Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, İngiltere'de FETÖ mensupları Hamdi Akın İpek, Talip Büyük, Ali Çelik ve Mustafa Yeşil'in iade edilmesi talebinin Londra Westminster Kaza Mahkemesince reddedilmesine ilişkin, "Kararın kabul edilemez olduğu İngiliz makamlarına vurgulanmıştır" dedi.
Aksoy, Türkiye'nin, FETÖ mensupları Hamdi Akın İpek, Talip Büyük, Ali Çelik ve Mustafa Yeşil'in iade edilmesi talebinin Londra Westminster Kaza Mahkemesince reddedilmesi hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.
Sözcü Aksoy, dün Londra Westminster Kaza Mahkemesinde görülen duruşmada, söz konusu kişilerin Birleşik Krallık'tan Türkiye'ye iadelerine ilişkin talebin hakim tarafından reddedildiğini belirtti.
- Mahkemenin gerekçelerinin dayanaktan yoksun olduğunun altını çizen Aksoy, "Beklentimiz, 251 masum vatandaşımızın şehit olduğu ve binlercesinin de yaralandığı 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’nün önde gelen mensupları arasında yer alan bu şahısların ülkemizde yargılanmalarını teminen bir an önce iade edilmeleridir" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bu yöndeki gayretlerini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğini vurgulayan Aksoy, "Kararın kabul edilemez olduğu ve bundan duyduğumuz derin hayal kırıklığı, görüşülen İngiliz makamlarına kuvvetli bir şekilde vurgulanmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
İngiliz mahkemesi, FETÖ "çatı davası"nın firari sanığı ve eski Koza Holding yöneticisi İpek'in Türkiye'ye iadesiyle ilgili talebin reddine karar vermişti.
İpek'in yanı sıra FETÖ'nün sözde "Irak imamı" Talip Büyük ile eski Bank Asya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çelik'in iadesi de reddedilmişti.
Firari İpek, 23 Mayıs'ta gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılmıştı. 50 bin sterlinlik kefaletle serbest bırakılan İpek'in pasaportuna el konulmuş ve denetimli serbestlik uygulanması kararı alınmıştı. İpek'in dava süresince Londra dışına çıkması yasaklanmıştı.
İpek'in herhangi başka bir seyahat belgesine başvurmasını da yasaklayan mahkeme, firari FETÖ sanığının telefonunun da 7 gün 24 saat açık kalması koşulunu getirmişti. Davada son duruşma 28 Eylül'de yapılmış ve kararın 28 Kasım'da açıklanacağı belirtilmişti.
Türkiye'nin kararla ilgili önce temyiz talebinde bulunma, oradan da benzer bir karar çıkması durumunda Yüksek Mahkemeye başvurma hakkı bulunuyor.