Kudüs'e yaptığı ziyaretin ardından 11 Haziran'da Türkiye'ye dönmek için gittiği Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nda gözaltına alınan 27 yaşındaki Ebru Özkan'ın ailesi ve yakınları, duruma tepki gösteriyor.
Özkan'ın 1 Temmuz'da görülmesi beklenen duruşmada serbest bırakılmasını umut eden ailesi ve yakınları, bugün Taksim'de gerçekleştirilecek destek eylemine katılım çağrısında bulunuyor.
Ebru Özkan'ın annesi Ayten Özkan, kızına haksızlık yapıldığını ve haksız yere İsrail'de gözaltında tutulduğunu söyledi.
Kızının daha önce de Kudüs'e iki kez gittiğini aktaran Özkan, şu ifadeleri kullandı:
Kızıyla 19 gündür telefonla dahi görüşemediğini kaydeden Özkan, şunları anlattı:
Özkan, eninde sonunda kızının yanına geleceğinden umutlu olduğunu dile getirerek, "Bu da benim kızımın bir sınavı... Her an bir imtihan içindeyiz. İnşallah hakkıyla da bu sınavdan çıkar, çıkacağına da eminim. Dilerim Rabbim'den kızım Filistin'in sesi olur, Kudüs'ün sesi olur, Mescid-i Aksa'nın sesi olur. O bağrı yanık anaların sesi olur." ifadelerini kullandı.
Özkan'ın kız kardeşi Elif Özkan da ablasının sosyoloji mezunu olduğunu ve özel bir şirkette sekreter olarak çalıştığını söyledi.
Ablasının, dünyayı, insanları, yaşamayı, hayatı çok sevdiğini, çok merhametli ve renkli bir kişiliğe sahip olduğunu anlatan Özkan, şöyle konuştu:
Ablasının havalimanında gözaltına alınmasının ardından 4 kez mahkemeye çıkarıldığını ve her seferinde gözaltı süresinin uzatıldığını aktaran Özkan, ablasının "İsrail'in güvenliğini tehdit" ve "terör örgütüyle bağlantı" şeklinde belgesi ve delili olmayan suçlarla suçlandığını ve gözaltında tutulduğunu kaydetti.
Bu suçlamaların tamamen asılsız olduğunu vurgulayan Özkan, "Tamamen keyfi bir gözaltı söz konusudur. Terör örgütüyle suçluyorlar ama hangi terör örgütü olduğunu da söylemiyorlar. Tamamen asılsız iddialar... Ablama karşı tamamen yıldırma politikası ve psikolojik baskı yapıldığını düşünüyorum." diye konuştu.
Ablasının 11 Haziran'dan beri gözaltında tutulduğunu hatırlatan Özkan, ailesi olarak bu zamana kadar hiçbir şekilde telefonla bile ablasıyla görüşemediklerini, sadece büyükelçilik çalışanının ve avukatının ablasıyla bir veya iki sefer görüşebildiğini aktardı.
Özkan, elçilik aracılığıyla talep etmelerine rağmen, İsrail'in telefon görüşmesine bile izin vermediğini belirterek, şöyle devam etti:
Ablasının elçilik çalışanı aracılığıyla kendilerine mesaj gönderdiğini ve mesajında "iyi olduğunu" söylediğini dile getiren Özkan, "Ablam güçlü bir karakter gerçekten. Bunu biliyordum ve bunu görmüş oldum. İyi olduğunu biliyoruz söylenene göre. Bize güzel mesajları var. Bana şu mesajı verdi. Biz ablamla Malcom X'i çok severdik, okurduk, üzerine muhabbetini de ederdik. Malcom X'in bir sözü vardır; 'İnsanın kendini eğitebilmesi, düşünebilmesi için en iyi yer üniversiteden sonra hapishanedir' diye. Hep konuşurduk. Malcom X'in hayatından o da bana bu sözü göndermiş. 'Endişelenmeyin, ben iyiyim burada' demiş." ifadelerini kullandı.
Özkan, ablasının avukatıyla da görüştüklerini belirterek, İsrail askerlerinin sorguda, Türkiye'yi kötülediğini ve ablasıyla dalga geçtiğini, ablasının ise mahkemede, hakime, "Kimse benim ülkem hakkında kötü bir şey söyleyemez, bu tamamen beni kışkırtmak için yapılan bir şey" dediğini ve avukatın bunu kendilerine anlattığını kaydetti.
Elif Özkan, İsrail'in, Türkiye'den Kudüs'e ziyarete giden kişileri yıldırmak amacıyla rastgele bazı kişileri keyfi bir şekilde gözaltına aldığını ve ablasının da bu kişiler arasında olduğunu ama bütün bunlara rağmen Kudüs'e gitmeye devam edeceklerini aktardı.
Özkan, şöyle konuştu:
Erkek kardeşi Abdülkadir Özkan, İsrail'in ablasını bugüne kadar gözaltında tutmasının "rezalet bir durum" olduğunu ifade etti.
Özkan, "İsrail'in bu yaptırımlarının karşılıksız kalmamasını temenni ediyorum. Devlet büyüklerimiz zaten konuyla ilgileniyorlar. Yalnız böyle bir şeyin yapılması gerçekten hiç hoş değil. Genç bir kadının orada bu şekilde tutulmasını doğru bulmuyorum." dedi.
İsrail'in, ablasını hiçbir delil olmaksızın soyut bir suçlamayla suçladığını söyleyen Özkan, "Ablam buradan giderken yanında boyama kitabı, kalem, çocuklar için çikolata, şeker gibi şeyler götürdü. İsrail, bunları mı silah olarak veya tehdit olarak görüyor? İsrail'in korkak olduğunu biliyorum. Ablam, mahkemeye giderken yanında tam donanımlı 5-6 askerle birlikte gidiyor. Bu kadar korkak bir ülke..." değerlendirmesinde bulundu.