Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Levent Camisi'nin İstanbul'a ve İslam dünyasına kazandırılmasında emeği geçen gerek dernek yönetimine, mimarından mühendisine, tüm işçilerimize herkesten Allah razı olsun. Mali noktada destek verenlerden Allah razı olsun. Tabii şimdi merak ediyorsunuz Levent Camisi'nin adı acaba ne olacak? Dedik ya leventler buradan geçti, öyleyse baş leventin adını da inşallah buraya koyalım ve Barbaros Hayrettin Paşa Camisi olsun. Yani demokratik bir hareket de yapabiliriz, kabul edenler etmeyenler diyebiliriz. Hayırlı olsun inşallah. Buradan Beşiktaş'a, tam Barbaros Hayrettin Müzesine iniyor, oradan denize gidiyoruz ve yola çıkıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ifadeleri kullandıktan sonra Arif Nihat Asya'yı anmamanın mümkün olmadığını belirterek, sözlerini şu dizelerle tamamladı:
"Biz, kısık sesleriz / Minareleri sen, ezansız bırakma Allah'ım / Ya çağır şurada bal yapanlarını / Ya kovansız bırakma Allah'ım / Mahyasızdır minareler / Göğü de kehkeşansız bırakma Allah'ım / Müslümanlıkla yoğrulan yurdu / Müslümansız bırakma Allah'ım. Bize güç ver / Cihad meydanını, pehlivansız bırakma Allah'ım / Kahraman bekleyen yığınlarını / Kahramansız bırakma Allah'ım / Bilelim hasma karşı koymasını / Bizi cansız bırakma Allah'ım / Yarının yollarında yılları da / Ramazansız bırakma Allah'ım / Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü / Ya çobansız bırakma Allah'ım / Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım / Müslümanlıkla yoğrulan yurdu / Müslümansız bırakma Allah'ım."