Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400'ler konusundaki tartışmalara son noktayı koydu. Erdoğan, "Türkiye S-400 savunma sistemlerini bakınız alacaktır demiyorum, almıştır. Biz bu işi bitirdik. İnşallah önümüzdeki ayda bu sistemin ülkemize teslimi yapılacaktır. Bu sistem taarruz değil savunma sistemidir. Ben ülkemi savunmak için gerekli tedbirleri almayacak mıyım? Birilerine mi soracağım. Böyle bir sistemi Amerika'dan istedik mi, istedik. Verdin mi, vermedin. Dedin ki, 'kongre müsaade etmedi'. Müsaade etmediyse başımızın çaresine bakacağız. S-400 gayet uygun fiyatlarla ve üstelik ortak üretime de geçebilme imkanlarını, sözünü almak suretiyle sözleşmemizi imzaladık. Şimdi kısa zamanda da geliyor" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu.
"Ramazan ayını ve bayramını en verimli, bereketli şekilde geçirdiğimize, geçirdiğinize inanıyorum. Bu vesile ile bir kez daha geride bıraktığınız Ramazan ayınızı tebrik ediyorum. Rabbimden bizi Kurban Bayramı'na da sağlıklı, huzurlu, barış içerisinde ulaştırmasını diliyorum.
Ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı olan hukuki düzenlemelerin hayata geçirmesinin sorumluluğu, özellikle Cumhur İttifakı içerisinde hareket ettiğimiz MHP ile beraberce sizlere aittir. Sizlerin çalışması demek Meclis'in çalışması demektir. Sizlerin yasama için Meclis'te bizlerin yürütmede çalışması demek Türkiye'nin daha iyiye gitmesidir. Milletimiz bizden sıkıntılarını çözmelerini bekliyor. Milletimiz bizden icraat bekliyor. Milletimiz bizden verdiğimiz sözleri tutmamızı bekliyor. Kendisi ve evlatları için güzel bir gelecek inşa etmemizi bekliyor. Öncelikle önümüzdeki sıkıntıları aşmamız şart. Bugün ekonomiden dış politikaya, güvenlikten istihdama kadar çözüm bekleyen pek çok ciddi sorun var.
Bize verilen desteğin karşılığını hizmet olarak, icraat olarak sunmakla mükellefiz. Hep birlikte tüm birikimimizi, enerjimizi, vaktimizi, gayretimizi ortaya koyarak bir an önce milletimizin önüne somut başarılarla çıkmalıyız. Önümüzdeki dönem her alanda Türkiye'yi büyüttüğümüz, güçlendirdiğimiz, ileriye taşıyacağımız bir dönem olacaktır.
Unutmayalım ki bize verilen destek sonsuz, hesapsız bir kredi değildir. Desteğin karşılığını icraat olarak sunmalıyız. Ankara'da da, İstanbul'da da biz kaybetmedik. Her iki yerde biz kazandık. Bizler buralarda sadece bir vizyon noktasında, vitrin noktasında her iki ilde bir kayba uğradık. Ama ilçeler bazında baktığımızda kahir ekseriyetini aldık mı? Her ikisini aldık. Meclislerde buralarda kahir ekseriyet İstanbul'da, Ankara'da bizde mi, bizde. Bu belediyelerin çalışmasının şekli buralardır. başkanın buralardaki hareket kabiliyeti Meclis'tir, komisyonlardır. Buralarda gerekli olan desteği sağlayamadığı sürece istediği gibi adım atamaz. Sen doğru bir iş yapmadığın zaman tabii ki seni çalıştırmayacak. İşin aslı bu.
Rabbimiz izin, milletimizin destek verdiği sürece son nefesimize kadar bu kutlu mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkemizin son dönemde yaşadığı sıkıntıların hiçbiri tesadüfi değildir. Her şeyi her yerde konuşma noktasında böyle bir lüksümüz yok. Dar kapsamda konuştuklarımız var, buralarda konuştuklarımız var. Şimdi terör örgütlerinin arkasında neler var? Bunu söylememe gerek yok. Suriye'nin kuzeyinde YPG, PYD, PKK'nın uzantıları değil mi? Bunlara en büyük desteği veren kim? Bizim stratejik ortağımız. On binlerce TIR'larla silah mühimmat gönderdiler mi? Her şeyi gönderdiler. Daha neyi anlatayım. Şimdi bunların tek hedefi nedir biliyor musunuz? Acaba AK Parti'yi iktidardan nasıl indirebiliriz? Ama indiremeyecekler, bunlara gücü yetmez. Hep söylüyorum la galibe illallah! Yeter ki biz dik duralım, inanarak, azmederek işlerimizi yapalım.
