Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de katıldığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı Dünya Liderleri İklim Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, ''Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Suriye’de adil ve kalıcı barışın zemini vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da bellidir. Biz Suriye tarafına normalleşme konusunda elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz'' açıklamasında bulundu. Rio’da gerçekleşecek G20 Zirvesi ile ilgili de konuşan Erdoğan, ''Zirveyi küresel ekonomi ve enerji güvenliği konularında önemli bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, küresel ekonomi için istikrarı artırıcı önlemler ve iş birliklerine yoğunlaşmış bir ülke. Enerji güvenliği de Türkiye için kritik bir konu. Küreselleşen dünyada gelişmekte olan ülkelerin ekonomik zorluklarına yönelik somut öneriler içeren bir gündem oluşturmalıyız'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü aralarında Yeni Şafak Uluslararası Platformlar Koordinatörü Ömer Kablan'ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, ''Çin ve Rusya İsrail’in bu saldırılarının haksız ve hukuksuz olduğuna ilişkin açıklamalar yaptı. Saldırıların sonlandırılıp konunun diplomasi yoluyla çözülmesi noktasında beyanları da bulunuyor. Birleşmiş Milletler zemininde başlattığımız İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulması için tedbir isteyen ortak mektup girişimimize Rusya ve Çin imza verdi bu önemli bir adımdır'' dedi.
'Çevre ve iklim hassasiyetimiz en üst düzeydedir ve öyle kalacaktır'
İklim meselesi dünyanın önünde bulunan en kritik tespitlerden bir tanesi. Savaşları, çatışmaları, göçleri ne kadar önemsiyorsak bu meseleye de aynı ciddiyetle yaklaşıyoruz. Türkiye’de hükümet olarak bu konuda ilgili bakanlıklarımızla ne gibi tedbirler alabileceğimizin üzerinde ısrarla duruyoruz. Dünyamızın sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak ve insanlık olarak yüzyıllar boyunca gelişim göstererek oluşturduğumuz medeniyetimizi çok farklı bir seviyeye getirebilmek için tedbirlerimizi aldık, alıyoruz ve almaya devam edeceğiz.
Özellikle de iklim değişikliği ile mücadele konusunda yeterli kaynağa ve imkana sahip olmayan ülkelerin de mücadeleye katılımını sağlamak için finansman, teknoloji transferi ve kapasite gelişimi önemlidir. Sıfır Atık girişiminin öneminin her geçen gün daha çok anlaşıldığı günümüzde bu girişimin yaygınlaştırılması ve bir yaşam tarzına dönüşmesi için gayret gösteriyoruz. Çevre ve iklim hassasiyetimiz en üst düzeydedir ve öyle kalacaktır. Biz tedbirlerimizi şu ana kadar nasıl aldıysak, bundan sonra da almaya devam edeceğiz.
'Amerika ile çok farklı bir süreç başlayabilir'
Yeni dönemde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi yaptığımız bir telefon diplomasisiyle sağlanmaz. Biz Sayın Trump’la inşallah uluslararası toplantılar ya da ikili görüşmelerde bir araya gelmek suretiyle bundan sonraki süreci nasıl değerlendireceğimizi çok daha iyi bir şekilde tespit edeceğiz. Şu anda Sayın Trump’ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor.
Trump yönetimi, ekonomiyi öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Türkiye de stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusu ile yatırım fırsatları sunan bir ülke. İki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz. Özellikle enerji, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni iş birliklerini geliştirmemiz mümkün.
'Elon Musk ile işbirliği yapılabilir'
Bu kampanyada Musk, Sayın Trump’ın yanında yer aldı. Bizi burada ilgilendiren konu Musk'ın uzay ve teknoloji alanında çalışan bir iş insani olması... Kendisi teknolojiyi yakından takip eden ve bazı ciddi teknolojik adımları da atan bir isim.
Elon Musk, Sayın Trump yönetiminde hangi alanda görev alacak, hangi alanda aldığı görevle Sayın Trump'a veyahut da Amerika yönetimine faydası olacak bunu zaman içerisinde göreceğiz.
'Trump bu dönem bölgeye yönelik çok daha farklı adımlar atmalı'
Bana bu konu ile ilgili tespitler için biraz erken gibi geliyor. Trump görevi, Biden’den teslim alsın bakalım. Devir teslimden sonra yeni dönemde ne gibi adımlar atacak, bunu o zaman göreceğiz.
Çünkü geçmişte Trump’la görüşmelerimiz Biden’le mukayese edilemeyecek derecede fazlaydı. İnşallah bu dönemde de bu adımları en güzel şekilde atarız ve hem Amerika Birleşik Devletleri hem Türkiye buradan kazançlı çıkar.
