eczane ve depodan toplanan 5 kamyon ilaca el konuldu. 'Sahte reçete' soruşturmasıyla başlayan ve ucu terör örgütlerine dek uzanan operasyonu İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yakın takibe aldı.

Sahte reçete ve sağlık raporlarıyla ilaç alıp kaçak yollardan yurtdışına satarak devleti zarara uğratan ve Türkiye geneline yayılan suç örgütünün, ilk tespitlere göre Sosyal Güvenlik Kurumu'nu (SGK) 290 milyon lira zarara uğrattığı öğrenildi. Operasyon anında depolarda yapılan aramalarda ise piyasa değeri 40 milyon lirayı bulan 5 kamyon ilaç çıktı.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yurt genelindeki dev ilaç operasyonunun değerlendirdi. Müezzinoğlu, "Hadiselerin içinde yanlış yapan meslektaşlarımızın olmamasını arzu ederiz ama varsa yanlış yapan da en ağır bedeli mutlaka ödeyecektir. Bu ilaç, tedavi istismarı ise burada takibin en hassas duyarlılıkla yapılmasını arzu ederiz. Bu emniyetin, istihbaratın ve artık bu süreçten sonra savcılığın, hukukun devreye girdiği bir süreç. Yanlış yapan bedelini öder, ödemelidir de" dedi.

Suç örgütü üyelerinin, kanser, kemoterapi, psikoterapi tedavilerinde kullanılan yüksek fiyatlı ilaçları kaçakçılar ve terör örgütü PKK üzerinden Irak ve Suriye'ye gönderdikleri, bu ilaçların bir kısmının da daha sonra uluslararası kaçakçılar üzerinden Özbekistan ve Hindistan gibi ülkelere yollandığı ifade ediliyor. Irak ve Suriye'de PKK-PYD ya da IŞİD'lilere ulaştırılan ilaçların, canlı bombalı saldırılar esnasında teröristlerce kullanıldığı belirtiliyor. Çünkü bu ilaçlardan bazıları, kullananı uyuşturup sakinleştirmeye, canlı bombaların ise bilincini zayıflatmaya yarıyor.

Operasyonun Diyarbakır ayağında, suç örgütünün üst düzey sorumlularından olduğu ifade edilen Dicle Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. M.O.A. da gözaltına alındı. Prof. A. hakkında daha önce 2011 yılında da soruşturma açılmış ve ciddi iddialara yer verilmişti. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Kliniği'nde tespit edilen 'ilaç yolsuzluğu'na ilişkin müfettişlerin hazırladığı rapora göre, kliniğin şefi Prof. A., tüm reçeteleri eşine ait eczaneye yönlendiriyordu. Bazı ilaçları yazabilmek için ise

Prof. A. tedavilerle ilgili prosedürlerde oynama yapıyordu.