Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, aylık değerlendirme toplantısının ardından Dışişleri Bakanlığı A Blok Fatin Rüştü Zorlu Salonu’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin Libya ile imzaladığı Doğu Akdeniz’de iki ülke arasındaki deniz sınırlarını belirleyen anlaşmanın ardından Yunanistan’ın Libya Büyükelçisi Muhammed Yunus Menfi’yi sınır dışı etme kararının hatırlatılması üzerine Aksoy, “Bu soruların muhatapları Yunan makamı olması gerekiyor. Uluslararası hukuka göre her egemen devletin anlaşma yapma yetkisi bulunuyor. Libya da egemen bir devlet. Ulusal mutabakat hükümeti de ülkenin Birleşmiş Milletler tarafından tanınan tek meşru hükümeti. Her egemen devlet gibi anlaşma yapabilme yetkisine sahip. Yunanistan’ın hangi nedenlerle Libya Büyükelçisini istenmeyen adam ilan ettiğini bilemiyorum. Ama bunu diplomatik teamüllerle bağdaştırmıyorum. Pek uygun gözükmüyor” ifadelerini kullandı.
NATO’nun kuruluşunun 70’inci yıl dönümü dolayısıyla Londra’da düzenlenen NATO Liderler Toplantısı’nın Türkiye adına kötü sonuçlanmadığını söyleyen Aksoy, PYD/YPG terör örgütüne de değindi.
'Barış Pınarı Harekatı'nın terör örgütlerini destekleyenlere iyi bir cevap niteliğinde olduğunu vurgulayan Aksoy, şunları söyledi:
Suriye Anayasa Komitesi’nin 30 Ekim’de Cenevre’de toplanmasının ardından ikinci bir adımın atılmadığı konusunda çıkan spekülasyonları da değerlendiren Aksoy, “Komite bünyesindeki yazım komisyonunun ilki 4-8 Kasım’da toplandı. İkinci turun; 25-29 Kasım’da yapılması öngörülüyordu. Fakat rejim heyeti yazım komisyonunun gündeminin kabulünü engelledi ve anayasayla ilgisi olmayan konuları gündeme getirdi. Muhalefeti de terörist olarak nitelendirdi. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Pedersen’in taraflarla görüşerek yeni tur için tarih saptamasını bekliyoruz. Biz Astana sürecinde çok çalıştık siyasi sürece ivme kazandırmak için. Yaklaşık 2 yıl ter döktük. Yaptığımız çalışmalarla Birleşmiş Milletlerin çalışmalarını her zaman destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ‘Türk Akım’ projesi açılışında buluşacağını ifade eden Aksoy, Rusya’yla Türkiye’nin birçok alanda işbirliği içerisinde olduğunu da söyledi.
Aksoy, Putin’in ziyaretlerinde ikili görüşmelerin yanı sıra Suriye meselesinin konuşulacağını da ifade ederek, “Rusya’ya ekonomiden kültüre, enerjiden turizme ilişkilerimiz giderek kuvvetleniyor. Yapılan bir araştırmaya göre önümüzdeki sene Rusya Federasyonu’ndan 7 milyon turist bekleniyor Türkiye’ye. Rusya’yla enerji işbirliğimizin önemli bir adımı da ‘Türk Akım’ açılışı 8 Ocak 2020’de yapılacak. Son telefon görüşmesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Başkanı Putin’i açılışa davet etti. Putin’de bunu kabul etti. Türk Akım projesi bizim enerjide güzergah çeşitlendirilmesi projesine uyuyor. Tabii Putin’in ziyaretiyle ikili gündemimizdeki konularda ele alınacak. İkili konuların yanı sıra Suriye’deki gelişmelerin de ele alınması bekleniyor” dedi.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR) ve İsviçre hükümetinin 17-18 Aralık tarihinde Cenevre’de 1. Küresel Mülteci Forumu’na ortaklaşa ev sahipliği yapacağını hatırlatan Aksoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da forumun eş başkanı olduğunu belirtti.
Aksoy, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2018 yılında küresel mültecilere ilişkin mutabakat kabul edildi. Bu çerçevede ilki Cenevre’de gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanımız da bu forumun eş başkanlığını üstlenecek. Almanya, Etiyopya, Pakistan ve Kosta Rika liderleri de eş başkan olacaklar. Bizim bu forumdan beklentimiz mültecilere ve onlara ev sahipliği yapan ülkelere yardımların arttırılmasıdır. Bildiğiniz gibi 3,7 milyon Suriyeliyi ülkemizde ağırlıyoruz. 4 milyona yakın sığınmacı var ülkemizde. Bugüne kadar yapılan yardımlar çok yetersiz. Uluslararası toplum gereken sorumluluğu göstermedi. Tüm ülkeler mültecilere yardım etmeli ve destek vermeli. Bu sorun bu şekilde çözülebilir” şeklinde konuştu.