Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan ve Fransa’nın Doğu Akdeniz’deki saldırgan politikasını BM Genel Kurulu’na taşıdı. Video konferansla dünyaya seslenen Erdoğan, çözümden yana olduklarını ama hiçbir dayatmaya, tacize, saldırıya asla müsamaha göstermeyeceklerini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul görüşmeleri bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle online olarak yapıldı. Volkan Bozkır’ın başkanlığını üstlendiği BM Genel Kurulu’na video koferans ile seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünyaya önemli mesajlar verdi:
Genel Kurul’un Kovid-19’la mücadele ve çoktaraflılık temasıyla düzenlenmesini isabetli buluyorum. Türkiye olarak bu konudaki taahhütlerimize bağlıyız ve Kovid-19’la mücadeleye destek vermekte kararlıyız. Salgın, dünyayı çeşitli sınamalarla baş etmekte zorlandığı bir dönemde yakaladı. Zaten tartışılan küreselleşme, kurallara dayalı uluslararası sistem ve çoktaraflılık, salgının etkisiyle şimdi daha da çok sorgulanıyor.
KÜRESEL MEKANİZMALAR ETKİSİZ KALDI
Karşımızdaki fotoğrafa bakarak, bardağın dolu ve boş taraflarını doğru ve samimi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bardağın boş kısmında, BM başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki, BM’nin en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyi’nin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü.
BİZİM TEZİMİZİN HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKTI
Salgının başlarında, ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece, yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim “Dünya Beşten Büyüktür” tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz. Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz. Etkin çoktaraflılık, etkin çoktaraflı kurumların varlığını gerektirir.
KONSEY YENİDEN YAPILANDIRILSIN
Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılmasından başlayarak, kapsamlı ve anlamlı reformları süratle uygulamaya sokmalıyız. Konseyi, daha etkin, demokratik, şeffaf, hesap verebilir bir yapıya ve işleyişe kavuşturmalıyız. Aynı şekilde, uluslararası toplumun ortak vicdanını yansıtan Genel Kurul’u da güçlendirmeliyiz. Bardağın dolu tarafında ise, Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış, adalet ve refah arayışında bir dönüm noktası olma potansiyelini sürdürmesi bulunuyor.
İsrail’in kirli eli cüretini artırıyor
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan mesajlar şöyle:
Dayatmalara izin vermeyiz
Doğu Akdeniz konusunda da mesaj veren Erdoğan, “Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların başarı şansı kesinlikle yoktur. Bizim ne Doğu Akdeniz’de ne de başka bir bölgede, kimsenin hakkında, hukukunda gözümüz yok. Ancak, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarının çiğnenmesine, çıkarlarının yok sayılmasına da göz yumamayız. Bölgede bugün yaşanan sıkıntıların sebebi, Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin 2003’ten beri maksimalist taleplerle attıkları tek yanlı adımlardır” dedi. Anlaşmazlıkların diyalogla çözümünün öncelikli tercihleri olduğunu belirten Erdoğan, “Ancak, aksi yöndeki hiçbir dayatmaya, tacize, saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğimizi de açıkça ifade etmek istiyorum. Bölge ülkelerinin haklarının göz önünde bulundurulduğu, Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ile Ada’daki tarihsel ve siyasi haklarını kalıcı biçimde teminat altına alacak her çözümü destekleyeceğiz. Çözümün önündeki yegane engel, Rum tarafının uzlaşmaz, hak tanımaz, şımarık yaklaşımıdır” diye konuştu.