Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gaziantep'in Nurdağı ilçesindeki TOKİ Bademli konutlarını inceledi. Yılmaz, "Çadırda kalan vatandaşlarımız kalmamış durumda. Kalıcı konutunu bekleyen hak sahipleri konteynerlere yerleştirilmiş durumda" dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep'e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilk olarak Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu Nurdağı ilçesini ziyaret etti. Burada düzenlenen Afet Koordinasyon Toplantısı'na katılan Cevdet Yılmaz, yürütülen çalışmalarda gelinen son duruma ilişkin bilgi aldı. Cevdet Yılmaz, daha sonra beraberinde Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, milletvekilleri ve yerel yöneticilerle birlikte depremzede vatandaşlarla bir araya gelerek, sohbet etti. Nurdağı ilçesinde depremzedeler için yapılan TOKİ konutları şantiye alanını inceleyen Cevdet Yılmaz, buradaki örnek daireyi de dolaştı.
- Afet koordinasyon toplantısında depremin vurduğu Nurdağı ve İslahiye ilçelerine ilişkin detaylı bilgiler aldığını, acil yapılması gerekenler ile geleceğe dönük planlamaları gözden geçirdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Gaziantep genelinde 19 bin konutumuzun ihalesi yapılmış durumda. İnşallah bunları hızlı şekilde tamamlamayı hedefliyoruz. Ekim ayı itibariyle Nurdağı ve İslahiye'de belli konutlar bitmiş ve hak sahiplerine teslim edilmiş olacak" dedi.
Depremin ilk anından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tüm bakanlar ve kurumların afet bölgesine geldiğini söyleyen Yılmaz, "Bakanlarımız ve kurumlarımız yerelde valilik, belediye ve STK'larımız ile birlikte bu ağır yükü omuzlama gayretinde olduk. Yaşadığımız deprem sıradan bir deprem değildi. Dünyada eşine az rastlanır büyük bir felaketti. 11 ilimiz 14 milyondan fazla insanımız doğrudan etkilendi. Bu yıl sadece merkezi yönetim bütçemizde deprem harcamalarımız 762 milyar Tük Lirası olacak hesaplarımıza göre. Çok büyük bir yükle karşı karşıyayız. Diğer harcamalarımızı sayarsak; yerel yönetimler, İş Kur, SGK gibi kurumlarımızı dahil edersek 1 trilyon liraya yakın kaynağın bu sene depreme harcanacağını ifade edebilirim. Bu en gelişmiş ülke için bile büyük bir maliyet ama inşallah hep birlikte ülke olarak, millet olarak bu yükü omuzlayacağız. İlk yapılan hesaplamalarda 104 milyar dolarlık bir maliyet hesaplanmıştı. Bunun ihtiyatlı bir hesap olduğunu söylemek istiyorum, gerçekten büyük bir maliyetle karşı karşıyayız" diye konuştu.
Çadırda vatandaşımız kalmadı
Cevdet Yılmaz, Gaziantep'te çadır yaşamının sona erdiğini ve herkesin konteynerlerde kaldığını ifade ederek, "Öncelikle acil işler tamamlandı, şu anda aldığım bilgilere göre çadırda kalan kimse kalmadı. Kendi isteğiyle çadır kullanan vatandaşlar olabiliyor ama hak sahipliğinden dolayı çadır ihtiyacı kalmamış durumda. Bu güzel bir gelişme. Vatandaşlarımız kalıcı konutlarını bekleyen hak sahipleri konteynerlere yerleştirilmiş durumda. Özellikle şehir merkezlerindeki konteynerler klima sistemlerine kadar çalışmalar tamamlanmış durumda. Bir taraftan kalıcı konutlarla ilgili çalışmalar yürütülüyor. TOKİ'nin örnek dairesini gezdik tamamlandığında gerçekten önemli bir katkı olacak bölgemize. Buralar yüzlerce yılda bir yaşanan depremi yaşadı. Bir taraftan en son deprem yönetmeliklerine uygun, iyi teknolojilerle evler, konutla inşa ediliyor. Bu bölgelerimiz inşallah çalışmalar tamamlandığında Türkiye'nin en güvenli yerleri arasında yer alacaktır. Bir afet yaşandı, çok kayıplarımız oldu ama bu yapılan çalışmaların sonucunda belli bir süre içinde bittiğinde buralar Türkiye'nin en güvenli yerleri haline gelecek, nüfusu da buradaki faaliyetlerle eskisinden daha fazla olacaktır. Geçmişte, Van'da nöbetçi bakanlık yaptım. Depremin ilk zamanlarında çok tereddüt vardı ama depremden 2-3 yıl sonra gittiğimde nüfusundan eskisinden daha fazla olduğunu bizzat gözlemledim. Buralarda da farklı olmayacak" diye konuştu.