Suriye meselesini S-400 ve F-25 krizlerinden ayrı düşünmeyiniz. Şu anda hidrokarbon arama olaylarında 4 tane gemiye sahip olduk. Bizden önce böyle bir şey yoktu. Şimdi bizde hem arama hem sondaj, bunlarla çalışmayı yürütüyoruz. Tarihimiz boyunca böyle bir şeye sahip değildik, yoktu, ama şimdi var. Çalışmalarımızı Deniz Kuvvetlerimizin refakatiyle yürütüyoruz. İnşallah bir yerden çıkacak. Çıktığı anda da bizim Kuzey Kıbrıs'taki Türklerin oradaki haklarını hukukunu da biz uluslararası deniz hukukuna dayalı olarak koruyacağız. Kimse bize 'niye bunu şöyle yaptınız' diyemez. Adama sorarlar, senin burada ne işin var. Biz garantör ülkeyiz. Haklarımız nelerse bu hakları sonuna kadar koruyacağız. Oradaki Türk kardeşlerimizin hakkını da kimseye yedirtmeyeceğiz, kusura bakmasınlar.
Türkiye S-400 savunma sistemlerini bakınız alacaktır demiyorum, almıştır. Biz bu işi bitirdik. İnşallah önümüzdeki ayda bu sistemin ülkemize teslimi yapılacaktır. Bu sistem taarruz değil savunma sistemidir. Ben ülkemi savunmak için gerekli tedbirleri almayacak mıyım? Birilerine mi soracağım. Böyle bir sistemi Amerika'dan istedik mi, istedik. Verdin mi, vermedin. Dedin ki, 'kongre müsaade etmedi'. Müsaade etmediyse başımızın çaresine bakacağız. S-400 gayet uygun fiyatlarla ve üstelik ortak üretime de geçebilme imkanlarını, sözünü almak suretiyle sözleşmemizi imzaladık. Şimdi inşallah kısa zamanda da geliyor. Bu konuda işbirliği yapmak isteyen herkese kapımız açık. Sayın Trump'a da siz de bize bu şartlarda verecekseniz sizden Patriot alırız dedik. Ama buna benzer şartları sürerek evet diyemediler.
Türkiye F-35'lerin aynı zamanda üretim ortağıdır. 1 milyon 250 bin dolar ödeme yaptık. F-35 projesinden hiçbir hakkı olmayan gerekçelerle dışlanmamızın hesabını tüm platformlarda soracağız. Arkadaşlarım gerekli görevleri verdim, gerekli görüşmeleri yapıyor. Sayın Trump'la ay sonu Japonya'da olacağız. Orada da bu konuları inşallah karşılıklı olarak görüşeceğiz. Biz oraya gitmeden burada bu işi telefonlarla görüşelim. İşi başladığımız noktaya geri çevirelim istiyoruz. Doğu Akdeniz'de hiçbir çıkarlarımızı gözetmeyen hiçbir adım atılmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye'de Fırat'ın doğusunda terör hattını paramparça edeceğiz. Bir gece ansızın gelebiliriz, hep söylediğimiz gibi. Türkiye'ye ekonomik tuzaklarla diz çöktüreceklerini sananlar açık konuşuyorum bu milleti hiç tanımamış demektir. Biz gerektiğinde kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyen istiklali için canını ve malını ortaya koymaktan çekinmeyen bir milletiz.
Siyasi istikrarsızlık oluşturmak için çevrilen numaraların farkındayız ve bu tuzağa asla düşmeyeceğiz. Gerilim siyasetine asla tevessül etmeyecek, demokrasiden taviz vermeden bu uzun ince yolu kat edeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu mesajların muhataplarımız tarafından doğru şekilde anlaşılacağını ümit ediyorum. Türkiye bir yandan son bir asırdaki en büyük atılımlarını gerçekleştirirken diğer yandan da aynı dönemdeki en büyük, çok yönlü kuşatmayla karşı karşıyayız. Allah'ın izniyle milletimizle kol kola, gönül gönüle vererek tüm bunların üstesinden gelecek iradeye, kararlılığa sahibiz. AK Parti'nin kendi içinde sağlam durması, hedeflerini güçlü tutması gerekir.
