Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Gençlik Kollarımızın MKYK toplantısında partimizi ve ülkemizi geleceğe taşıyacak yol haritamızı konuştuk. Dün gece hem bir bakanlığımızı ikiye böldük, hem de 3 bakan atamasını yaptık. Pekcan ve Selçuk'a bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür ediyorum.
Ticaretimizin derinliğinin sığ olduğu dönemlerde yatırıma dayalı uzun vadeli girişimlere cesaret edilemiyordu. Ülkemizin çok küçük dalgalanmalarda dahi ekonomik krize girme durumlarıyla karşı karşıya olduğumuz dönemler geçirdik. 1990'larda aynı oyunu kökenler üzerinden tekrar sahneye sürdüler, bu arada ekonomiyi de hiç boş bırakmadılar. Bir kaç milyar liralık spekülasyonla 1994'de ülkemizi büyük bir krize sürüklediler. Ey Kılıçdaroğlu, hafızanı yokla bakalım varsa gecelik faizlerin yüzde 7500'e çıktığı, 20bamkaya el konup faturanın millete yüklenildiği dönemin baş aktörleri CHP yöneticileriydi. Kasım 2002'denb beri neler görmedik ki. Arkası karanlık cinayetlerden Cumhuriyet mitinglerine kadar toplum mühendisliği ile karşılaştık.
Çıkmış bir ahlaksız, edepsiz benim akibetimin Menderes'in akibeti gibi olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Be ahlaksız, be edepsiz, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek bu yola çıktı. Biz ölümden korkmadık, bizim imanımızın gereği ölümü korkutmaktır. Menderes'in akibetinden hoşnut mu oluyorsunuz? Çünkü o akibeti hazırlayanlar da sizlerdiniz. Bize de aynı akibeti mi hatırlatıyorsunuz. Boşuna uğraşmayın, hepsine hazırız. 15 Temmuz'da bunu gördük ve hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik. Sen genel başkanın tanklların arasından kaçıp giderken biz milli irade ile beraber tüm dünyaya selam verdik. Biz dik durduk. Ama siz hemen kaçtınız, Bakırköy Belediyesi'nde çay, kahve sohbetine daldınız, oradan seyrettiniz. Daha çok seyredeceksiniz. Kalkıp basın toplantıları ile filan benim akibetimin öyle olacağından hiç bahsetme. Her nefis ölümü tadacaktır, ama sen de tadacaksın. Bu yolculuk bir vatan yolculuğudur.
Vesayet güçlerinin 1950'lerden beri uyguladıkları yöntemler işe yaramayınca bu defa daha sinsi eylemleri uygulamaya soktular. Tarihimizin en acı hadiselerinden biri olan 15 Temmuz'u yaşadık. Emekli amirallerle kol kola vererek Kılıçdaroğlu, 'Emekli olanlar darbe yapabilir mi?' diyor, 'Ne duruyorsunuz, dökülün sokağa' diyorlar. Siz o akıl hocalarınızla birlikte yürüyorsunuz. Ama bu ülkede her şeyi bitmiş bu akıl hocalarına yer ve yol kalmayacak. Terör örgütlerinin başını sınırlarımız dışındaki asıl kaynaklarında da birer birer ezdik.
Dışişleri Bakanımıza Yunan Dışişleri Bakanı ile yaptığı toplantıda verdiği cevaplar nedeniyle de teşekkür ediyorum. Asla baş eğmeyeceğiz. Baş verip baş eğmeyen bir millet olarak önceliğimiz istiklalimizdir.
Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık? Harekatlarımızın ardından maruz kaldığımız ekonomik tuzaklara seyirci mi kalacaktık. Ağustos 2018'de ABD yönetiminin başlattığı ekonomik saldırılara sessiz mi kalacaktık?
Keskin kriz yaşaması ve siyasi kriz yaşanmasıdır istekleri. Uluslararası sermayeye Türkiye'ye yatırım yapmayın diyecek kadar muvazeneyi yitirmişlerdir. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip son dönemde yatırımcıları ürkütmek, milletimizin moralini bozmak için dört bir koldan çalışıyor. Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi yanlış olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar.
Bu kampanyanın peşine düşenlerin bir kısmını üzülerek, bir kısmını gülerek takip ediyoruz. Sağa sola pankart asarak, bu yalan kampanyasına figüranlık yapanları gördükçe içimizde acıma duygusu da uyanmıyor değil. Bu meseleye doğrudan girmemek için epeyce sabrettik. Baktık ki birileri önemsememekten kaynaklanan sessizliğimizi korku sanarak yalanların dozunu arttırıyor. Bugün etraflıca meseleye girme kararı aldık. Türkiye bu manzarayı hak etmiyor. Türkiye bu muhalefet üslubunu kesinlikle haketmiyor. Yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de haketmiyor. Ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok.
Meselenin aslı şudur: Bu sefil kampanya karşısında tereddüde düşen vatandaşlarımız varsa onların kafasındaki soruları birinci elden gidermek istiyoruz. Çeşitli ülkelerin salgınla mücadele için aldığı mali tedbirlerin toplamı 16 trilyon doları bulmuştur. Bu çalkantılı ekonomik iklim ülkemizi de olumsuz etkilemiştir. Cari açık artarken turizm gelirlerimiz de düşmüştür. Son 2 yılda MB kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. 31 milyar dolar yabancı sermayenin çıkışı için kullanılmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tedbirlerinde değişikliğe gitmiştir. 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı 4 kalemde. MB rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu bellidir. Rezervin amacı dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır. Piyasa döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa MB'ye ihtiyaç kalmaz.
IMF komiserleriyle otel lobilerinde yaptıkları gizli görüşmelerin gayesinin de Türkiye'yi eski günlerine döndürmek olduğunu biliyoruz. İnşallah ekonomide de heveslerini kursaklarında bırakacağız. Gerçi bunlarda yalan da iftira da bitmez. 128 milyar dolar kime satıldı? Dolar satılır mı? Önce buhar oldu sonra satıldı yaygarasına çevirdiler. Vatandaşımızın aldığı dövize gelince Türkiye'de ticaretle uğraşan herkesin döviz ve altınla işi vardır. Kim ne zaman ne kadar miktarda döviz aldı gibi bir soru mantıksız olmasının ve hukuki olarak suç teşkil etmesinin yanında doğrudan milleti suçlamaktır. Ortada bu ülkeye yönelik aleni bir ihanet vardır. Bu izahlarımıza hala aynı teraneleri tekrar eden hiç kimseyi masum kabul etmeyeceğiz. Türkiye'yi inşallah 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Ekonomiyi şahlandıracak olan da yatırımları sürdürecek olan da demokrasiyi güçlendirecek olan da umudu yaşatacak olan da biziz.
Son dönemde Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi'nde beraber çalıştığımız Yıldırım Akbulut Bey'i hakka uğurladık. Erzincan Havalimanı'na merhum Akbulut'un adını veriyoruz. Bundan dolayı Binali Yıldırım Bey'e de teşekkür ediyorum. Ailesine de başsağlığı diliyorum.