'Rusya ve Çin'in verdiği imza önemli bir adımdır'
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, Rusya Devlet Başkanı Putin’in ne gibi tavırları olacak bunları zaman bizlere gösterecek. Bu işin en ideal şahidi zamandır. Bizler de bunu takip etmek durumundayız ve takip edeceğiz. Ona göre de ne gibi tavır takınıyorlar ne gibi adım atacaklar göreceğiz. Çünkü bunlar artık dünyada çok önemli konuma gelmiş olan ülkeler. Dolayısıyla biz de artık onları takip edeceğiz.
Çünkü İsrail’e bu silah ve mühimmat sevki devam ettiği müddetçe İsrail daha saldırgan hale gelecek. İsrail’in durdurulmadığı her gün Filistin ve Lübnan’daki insani tablo biraz daha ağırlaşıyor. İnsani yardımların kesintisiz ulaşımının sağlanamadığı her gün insanlar ilaçsızlık, açlık, susuzluk ve vahşice saldırılar nedeniyle ölüyor.
'“İsrail’in kendini savunma hakkı var” kılıfıyla bu suçu örtmeye çalışıyorlar'
İsrail’in Gazze soykırımına giriştiği günden bu yana herkesi katliamların ve ölümlerin karşısında olmaya davet ediyoruz. Görüştüğümüz tüm ülkelerle gündem başlıklarımızdan biri mutlaka İsrail’in Filistinlilere yönelik uyguladığı zulümdür. Zulmün karşısında olmak için insan olmak yeterlidir. Hangi dili konuştuğunuz, hangi inanca sahip olduğunuz, derinizin ya da saçınızın, gözünüzün rengi değil insani değerlere sahip olup olmadığınız önemlidir.
Çağrımız somut adımları içeriyor. Mesela Uluslararası Adalet Divanı’nda bir hukuk mücadelesi başladı ona güçlü destek önemli. Filistin Devleti’nin tanınması için çabalamak bir başka somut adım. İki devletli çözüm olmadan bölgeye huzur ve barışın gelmesi mümkün değildir. İsrail’e yönelik ticari kısıtlamalar ve ambargolar da yine başka bir mücadele biçimi. Diplomatik baskının artırılması için İsrail’i her alanda köşeye sıkıştıracak aktif bir diplomasi ortaya konulması da mühim. Büyük bir insanlık sınavının ortasındayız. Bu sınavdan geçmek insanlık ittifakının parçası olmakla mümkün. Yoksa tarih İsrail’in yanında duranları da, zulme sessiz kalanları da yargılayacaktır.
'Bizim muhatabımız iftiracılar hiç olmadı'
Siyasetin en kirli tarafı burası. Niye yaparlar bunları? Mevcut hükümeti nasıl yıpratırız anlayışı ile bu amaç için yaparlar. Biz şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak İsrail ile ilişkileri kesmiş durumdayız. Bizim şu anda İsrail’le bu noktada herhangi bir ilişkimiz yok. Bundan sonraki süreçte de bu ilişkileri geliştirmek için attığımız adım da yok. Malum bu siyasi partiler, ki bunlar da ‘cürmü kadar yer yakar’. Ne yapıyorlar şimdi? Acaba biz Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarız veya Cumhur İttifakı’nı nasıl yerden yere vururuz bunun arayışı içindeler. Bununla yerden yere vurulmaz. Şu anda Cumhur İttifakı İsrail ile ilişkilerin kesilmesi konusunda kesin kararlıdır. Biz bu kararlılığımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz.
Biz Netanyahu denilen zalimden de onun çetesinden de bu yaptıklarının hesabını hukuk önünde soracağız. Sonuna kadar zalimlerin ensesinde olacağız. Biz böylesi bir baskı yaptığımız için İsrail’in dümen suyundaki bu iftiracılar bizi hedef alacak, biliyoruz. Biz istikametimizi iftiracıların kirli cümlelerine göre değil, milletimizin işaret ettiği yöne göre tayin ediyoruz.
'Suriye ile normalleşme barışa ve huzura kapı aralayacak'
Beşar Esed’in konuşmasını dinleme imkanım olmadı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile görüşme için çıktım. Ben hala Esed’den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü çoğu ülkelere dağılmış Suriyeliler de tehdit etmiyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Çevredeki ateşin istikrarsız topraklarda hızla yayılacağı unutulmamalıdır.
Suriye'ye operasyon sinyali
Bu terörden arındırılmış bölge konusunda 30 kilometre derinlik durumu var. 30 kilometre derinlik meselesinde aslında Suriye’nin içinde bu terör örgütlerini yok etme adımlarımız söz konusuydu. Bir diğer taraftan da amaç Türkiye’ye gelen Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde geriye dönüşleri için zemin hazırlamaktı. Bu konuda da belli bir mesafe alındı. Hala bizim Suriye’nin kuzeyinde konut yapımlarımız devam ediyor.
