Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs kararına tepki göstererek "Karar Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik çabalara gerçekçi bir katkıda bulunmamakta. Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu'nun görev süresinin uzatılması hususunda KKTC makamlarının rızasının alınmamış olması önemli bir eksikliktir" ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanlığınca, Kıbrıs'taki Barış Gücü Misyonu'nun görev süresinin uzatılmasını isteyen kararla ilgili KKTC makamlarının rızasının alınmamasının önemli bir eksiklik olduğu ve kararın Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik çabalara gerçekçi bir katkıda bulunmadığı vurgulandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs'ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu'nun (BMBG) görev yönergesinin altı aylık bir süre için yenilenmesine ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararının bugün kabul edildiği belirtildi.
"KKTC makamlarının rızasının alınmamış olması da önemli bir eksiklik"
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Güvenlik Konseyi'ne sunduğu Kıbrıs'taki İyi Niyet Misyonu'na ilişkin 15 Ekim 2018 tarihli raporu ve BMBG'ye ilişkin 11 Ocak 2019 tarihli son raporunda, herhangi bir çözüm modeline atıfta bulunulmayarak, yeni fikirlerin geliştirilmesine vurgu yapıldığı hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
- "Güvenlik Konseyi, bu son karar metninde BM Genel Sekreteri'nin görüşlerinin ötesine geçen bir tutum benimsemiş, ayrıca Genel Sekreter'in geçici olarak görevlendirdiği BM yetkilisi tarafından gerçekleştirilmekte olan temasların sonucuna ve çözüm sürecinin gelecekte alabileceği şekle dair peşin hükümler kaydetmiştir. Karar bu açıdan Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik çabalara gerçekçi bir katkıda bulunmamakta ve Genel Sekreter’in söz konusu raporlarıyla da bağdaşmamaktadır. Diğer taraftan, BM’nin yerleşik uygulamalarına aykırı bir şekilde, BMBG’nin görev süresinin uzatılması hususunda KKTC makamlarının rızasının alınmamış olması da önemli bir eksikliktir."
Açıklamada, Kıbrıs Konferansı'nın 2017 Temmuz ayında Crans Montana'da Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz, kendisini Ada'nın tek sahibi, Kıbrıs Türk halkını ise azınlık olarak gören tutumu nedeniyle sonuç alınamadan kapandığına dikkat çekildi.
"Tüm alternatiflerin masada olması lazım"
Yeni bir müzakere süreci başlatılacaksa, bunun sonuç odaklı bir süreç olması ve bu sürecin tüm parametrelerinin önceden belirlenmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: