Erdoğan, Haliç Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programındaki konuşmasında, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 24 yıl önce kabul edilen bu günün, ülkede de her 25 Kasım günü çok sayıda etkinlikle idrak edildiğini söyledi.
Amaçlarının erkeği ve kadınıyla milletin her bir ferdinin kendi hayatında ve toplumda kadına yönelik şiddet konusunda bilinç sahibi olması olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu hususta eskisiyle mukayese edilemeyecek derecede ileri bir seviyeye ulaştığını vurguladı.
Erdoğan, her ne kadar medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da bilhassa kadınların hakikati gayet iyi bildiğini belirterek, şöyle devam etti:
Ailenin kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, toplumu oluşturan o devasa yapının kilit taşı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır. Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların, kadınların haklarını savunmakla hiçbir ilgisinin olmadığının hepimiz farkındayız. Bu tür saldırıların gerisinde aileden başlayarak milli bünyemizi çökerterek, milletimizi var eden hasletleri ortadan kaldırma gayesi vardır. Huzurlu, güvenli, üyelerinin birbirine saygı duyduğu bir aile aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına veya çocuğa yönelik şiddetin olduğu bir birlikteliğin her şeyden önce aile kavramının ruhuna ve özüne ters olduğunun ortada olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soruyorum sizlere; kadının şiddet gördüğü bir beraberliği temelinde karşılıklı şefkatin, merhametin ve hürmetin olduğu aile kavramıyla tanımlayabilir miyiz? Çocuğun fiziki veya psikolojik şiddete maruz kaldığı bir yapının sağlıklı bir aile olduğunu kim iddia edebilir? Bunu kim söyleyebilir? Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi aileyi yüceltme ve güçlendirme mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yani aileye sahip çıkarak şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların tüm haklarının da korunmasını sağlamayı amaçlıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan başlayarak, Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemindeki icraatlarımızla bu doğrultuda önemli bir dönüşümü gerçekleştirdiğimize inanıyorum."
Bugünkü toplantının konusu olan kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planının bu dönüşümlerin sadece bir örneği olduğunu belirten Erdoğan, son 21 yıl içinde sayması saatler alacak nice reformu ve düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdiklerini aktardı.
Erdoğan, ülkede kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrimi 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'yla yaptıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız haline getirdik.
Bazıları bakanlığımızın adındaki aile kavramını öne sürerek kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya ve gölgelemeye çalışıyor.
Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların kadınların haklarını savunmakla hiçbir ilgisi olmadığının hepimizin farkındayız.
Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi, aileyi yüceltme ve güçlendirme mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.
Yeni genelgemizle kurduğumuz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulunun Türkiye Yüzyılı'na yakışır faaliyetler yürüteceğine inanıyoruz.
81 ilde faaliyet gösteren kadın konukevleri, ŞÖNİM'ler, sosyal hizmet merkezleriyle şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz.
Diyarbakır'da tuttukları evlat nöbetiyle terör örgütüne kabuslar yaşatan kadınların hakkını asla ödeyemeyiz.
Kadını erkeği, genci ve yaşlısıyla dayanışma içinde mücadele ederek, şiddetsiz bir Türkiye'yi sizlerle birlikte inşa edeceğiz."