İstihdamı artırmak için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz
Deprem felaketinin ardından yerinde dönüşüme ilişkin düzenleme yaptıklarını hatırlatan Cevdet Yılmaz, bu uygulamanın yerel ekonomiye katkı sağlayacağına dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"İsteyen vatandaşlarımız, kendi alanında belli kriterlere uygun şekilde bakanlığın verdiği projeyi uygulamak ve bakanlığın denetimi altında yapmak kaydıyla yerinde dönüşüme müsaade etmiş durumdayız. İnşallah o konuda da hızlı çalışma olacak. Yerinde dönüşüm aynı zamanda yerel ekonomiyi geliştirme noktasında faydalı olacak. Her şey konutla bitmiyor, bir taraftan da altyapı çalışmalarını planlı ve koordineli şekilde yapıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ankara'da bu amaçla bakanlarımızla koordinasyon toplantısı yaptık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bakan yardımcılarımızdan oluşan mekanizma kurduk. Bu yapı haftada bir mutlaka bir araya geliyorlar. Bir bölgede konutlar bittiğinde altyapı ihtiyaçları da tamamlansın diye çalışmalarını yürütüyorlar. Aynı şekilde yerelde de valiliklerimiz ve diğer kurumlar bünyesinde bu koordinasyonu sürdürüyoruz. Konut ve altyapının yanı sıra sosyal ve ekonomik hayatın canlandırılması da bunlar kadar önem verdiğimiz bir konu. Şehirlerde yaptığımız sanayi bölgeleri, çarşılar, tarımsal sulama projeleri ve başka bir takım çabalarla ekonomik hayatı canlandırmak ve istihdamı artırmak için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz."
Kentsel dönüşümü deprem riski olan alanlarda desteklemeye devam edeceğiz
Deprem bölgesine yönelik çalışmaların kalıcı konutlar inşası, altyapının geliştirilmesi, ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması çerçevesinde yürütüldüğünü vurgulayan Cevdet Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede özellikle konut yapımında çaba sarf edenlere teşekkür ediyorum. İyi bir imtihan veren TOKİ'yi tebrik ediyorum. Bu bölgede TOKİ'nin 133 bin konutu vardı ve can kaybı yaşanmadı. Tünel kalıp teknolojisiyle yapılacak yeni konutlarda vatandaşlarımız güvenli şekilde yaşayacaklar. Cumhurbaşkanımız da bu konuda çok hassas, bu çerçevede 3-4 katı geçmeyecek şekilde konutlar inşa ediliyor. Önümüzdeki 1-2 yıl bu yoğun çaba devam edecek ve bitirdiğimizde bölgelerimiz çok farklı konuma ulaşmış olacak. Yerel yönetimlerimizin de yoğun gayret sarf ettiklerini görüyorum. Merkezi idare kuruluşlarımıza belediyelere destek olma noktasında bizler de telkinlerde bulunuyoruz. Bazı bölgelerimizde belediyelerimiz de depremzede olduğu için hizmet noktasında tam olarak çalışma yapamadığını görüyorum. Ben medya ve STK'lardan şunu istiyorum; deprem bitmedi, depremi unutmayalım, unutturmayalım bunu hatırlatmamız lazım. Bu ağır yükü millet olarak omuzlamamız lazım. Burada farkındalığı devam ettirmemiz lazım. Geleceğe dönük olarak krizleri yönetmemek için riskleri iyi yönetmemiz lazım. Riskli alanlarda daha hızlı şekilde dönüşümü sağlamamız lazım. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın çalışmaları var ve Meclise yeni düzenleme önerileri gelecek. Kentsel dönüşümü hızlı yapmak gerekiyor. Riskli alanlarda kentsel dönüşümü afetten önce yapmamız ekonomik olarak düşük maliyetle gerçekleşiyor. Kentsel dönüşümü deprem riski olan alanlarda desteklemeye devam edeceğiz."