Darbe olsaydı devlet kalmazdı

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ TBMM bünyesinde kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi. Başbuğ yazdığı 8 kitabı TBMM Kütüphanesi'ne hediye etmek için yanında getirdi. Darbe girişimiyle ilgili konuşan Başbuğ, Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi, bir felaketin eşiğinden döndüğünü söyledi. Eğer darbe başarılı olsaydı vahim sonuçları olacağını belirten Başbuğ “Eğer onlar başarılı olsaydı, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasada yer alan temel niteliklerinden, ne demokrasi ne laik devlet sistemi ne hukuk devletinin zerresi ortada kalmazdı. Yaşanan olay, ciddi, vahim ve kapsamlıdır” dedi.

FETÖ'nün yaptığı şeyin silahlı bir darbe girişimi olduğunu söyleyen Başbuğ, "Bu girişimin Gülen'in talimatı ile gerçekleştirildiğine inanıyorum. Çünkü Genelkurmay Başkanı'nın verdiği ifadede 'Birisi bana geldi kanaat önderi Gülen ile görüştüreceğiz' demişti. Genelkurmay Başkanı'nın ifadesinin doğruluğundan şüphe duymam" diye konuştu.

“15 Temmuz'a askeri darbe demek TSK'ya büyük haksızlık olur” diyen Başbuğ “FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızdırdığı cunta vasıtasıyla yaptığı bir darbedir. 15 Temmuz'da yaşananları bir oyun veya diğer terimlerle değerlendirilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Darbenin başarısız olmasındaki en önemli etken, TSK'nın komuta kademesinin darbe girişimine karşı durması ve direnmesidir” diye konuştu.

Başbuğ, "kozmik oda" aramasından evrak çıktığının yalan olduğunu ifade ederek, "Psikolojik olarak biz darbe aldık ama bu darbeyi almayı komutan olarak kabul ettim, bu izni verdim. Bu aldığım karardan da hiç pişman değilim, doğru yaptığım kanaatindeyim. Yoksa, 'Bütün faili meçhullerin burada kayıtları vardı, yok ettiler' denilecekti, TSK üzerinde silemeyeceğimiz şaibe olarak kalacaktı" dedi.

FETÖ ile mücadelede kapsamında yürütülen çalışmaları desteklediğini vurgulayan Başbuğ, şunları kaydetti: “Devleti ele geçirmeyi hedefleyen bir örgütü, Türkiye'nin gündeminden çıkarmak için yürütülen bütün çalışmaları dün de destekledim bugün de desteklemeye devam ediyorum. Yapılan bu mücadelenin hangi nedenlere dayanılarak yapıldığını tartışmak bana göre bugünün öncelikli konusu değildir.”

Genelkurmay Başkanlığı döneminde 2008 yılında MİT'ten (Emre Taner müsteşardı) Fetullah Gülen cemaatiyle ilgili rapor istediğini anlatan Başbuğ şöyle devam etti: “Bir süre sonra bir rapor verdi. Yaklaşık 100 sayfaydı. Raporu verirken, 'Komutanım bunu size gayri resmi veriyorum' dedi. Benim için önemi yoktu. Raporda Fetullah Gülen cemaati ile ilgili genel bilgiler vardı. Kimdir bunlar, TSK'ya nasıl sızıyorlar, bir bilgi yoktu. Sadece polislerle ilgili isimler vardı. 8-9 polisin ismi vardı, en tepedeki isim de Ali Fuat Yılmazer'di. Polislerin isimlerini Başbakan'a verdim. Benden sonra hepsi görevden alındı.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, FETÖ ile tek başına kararlı şekilde mücadele ettiğine dikkati çeken Başbuğ, “2008, 2010'da da ben tek başıma mücadele ettim. 2014'ten alın ya da 2012'den alın, herkes Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu mücadelesine ayak uydursaydı 15 Temmuz'a gelmezdik” diye konuştu. Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'ın FETÖ'nün üst seviyede elemanları olduğunun aşikar olduğunu vurgulayan Başbuğ, "Halen bu gerçek varken Gülen tarafından emir verilip yapılmadığını görmemek büyük hata olur. Gülen'in TSK' ya sızdırdığı cuntası vasıtasıyla yaptığı silahlı darbedir" dedi.