FETÖ'nün darbe girişiminin başarısız olması örgüt içerisindeki kilit isimlerin birer birer pişman olarak Emniyet'e teslim olmasına neden oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan tarafından yürütülen MİT TIR'ları ihanetiyle ilgili soruşturmada hakkında yakalama emri bulunan Jandarma imamlarından 'Akif' kod isimli Hasan Bektaş emniyete gelerek teslim oldu. MİT TIR'larının durdurulduğu dönem Adana'daki Jandarma Astsubay ve uzman çavuşların sorumlusu olan Bektaş, FETÖ'nün darbe girişiminin başarısız olması üzerine etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyleyerek TIR ihanetinin perde arkasını anlattı. Bektaş verdiği ifadede kendi aralarında iletişim için hangi programı kullandıklarını, Adana ve Hatay'daki bölge imamlarının isimlerini tek tek deşifre etti. Bektaş, kendisinin bir üst düzeyinin TIR'ları durduran dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun imamı olan Hamza Ali Ece olduğunu söyledi.
İşte MİT TIR'ları ihanetinin perde arkasını anlatıldığı o ifade: “Örgütle 1998 yılında tanıştım. Dershanelerine gittim. Bize film izletiyorlardı. 2000 yılında sınıf öğretmenliği kazandım. Cemaat evinde kalmamı teklif ettiler. Bir öğretmen ile birlikte 5-10 kişi aynı evde kaldık. Dinimizi daha iyi yaşayabilmek serseri hayattan uzak kalmak için gittim. Düzenli olarak Fetullah Gülen'in videolarını izletip, kitaplarını okuduk. Bana 2011 yılında kurumlarda görevli personele sohbet imamlığı yapmam teklif edildi, ben de kabul ettim. Bana müstear isim olarak 'Akif' ismi verildi. Sohbetlere gelenler de farklı isimler kullanıyorlardı. Askerlerden burs, himmet, zekat gibi yardımları ben topladım.”
“Mersin imamı 'Nahit' kod adlı kişi Mersin'deki Jandarma astsubay ve uzman çavuşların sorumlusuydu. Osmaniye ve Hatay illerinden 'Ertuğrul' kod isimli Niğdeli Bayram sorumluydu. Benimle birlikte bu iki arkadaşın sorumlusu 'Halil' kod adlı Hamza Ali Ece'ydi. Bu şahıs Mersin, Osmaniye, Hatay ve Adana illerindeki tüm subay astsubay ve uzman çavuşlardan sorumlu Jandarma imamıydı. Onun da üstünde 'Nurullah' kod adlı birisi olduğunu biliyorum. Gerçek ismini bilmiyorum.”
“Jandarma tarafından MİT TIR'larının çevrildiği gün Nahit, Ertuğrul ve ben Halil'in ikametinde rutin görüşmedeydik. Odayı kapattı. Dışarıda telefonla görüşüyordu sürekli. Çok kısa görüşme yaptık. Ne olduğunu çözemedik. Topladığımız paraları ona verdik ve evden ayrıldık. Sonra Türkmenlere giden TIR'ların çevrildiğini öğrendim. Bu olay garibime gitti. Muhakeme etmeye başladım. Bu konuyu Halil'e sorduk. Halil bize bu yardımların insani yardım olmadığı bu TIR'larda IŞID ve El Nusra gibi terör örgütlerine silah götürüldüğünü iddia etti. Tam ikna olmadık. Örgütün, güçlü bir devlet kurumu olan MİT'e bu şekilde operasyon yapabiliyorlarsa, bizim gibi garibanlara ne yapabileceklerini hayal bile edemiyordum. Aylar 'Halil' kod adlı Hamza Ali Çebi'yle konuştuklarımız basında çıktı. Benim bile jandarma astsubay ve uzman çavuşlardan sorumlu olmama rağmen haberim yoktu. MİT TIR'ları eylemi sonrası örgütten soğudum.”
“Örgüt içerisinde bulunduğum dönemde sorumlular şu şekildedir. Nahit kod adlı asıl adı Uğur olan kişi Tarsus'ta yaşar 35-40 yaşlarındadır. Mersin'de Jandarma astsubay ve uzman çavuşlardan sorumludur. Tarsus'da Meslek Lisesi öğretmenidir. Ertuğrul kod adlı Niğdeli Bayram, 35-40 yaşlarında Hatay'da ikamet eder. O da Hatay'daki askerlerden sorumludur. Matematik öğretmenidir. Halil kod adlı Hamza Ali Ece, 35-40 yaşlarındadır. Adana'da ikamet eder. Fen Bilgisi öğretmenidir. Nurullah kod ismini kullanan şahıs Halil'in üstünde yer alır. İrfan ve Engin isimli şahıslara ait bilgim ise bulunmamaktadır.”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili soruşturmada tutuklanan Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun da FETÖ'nün sıkıyönetim listesinde yer aldığı ortaya çıktı. Celepoğlu'nun darbenin başarılı olması durumunda Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı olarak görev alacağı belirlendi. Bu tespitin ardından tüm paralel yapı soruşturmaları ve davalarında sanık veya şüpheli olan isimlerin kaldığı cezaevlerinde ek önlem alınması talimatını verdi.
17-25 Aralık süreci sonrasında AK Parti'nin desteklenmemesi yönünde söylemlerde bulundular. Bize bu süreçten önce örgüt içerisinde kullanacağımız bir telefon verilmişti. Bu telefonu bize Halil kod adlı Hamza Ali Ece verdi. Bu telefonlar sadece ben Ertuğrul, Nahit ve Halil iletişim kuruyorduk. 17-25'ten sonra ise bizlere içerisinde internet hattı olan küçük tabletler 'Tango' isimli iletişim programı kurulu olarak verildi. Bu program normal 'Tango' programı değil farklı bir yazılım ile hazırlanmıştır. İsmi ve amblemi internette herkesin kullandığı 'Tango' ile aynı ancak içinde yazışma yapılan bir program üzerinden örgüt içi konuşmaya dayalı hazırlanmıştı.