15 Temmuz’da darbeci hainlerin ele geçirmek istediği en önemli noktalardan biri de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ydi. Atılan bombalardan biri, Külliye içindeki Beştepe Millet Camii’nin yakınına düşmüştü. Yola isabet eden bomba ile birçok vatandaş şehit olurken, onlarca kahraman da gazi oldu. Şehit ve gazilerin yanan bedenlerinden parçalar etrafa saçıldı. Millet Camii’ne atılan bomba ile şehit olan
isimsiz kahramana ait fotoğraflara 3 yıl sonra Yeni Şafak ulaştı. Yürek burkan gerçek, tadilat için Millet Camii’nin çatısına çıkıldığında fark edildi.
Hainlerin attığı bomba ile şehit olan bir kahramanın kopan eli, patlamanın şiddetiyle yüz metre uzaklıkta bulunan Millet Camii’nin kubbesine savrulmuştu. Güvenlik güçleri kubbede bulunan kahramana ait el ve baş olduğu tahmin edilen uzuv parçalarının görüntülerini çekti. Patlamada yandığı için kömürleşen elin bir erkek şehide ait olduğu tespit edilirken, parmağında bulunan yüzüğünün de parçalandığı görülüyor. Yine tamamen yanan bir baş da bulunurken, parçaların daha sonra yapılan DNA testinde eşleştiği bildirildi.
15 Temmuz gecesi Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde gazi olan Teoman Kanbur, Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara indiğini söyledi. Kasımpaşa’dan Fatih’e yürüdüğünü anlatan Kanbur, İBB’nin karışık olduğunu öğrenince oraya geçtiklerini anlattı. “Haliç Caddesi’nden İBB önüne geldik. 10-15 asker orada eğilmiş, silahlarını da hazır etmişlerdi” diyen Kanbur, şunları söyledi: “Talimat bekliyorlar, ateş etmek için. Ama askerin bize ateş edeceğini hiç düşünmüyoruz. Ateş sesi gelmeye başladı. Bir baktım millet yere düşmeye başladı. Kurşun kaval kemiğime gelmiş. Ben de yere düştüm. Dizimin altındaki ana damar da parçalanmış, aşırı kan kaybetmişim.”
Parktaki vatandaşların kendisini hastaneye götürdüğünü belirten Kanbur, “Hastanede gördüklerim çok fenaydı. Yerde oluk oluk kan akıyordu. Sırtından vurulmuş bir çocuk vardı, bana ‘Ağabey senin bacağın çok kanıyor, turnike yap’ dedi. Bana diyor ama onun da sırtında kanaması var” şeklinde konuştu. Vücudunun sol tarafını hissetmemeye başladığını söyleyen Kanbur, duyarlı bir vatandaş tarafından sedyesiyle kamyonete bindirilip başka bir hastaneye götürüldü. Hemen ameliyata alındığını söyleyen Kanbur, “12 saat sürdü. Yüzde 75 kan kaybetmişim. Eğer biraz daha geciksem şehit olacakmışım ama nasip meselesi” şeklinde konuştu.
Bacağının kesilmekten kurtulduğunu anlatan Gazi Kanbur, “Mevla canımı da bacağımı da kurtardı çok şükür. 3 sene olmuş çok anlatılacak gibi değil. Yaşamak ayrı bir şey” dedi. Tedavi sürecinin devam ettiğini aktaran Kanbur, “16 defa ameliyat oldum. 2 buçuk ay hastanede kaldım. Benim bacağımda kurşun kemiğe geldiği için oradaki doku, damar ve kemikle beraber 10 santimetre götürdü. Yani benim bacağım 10 santimetre kısaldı. Bastonla yürüyebiliyorum. Vatan sağ olsun. Suriye’yi görüyorsunuz ne halde. Türkiye’yi de o duruma sokmak istediler. Öyle olacağına benim bacağım gitsin. Ben sağ bacağımı da sol bacağımı da bırakmaya razıyım” dedi.