Doktorların “tıbbi hataları” nedeniyle açılan davalarda önemli bir değişikliğe gidiliyor. Tazminat davaları artık doktora değil devlete açılacak. Mağdura tazminatı da devlet ödeyecek. Sağlık Bakanlığı’nda oluşturulan kurul, ciddi ihmal ya da kasıt tespit ederse bu para doktordan tahsil edilecek.
Doktorlara “tıbbi hata” iddiasıyla açılan tazminat davaları ve şiddet olaylarına ilişkin kritik düzenleme için düğmeye basıldı. Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca yürütülen çalışmayla, doktorlara tıbbi hata iddiasıyla açılan tazminat davalarında hakim güvencesi getiriliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın talimatıyla sağlıkta şiddet ile malpraktis (tıbbi hata ihtimali) davalarıyla ilgili yasal düzenleme için çalışma başlatıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüşen Bakan Bozdağ, iki bakanlık bürokratlarının tasarıya son şeklini vermesini istedi. Yapılacak düzenlemenin ayrıntıları da netleşmeye başladı.
TAZMİNATA KALKAN OLACAK
- Son şekli önümüzdeki günlerde verilecek taslakta, sağlık çalışanını koruyan dikkat çeken maddeler yer alıyor: Doktor veya yardımcı sağlık personeline, tıbbi uygulama hatası neticesinde mağdur veya ailesi tarafından tazminat davaları açılıyordu. Malpraktis adı verilen bu dava sonucunda sağlık çalışanı, yüksek miktarda tazminatla karşı karşıya kalıyordu. Yüksek tazminat ihtimali de doktorları daha risksiz branşları tercih etmesine neden oluyor. Bununla ilgili önemli düzenleme için düğmeye basıldı.
DAVALAR DEVLETE AÇILACAK
Buna göre, tıbbi uygulamalardan kaynaklı tazminat davaları, hakimlerde olduğu gibi devlete açılacak. Mahkemenin karar verdiği tazminatı da yine devlet ödeyecek. Tazminatın rücusu için (doktordan alınıp alınmayacağına) Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak Mesleki Sorumluluk Kurulu’na yetki verilecek. Kurul, olayla ilgili araştırmasını yaparak doktorun ihmali olup olmadığına ve hatanın kasıtlı olup olmadığına bakacak. Araştırmasını en geç 1 yıl içinde bitirmesi gereken kurul, tazminatın sağlık çalışanı tarafından ödenip ödenmeyeceğine karar verecek. Bunun yanı sıra kurul, ödenecek miktarın da ne kadar olacağını belirleyecek.
SORUŞTURMA İZNİ KURUL’DAN
- Doktorlar ve yardımcı sağlık personeli hakkında yürütülen suç soruşturmalarında izin müessesesinde de düzenleme yapılıyor. Kamuda görev yapan sağlık çalışanı hakkında mesleklerinin icrası kapsamında yapılan şikayetlerde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi vali veya kaymakamların iznine tabiydi. Özel sektörde ise herhangi bir izne gerek görülmüyordu. Düzenlemeyle, hem kamuda hem de özelde çalışan sağlık personeli hakkında yaptıkları tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun iznine bağlanacak. Böylece sağlık personeli daha korunaklı hale getirilecek.
Hakim modeli
Doktorlar için yapılacak bu düzenleme, ‘hakimler modeli’ gibi olacak. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, hakimlerin hatalı yargılama faaliyetlerinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılıyor. Ödenmesine karar verilen tazminatı devlet karşılıyor. Hakimin, karar verirken görevi kötüye kullandığı tespit edilirse tazminat, ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde hakime rücu ediliyor. Düzenlemeyle ilgili ilk sinyali Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vermişti. Bakan Bozdağ, Koca bir görüşme 10 Şubat’ta yaptığı görüşme sonrasında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Tazminat talepleri karşısında hekimler de hakimler gibi korunacak” açıklamasını yapmıştı.
Saldırganlara cezaevi yolu!
Büyük tepkilere neden olan sağlık çalışanına şiddet konusu da çalışmada masaya yatırıldı. 17 Nisan 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanunla, sağlık personeline karşı görevleri nedeniyle işlenen ‘kasten yaralama’, ‘tehdit’, ‘hakaret’ ve ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarında, ilgili kanunlara göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılmıştı. Yeni düzenlemeyle buna ek olarak sağlık personeline karşı işlenen kasten yaralama fiili, tutuklamaya ilişkin katalog suçlara taşınacak. Böylece ifadesi sonrası serbest kalan saldırgan, artık bu kadar kolay kurtulamayacak. Öte yandan katalog suçlar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bazı koruma tedbirlerinin uygulanabileceği sınırlı sayıdaki suç listesini ifade ediyor. Kasten öldürme, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlar, çocukların cinsel istismarı, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devletin güvenliğine karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti gibi suçlar katalog suçlar arasında yer alıyor.
Caydırıcı olacak
- Avukat Berna Özpınar Gümrükçüoğlu, şiddetin katalog suç kapsamına alınmasına ilişkin “Cezanın artırılması, katalog suç olması caydırıcılık yönünde etkili olabilir ancak şiddet sorununun çözümü için tek başına yeterli olmayabilir” dedi.
Davalar tedirgin ediyor
Sağlık-Der Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, yapılacak çalışmayı ‘sağlık çalışanları açısından iyi bir gelişme’ olarak değerlendirerek şunları söyledi: “20 yıl önce en kıymetli branşlar cerrahi alanlardı. Fakat şu an TUS’tan yüksek puan alan hekim arkadaşlar, davalarla uğraşmamak için riski en az olan cildiye, radyoloji gibi branşları tercih ediyor. Risk barındırdığı için cerrahi branşları tercih etmiyorlar. Doktorlar, durumu riskli olan hastaları ameliyat etmekte tereddüt yaşıyor. Hastanın hayatını kaybetmesi durumunda ciddi tazminatlarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu davalar da sağlık sektöründe çalışan arkadaşlarımızı tedirgin ediyor. Hukukçular, 500 bin TL, 1 milyon TL gibi ciddi tazminatlar çıktığı için sağlık davalarını almak istiyor. Hiçbir hekim bilerek ve isteyerek hastasına zarar vermez. Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun buna karar vermesi, tazminatın da ilk aşamada devlet tarafından karşılanması hekimler açısından, sağlık çalışanları açısından iyi bir gelişme.”