Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Külliye'deki kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Millet Kütüphanesi açılıyor. İnşallah çok büyük bir değişime neden olacağına inanıyoruz. Perşembe günü açıldığında kütüphanemizde 1,5 milyon kitap olacak.
İdlib'le ilgili yaşanan gelişmeleri Rus heyeti ile görüştük. Dün ve bugün giden heyet görüşmeler gerçekleştirdi. İsteğimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi. İdlib çatışmazlık sınırları bellidir. Sahanın gerçekleri Soçi mutabakatıdır.
Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi için bölgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız devam edecek.
Bir diğer önemli konu koronavirüs ile ilgili Sağlık Bakanımızın bir sunumu oldu. Türkiye olarak gerekli tedbirleri aldık ve bir ülkemizde vakıa ile karşılaşılmadı. Çin yönetiminin de ciddi bir tedbir aldığını biliyoruz.
FETÖ ile mücadele ilgili bir bahsin geçtiğini ifade etmek isterim. Son günlerde devam eden tartışmaya hepimiz şahit oluyoruz. FETÖ ile mücadeleyi güçlendirmekten ziyade, sulandırmaya yönelik olduğunu görüyoruz. En ciddi, en kapsamlı mücadeleyi bu hükümet vermiştir. Cumhurbaşkanlığımız bizzat mücadelenin bayraktarlığını yapmıştır.
Mahkemenin verdiği kara yargı sürecinin bir aşamasını temsil ediyor. Gezinin bu ülkeye verdiği zararı unutmamak lazım. Sayın Gül gurur duyabilir, kendi görüşüdür. Geldiğimiz nokta itibarıyla baktığımızda Türkiye'nin o dönemde zor bir süreçten geçtiğini ve Türkiye'ye zarar verdiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
O dönemin karmaşık yapısını hatırlamakta fayda var. Hiçbir ayrım yapmadan dini pratiği olduğu için bir çok kurumdan atıldığını hatırlamamız lazım. Dindar, eşi kapalı diye... Geçmişte biz bunları yaşadık. FETÖ bu boşluğu kullanarak sızmış olabilir. FETÖ'nün sızma girişimi AK Parti'den önce başladı. O dönemde belli kademelere gelen askerler 2 yılda mı buraya geldiler. Bunlar 10-20-30 yılda oldu. O dönemde irtica ile mücadele başlığı altında dindar insanlara yönelik baskılar uygulandı. İnsanların en temel vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı zamanlar da yaşandı. O başlık altında bir sürü masum insanın haksızlığa uğradığını gördük. Bu dönemler geride kaldı. Bugün Türkiye'de kimse ayrımcılığa tabi tutulmuyor. Bu konuda bizim en ufak bir tereddüdümüz olmayacak.