Darbe girişimine ilişkin soruşturmada gözaltına alınan gazeteci Mehmet Altan, FETÖ üyeliği ve darbeye teşebbüsten tutuklandı. Serbest bırakılan Ahmet Altan ise Başsavcılığın itirazı üzerine tekrar gözaltına alındı. Mahkeme Mehmet Altan’ın, örgütün televizyonlarında Cumhurbaşkanı için diktatör algısı ürettiği, darbeye zemin hazırladığına dikkat çekti. Mehmet Altan, yazarı olduğu Özgür Düşünce gazetesinin kimin kontrolünde olduğunu bilmediğini iddia etti.
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Gazeteci-Yazar Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan savcılık sorgularının ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ahmet Altan serbest bırakılırken, Mehmet Altan tutuklandı. Nöbetçi hakimlik, Mehmet Altan'ın, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve terör örgütüne üye olmak” suçlarından tutuklanmasına karar verdi. Mahkeme, Ahmet Altan'ın ise “haftada bir gün imza verme” ve “yurt dışına çıkış yasağı” zorunluluğundan oluşan adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmasına hükmetti. Başsavcılık ise Ahmet Altan'ın serbest bırakılmasına itiraz etti. İtirazı değerlendiren hakimliğin tekrar yakalama kararı çıkarttığı Altan, ikinci kez gözaltına alındı.
Hakimlik kararında, “Şüpheli Mehmet Altan'ın 14 Temmuz'da, yani darbe girişiminden sadece bir gün önce televizyon programında yaptığı konuşmada, 'Türkiye devleti içinde de muhtemelen bütün bu gelişmeleri dış dünyada daha fazla belgeleyen, izleyen bir başka yapı da var. Onun ne zaman torbadan elini çıkaracağı, nasıl elini çıkaracağı belli değil' diyerek, askeri darbe ortamının var olduğunu ifade ettiği tespit edilmiştir” denildi ve açıkça darbe çağrısı yaptığı vurgulandı.
FETÖ'nün açıktan, meşru hükümeti devirmek suretiyle ülke yönetimini ele geçirmeye çalıştığı anlatılan kararda, Mehmet Altan'ın örgüt kontrolünde olan televizyon programlarında örgütü açıkça desteklediği ifade edildi. Mehmet Altan'ın da arasında bulunduğu örgüt üyelerinin, özellikle, 'Cumhurbaşkanı'nın diktatör olduğu, hukuk tanımadığı' algısını yaygınlaştırmak suretiyle, 'Her ne yolla olursa olsun iktidarı bırakması gerektiği' propagandası yaparak, toplumu askeri darbeye karşı çıkmamak üzere yönlendirmeyi amaçladıkları ifade edilen kararda, “Cuntacılar tarafından TRT'de silah zoruyla okutulan bildiride ifade edilen hususlar askeri darbeye gerekçe yapılmıştır” denildi.
Kararda, Mehmet Altan'ın, 14 Temmuz'da örgütün kanalı Can Erzincan TV'de yayınlanan programda, açıkça darbe çağrısında bulunduğu ifade edilerek, “Şüphelinin üzerine yüklenen, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve terör örgütüne üye olma' suçlarını işlediğini dair kuvvetli suç şüphesinin var olduğu kanaatine varılmıştır” denildi.
Star gazetesinde 2012'de köşe yazarlığı yaptığını anımsatan Mehmet Altan, geçen ocak ayına kadar herhangi bir gazetede çalışmadığını ifade etti. Altan, savunmasında, “Bu tarihten sonra Özgür Düşünce'de köşe yazarlığı yaptım. Bu gazete de 15 Temmuz tarihinden önce kapanmıştı. Bu gazetenin kimin kontrolünde olduğunu bilmiyorum” iddiasında bulundu.
Ahmet Altan, “Benim hayatım darbelere karşı mücadeleyle geçti. Fetullah Gülen ile hiç görüşmedim. Kendisini sadece basından tanırım. Amacının ne olduğunu bilmiyorum. Darbe girişimini FETÖ terör örgütünün gerçekleştirdiğini Genelkurmay Başkanı'nın açıklamasından biliyorum” diye kendisini savundu. Hakimlik Ahmet Altan ile ilgili Balyoz davası aşamasında Taraf gazetesindeki eylemleri nedeniyle hakkında kamu davası açıldığı ve soruşturma yürütüldüğü belirtilerek, benzer eylemler nedeniyle iki ayrı yargılamanın yapılamayacağı gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrolle serbest bırakılmasına hükmetti. Mehmet Altan da kendisini, “Benim darbe girişimine katılmam söz konusu değildir. Darbe aleyhine kitaplar yazmıştım. 28 Şubat sürecinde mağdur olduğum için şahsım komisyona davet edilmiştir” diye savundu.