Tehdit hissedersek her an sınır ötesi operasyonlarımıza başlayacak hazırlığımız mevcut. Bizim Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Fakat Suriye’nin kuzeyinde tam bir istikrarsızlık hüküm sürüyor. Bu da terör örgütlerinin o bölgedeki karmaşadan beslenmesi ve orada tutunması için elverişli ortam hazırlıyor. Suriye’deki istikrarsızlık ve terör örgütlerinin orada tutunması bizim için bir güvenlik riskidir. Bizim gerek DEAŞ’a gerek PKK/PYD/YPG’ye yönelik tüm harekatlarımızın amacı kendi güvenliğimizi sağlamaktır. Bundan sonra atacağımız adımlar da bunun için olacak. Sınırlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları tamamen temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam anlamıyla güvenliği sağlamak mümkün değil.
'Bizler birlik ve beraberliğimizi güçlendirme çağrısı yapıyoruz'
Şu anda muhalefetin böyle bir derdi yok. Muhalefetin böyle bir derdi olmadığı için biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Mecburuz, başka çare yok. Gelen bütün haberler de Suriye’de alınan netice bana göre Suriye’yi de rahatlatacak. Ama bizim burada Beşşar Esed ile aramızdaki hukuku yeniden ihya etmemiz, bölgeyi çok daha fazlasıyla inşallah rahatlatacaktır. Bizim iç cephemizi sağlam tutma anlayışımızı muhalefet anlayamamış gibi görünüyor.
Bizler birlik ve beraberliğimizi güçlendirme çağrısı yapıyoruz. Bizi bölmeye çalışanlara, bizi parçalamaya çalışanlara aynı kararlılıkla ve aynı tonda yanıt verelim ve “biz biriz, bütünüz, hep birlikte Türkiye’yiz” diyelim istiyoruz. Aramıza nifak sokmaya çalışanların elleri boş kalsın diye uğraşıyoruz. Bu birlik ve beraberlik ruhu bizim mayamızda var zaten. Bize birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi hatırlatacak bir kıvılcımdır iç cepheyi sağlam tutma çağrımız. Bizi biz yapan değerlere sımsıkı tutunup, oluşturduğumuz o eşsiz tabloyu lekelemeye çalışanları elimizin tersiyle itelim çağrısıdır.
'Enerji güvenliği Türkiye için kritik bir konu'
Brezilya toplantısı inanıyorum ki dünyaya çok farklı mesajların verileceği bir zirve olacak. Bu konuda biz kararlıyız. İnşallah dersimize de iyi çalışacağız. Brezilya’da Rio Zirvesi çok çok verimli, faydalı bir zirve olacak diye düşünüyorum. Sayın Lula ile oradaki buluşmamız inşallah dünyada ses getirecek bir buluşma olacaktır. Rio’da gerçekleşecek G20 Zirvesini, küresel ekonomi ve enerji güvenliği konularında önemli bir platform olarak görüyoruz.
Çünkü zincirleme reaksiyonla sadece bir ülkenin değil, ilişkili birçok ülkenin ekonomisini etkileyen krizlere karşı tedbir almalıyız. Bulunduğu uluslararası platformların aktif ve etkili üyelerinden olan Türkiye, hem kendi ekonomik çıkarlarını hem de gelişmekte olan ülkelerin durumunu iyileştirmeye yönelik çok sayıda öneri üzerinde çalışıyor.
'Terörle mücadele için azimli ve kararlıyız'
Özgür Özel’in bu çıkışını samimi bulmuyorum. Türkiye, 40 senedir bölücü terör belasıyla mücadelede ediyor. Binlerce güvenlik mensubumuzu, kamu görevlimizi, sivil vatandaşımızı terör örgütünün alçakça saldırılarında şehit verdik.
Türkiye’nin geleceğinde teröre de, terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.
'Millet hizmetsizlikten ne yapacağını şaşırmış halde'
Ben belediye başkanlığı da yaptım. Ama konser belediyeciliği yapmadım. Yapmanız gereken nedir? İstanbul’un dört bir yanını bir defa elinizdeki imkanlar neyse bunlarla her tarafı donatmak. Altyapıyı donatmak, üst yapıyı donatmak. Dikkat edin, benim belediye başkanlığımda çöp, çukur, çamur İstanbul’da yok edildi. Şimdi durum felaket. İstanbul öyle, Ankara öyle, İzmir öyle, hepsi öyle. Biz çağrımızı vatandaşımıza yapıyoruz. Diyoruz ki aynı oyuna gelmeyelim ve emin adımlarla geleceğe yürüyelim.
Bir de üzerine konser adı altında birilerine ödenen milyonlar çıkınca olan vatandaşa oluyor. Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın. Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız.