Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığını telsizden duyan İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan iki korumasıyla bölgeye hareket etti. Çalışkan ve yanında bulunan iki korumasına köprüde bulunan askerler tarafından ateş açıldı. Mustafa Çalışkan yara almadan olayı atlatırken, korumalarından biri öldü biri yaralandı. Çalışkan polis telsizini ele geçiren bir darbe girişimcisini yaptığı yanlıştan dönmesi için ikna etmeye çalıştı. Çalışkan, polisin geri adım atmayacaklarını dile getirirken, telsizdeki askere, “Türk savaş uçakları Türk Milletini mi bombalayacak?” diye sordu.
Bu esnada çağrılar sonucu sokağa çıkan halk, askerlerle konuşup ikna ederek köprü açmak için her iki köprüye yürümeye başladı. Ancak darbeciler vicdanlarını askıya almış, whatsapp gruplarında “Vurun acımayın. Ateş serbest” yazarak birbirilerini gaza getirecek kadar alçalmışlardı. Köprü gişelerinin duvarlarını siper yapan ve ellerinde Türk bayrağı taşıyan kalabalık, her ateş açıldığında kendini yere attı, ancak geri adım atmadı. Vurulan siviller taksilerle, ambulanslarla hatta motosikletlerle hastanelere taşındı. Darbeci askerler kalabalığın üzerine ateş ederken Beylerbeyi girişinden ters yönden bir tank ve zırhlı araç da köprüye girdi. Tamamen asker dolu bir otobüs de köprüye gitmek üzereyken vatandaşlar tarafından durduruldu. Otobüsün camların kırılırken içerideki askerler ateşle karşılık verdi.
Fatih Sultan Mehmet köprüsündeki askerler fazla direnmeden teslim oldu. Ancak Boğaziçi köprüsünde ateş açmaktan, hatta tankları kullanmaktan çekinmeyen askerler sabah kadar 60 vatandaşımızı şehit etti. Darbe girişimin yurt çapında başarısız olması, halkın geri adım atmaması karşısında yapacak bir şeyleri kalmayan askerler, günü ışımasıyla birlikte elleri havada teslim oldu. Yaklaşık 50 asker polis tarafından gözaltına alındı.
İnsanlık vasıflarından arınmış darbecilerin hırsla saldırdıkları semtlerden biri Çengelköy oldu. Kuleli Askeri Lisesinden Mürsel Çıkrıkçı önderliğinde yaklaşık 20 asker geldi. Askerleri görünce hemen organize olan Çengelköy halkı, askerin karşısına dikildi. Darbeci askerler ilk geldiğinde 4 kişilik personeli bulunan karakol görev yerlerini terk etmedi. Cuntacılar halkı direk hedef alarak, kadın erkek gözetmeksizin ateş etti. Gözünü kırpmadan halka ateş edin talimatı veren darbeci komutan bir kafeyi de basarak buradaki vatandaşları esir aldı. Dükkanlarında bulunan esnafı da esir alan katiller, esir tuttukları halkı şiddetle darp etti. Hakaret etmekten de geri durmadı. “İt sürüleri. Bir tane Allah var, Tayyip sizin Allah'ınız” diyen cuntacı, “Bakın şimdi neler yapıyorum” deyip telefonla “Helikopterle tarayın. Tanklarla vurun. FSM'yi yakın” dedi. Daha da ileri giderek “Menzilinize kim girdiyse vurun, hatta tankla üzerlerinden geçin. Gerekirse köprüleri yıkın, artık yönetim askerde” diye bağırdı. Sabahın ilk ışıklarına kadar halka saldıran darbeci askerler 1'i kadın, 17 kişiyi katletti. Yaralılar yakındaki hastanelere kaldırıldı. Sabah başarısız olduklarını öğrenen darbeciler kaçmaya çalışırken gelen özel harekat polisleri ve halk tarafından yakalandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Vezneciler'de bulunan binasını işgal eden bir grup asker ile polis arasındaki çatışma yaklaşık 5 saat sürdü. İstanbul Büyükşehir Belediye Binası önüne saat 23.08'de 6 askeri araç yanaştı. Şehzadebaşı caddesinin Vezneciler yönü 3 asker tarafından trafiğe kapatıldı. Askerler belediye girdi. Bunun üzerine bölgeye çok sayıda polis sevk edildi. Polis ekipleri belediye çevresine konuşlanıp askerlerin bulunduğu noktaya doğru ateş açtı. Silah seslerinin hiç susmadığı sıcak dakikalarda çok sayıda vatandaş da polise destek vermek için belediye çevresinde toplandı. Tekbir getiren vatandaşlar, sık sık 'asker teslim ol' diye slogan attı. İBB'ye ait iş makinaları da askeri araçları engellemek üzere devreye girdi. Askerin silahlarını bırakıp kışlaya geri dönmesi için ikna etmek isteyen ve askerle konuşmak için elinde beyaz bayrakla yaklaşan vatandaşlar dahi vuruldu.
Bir süre sonra belediye çevresinde bekleyen halk İBB'ye doğru yürümeye başladı. Bu sırada, silah sesleri duyuldu ve belediyeye doğru yürüyen yüzlerce kişi yere yattı. Uzun süre bu şekilde bekleyen vatandaşlar, silah seslerinin çoğalması üzerine geri çekildi. Saat 02.30'da özel harekat polisleri devreye girdi. Operasyonun başlaması ile askerlerin büyük bir kısmı İBB binası içine girdi. Çatışmalar nedeniyle toz duman içerisinde kalan bina önünde hareketlilik yaşandı. Özel harekat polislerinin ardından vatandaşlar da binaya akın etti. Şehzadebaşı Caddesi'ni trafiğe kapatan 3 asker 03.00 sularında teslim oldu. Bina içinde etkisiz hale getirilen askerler de dışarı çıkarıldı. Baskının başarısız olduğunu ve yakalanacağını anlayan bir asker, işçilerin dolabından aldığı kıyafetlerle gizlenmeye çalıştı. Ancak başarısız oldu. İBB önünde 17 sivil hayatını kaybetti, 40 kişi de yaralandı.
Darbeci çete 15 Temmuz gecesi hem Jandarma Genel Komutanlığı'nın ana karargahını hem de Beştepe'deki ek hizmet binasını ele geçirdi. Ankara Emniyet Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan toplantı var denilerek buraya çağırıldı ve elleri arkadan bağlanarak başına ateş edildi. Darbecilerin başındaki Kurmay Yarbay Süleyman Karaca, karargahtaki personele, “Şu andan itibaren Jandarma Genel Komutanı benim” dedi. Darbecilerin karargahı ele geçirme girişimine Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu ile İstihbarat Başkanlığı'nda görevli Daire Başkanı Kurmay Albay Nurettin Alkan engel olmaya çalıştı. Kalkışma haber alınınca Jandarma Genel Komutanlığı'nın etrafı sarıldı. Yaşanan çatışmalar sonucu darbe girişiminde bulunan cuntacı askerlerin 16 tanesi ölü ele geçirildi. Sabah 08.30 civarında Jandarma Genel Komutanlığı, emniyet özel harekat polislerince ele geçirildi.