Başbakan Binali Yıldırım, Singapur ve Vietnam temasları dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP lideri Bahçeli’nin Kuzey Irak’taki referandum konusu ‘savaş sebebi sayılmalı’ yönünde değerlendirmesi oldu.
Bizim bu kararla ilgili duruşumuz çok açık ve net. Başından beri bunun yanlış bir adım olacağını söyledik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bölgede zaten yeterince sorun var. Behemehal bu karar iptal edilmeli. Irak merkezi yönetimi istemiyor, İran, Türkiye istemiyor. ABD istemiyoruz diyor. Avrupa ülkeleri “zamansız” diyor. Bunları dikkate aldığımızda bu konuda Kuzey Irak yönetiminin ısrar etmesinin bir anlamı yok. Neresinden bakarsanız bakın referandum kararı yanlıştır. Kerkük’te Türkmenler, Araplar var. Burayı da bu işe dahil etmesi durumunda işler daha karmaşık hale gelecek. Dolayısıyla ne bölgeye ne kendilerine hiçbir fayda getirmeyecek bu yanlış yoldan dönmeleri gerekir.
Irak merkezi yönetimiyle Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasında ilişkiler istenildiği gibi gitmiyor. Aralarında güven tam anlamıyla tesis edilemedi. Karşılıklı fikir ayrılıkları arttı. Zaman içinde zihinsel bir ayrılma oluştu.
Savaş kiminle kimin arasında olur? Savaş devletle devlet arasında olur. Biz bunları devlet olarak tanımıyoruz. Bir devlet bize kafa tutar, egemenlik haklarımıza karşı hareket içinde olursa bizim için savaş sebebidir. Ama burada Irak’ın parçası olan bir bölgesel yönetim var. Bu savaş nedeni olmaz.
Doğru söylemiş. Darbe yapmaya kalkışan bu kadar masum insanın ölümüne sebep olan bu katillerin nerede olursa olsun peşine düşüp Türk adaletine teslim etmek şehitlere borcumuzdur.
Şu anda çeşitli rivayetler var. Teyid edilmiş bilgi yok. Biz Almanya’ya darbe girişimine karışmış böyle birisi var. İstihbari bilgiler var. Bunu ciddiye alın tespitiniz halinde bize iade edin diyoruz.
Bu konuda İran açıklama yaptı. Biz PKK’nın topraklarımızda barınmasına kesinlikle izin vermeyiz diyor. Kendi toprakları dışında “müşterek operasyon için alınmış karar yok” dediler. Mutabakatımız özellikle PKK terörüne karşı birlikte mücadeledir. Bildiğiniz gibi PKK hem İran’da hem Irak’ta hem de kuzenleri vasıtasıyla Suriye’de faaliyette bulunuyor.
Operasyon meselesi şudur. Türkiye’nin Suriye ile 911 kilometre sınırı var. 350 km Irak’la var. Buralardan bize çok terör tehdidi var. Hem DEAŞ ile hem de PKK ile mücadeleden kaynaklı, rejimin oradaki operasyonlarından kaynaklı, ülkemiz üzerinde baskı var, mülteciler var. Burnumuzun dibinde, Kilis’te, Gaziantep’te roket atmaya başladılar. Onun üzerine güvenli alan oluşturmak üzere Fırat Kalkanı’nı başlattık. Durup dururken bir yere saldıracak değiliz, ancak şartlar gerektirirse, can ve mal emniyeti tehdit altında olursa, hükümranlık haklarımıza zarar veren gelişme olursa misliyle karşılık veririz. Detaylar uygulamayla ilgilidir. Bir yere operasyon davulla zurnayla yapılmaz. Taktik hazırlığı ve planlama süreci olur. Şartların oluşması olur. Uluslararası istişareleri olur. Başka ülkenin topraklarına girmenin uluslararası istişareleri, hukuki zemini olması ve meşru mazeretinin olması lazım.
Başbakan Binali Yıldırım, İskitler Camii’nde kıldığı cuma namazının ardından, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasına ilişkin soru üzerine Yıldırım, “MİT Müsteşarlığının yasasıyla ilgili bir değişiklik oldu. Bundan böyle MİT Müsteşarıyla ilgili tasarrufu Sayın Cumhurbaşkanımız yapacak” dedi. Yıldırım, “Dolayısıyla 16 Nisan referandumunu da dikkate aldığımızda, zaten yeni sistemde bütün MİT Müsteşarlığı, diğer kurumlar hepsi Cumhurbaşkanlığı bünyesinde toplanıyor. Dolayısıyla bu yapılan değişiklik 16 Nisan hükümet sistemi değişikliği ruhuna uygun olan bir değişikliktir” diye konuştu.
Değişikle ilgili yapılan “Başbakan’a güvensizlik” yorumlarına da tepki gösteren Yıldırım, şunları kaydetti:
“Kamu kuruluşlarında kurallar esastır, mevzuat içerisinde herkesin kendisine verilen görev ve sorumluluğu yapması esastır. Dolayısıyla bu meseleyi Başbakana güvensizlik, vesaire gibi bir yoruma, bir değerlendirmeye tabi tutmak iyi niyetten yoksundur. Bizim kurumlarımızla ilgili bir sıkıntımız yok. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olması demek Başbakanlık ve hükümetle ilişkilerinin yok olması anlamına gelmiyor. Bu değişiklik sadece MİT Müsteşarı’nın atanması ve görevden alınmasıyla ilgili hususları kapsıyor. Değişiklik yaparsanız o değişiklikle ilgili diğer hususlar da otomatik olarak gerçekleşir. Bu değişikliği detaylı incelerseniz istihbaratın daha derli toplu, kapsamlı bir şekilde yer aldığını görürsünüz.”
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Halt etmiş; işine baksın. Kendi memleketinin işine baksın, Türkiye’ye ayar vermeye çalışmasınlar. Hiç kimse Türkiye’ye ayar veremez. Türkiye’nin iç işlerine de kimsenin karışmaya hakkı ve haddi yoktur” diye konuştu.
Rusya ile daha net işbirliğimiz var, İran ile kısmen devam ediyor. PKK ile mücadelede, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nden alanı kullanıyoruz.
Suriye’ye bakalım, orada ülke çapında devlet otoritesi mi var? Amerika var, Rusya var, İran var, Türkiye var, Avrupa var... Bu ülkeler işleri düzeltmeye çalışıyor. Bizim önceliğimiz o şu anda. Onun dışında zaman kaybedecek işlerle uğraşmanın anlamı yok.
İki NATO ülkesinden bahsediyoruz; olmamalı, olması için de bir sebep yok. PYD-YPG konusunda bize söylediklerinin dışında bir tutum alırlarsa tabii ki sorun olur.
Evet anlaşmaya varıldı.