Şu anda İstanbul'da seçim var. Milletvekili arkadaşlarım. Değişik illerden belediye başkanı arkadaşlarım hepsi seferberlik ilan etmiş. Bazıları milletvekili arkadaşlarımız bayram boyunca İstanbul'da oturanlarla farklı çalışma kurmak suretiyle onları seçim bölgesine nasıl taşırız bunun gayreti içerisinde. Ama bakıyorsunuz birileri de farklı çalışma gayretine girmek üzere güya bu güçlü yapıyı zayıflatmanın gayreti içerisine giriyorlar. Bu yapıdan bir şeyler koparacağını zannedenler geçmişte de bu tür yollara başvurdular, hatta bazıları grup kurabilecek noktaya bile geldiler. Ama onlardan şu anda hiçbir şey kalmadı. Hepsi gitti, siyaset sahnesinden silindiler. Şu andaki ana muhalefetin başındaki zatın önünde eğilenler. Nereden nereye? Kişilik, şahsiyet çok önemli bir şey. Bir insan hele hele Müslüman, eşref-i mahluk olarak yaratılmışların en şereflisine layık olmalıdır,bunu korumalıdır.
"Biz tebliğle mükellefiz. İkna ile değil."
Karşımızda küresel bir ittifak ve yerel mankurtlar çetesi vardır karşımızda bunu bilmenizi isterim. AK Parti'nin her milletvekili, teşkilat mensubu bu bilinçle, dirayetle, sorumluluk duygusuyla hareket ediyor, etmek zorundadır. Giriştiğimiz her bencil hesabın bedelini koskoca davanın, milletin, tarihin kaderini etkileyeceğini asla unutmamalıyız. Hiç kimsenin bilerek isteyerek böyle bir vebalin altına girmeyeceğine inanıyorum. Biz istişare yolunu milletimizle hep açık tuttuk, işlettik. Milletin sesine kulak vermek yerine onu istiskale yöneltilenler bu partinin mensubu olamazlar. Milleti muhatap almayanı elbette biz de muhatap almayız. Yapılabilecek bir şey yoksa izah edilir, insanların gönlü alınır. Biz tebliğle mükellefiz. İkna ile değil. O Rabbimizin yedinde olan bir şeydir. Bizim siyaset anlayışımız budur.
"Türkiye'yi dünyanın 12 ekonomisinin arasına sokmakta kararlıyız"
Ekonomimizi güçlendirerek, sınırlarımızın güvenliğini sağlama alarak, yatırımı, ihracatı, istihdamı arttırarak inşallah hedeflerimize ulaşacağız. Türkiye'yi dünyanın 12 ekonomisinin arasına sokmakta kararlıyız. Bu akşam burada tabii toplanmamızın vesilesi olan asıl konuya geliyorum. İşin teknik boyutunu ağırlıklı olarak Savunma Bakanım yapacak. Ben işin siyasi boyutu itibarıyla bakışı belirtmek istiyorum. Askerlikte devrim niteliğinde reformu hayata geçiriyoruz. Yılların beklentisini biz devreye aldık. Günümüz dünyasında askerlik görevi çok iyi eğitim gerektiren, uzman meslek haline dönüşmüştür. Kısa süreli eğitimle sahaya sürülen askerlerin can güvenliğini sağlamak da zorlaşmaktadır. Türkiye epeyce vakittir planlı bir şekilde profesyonel askerliğe geçişin hazırlıklarını sürdürmektedir.
"Yeni askerlik sistemine geçilmesiyle ne ülkemiz sınırlarında ne de KKTC'de hiçbir aksaklık yaşanmayacaktır"
Zaman zaman başvurulan bedelli askerlik uygulamaların hedefi yığılmayı ortadan kaldırmaktadır. Gençlerimizin kariyer planları da ileriki yaşlarda askere gitmesi de bir başka husustur. Ben Genelkurmay Başkanı değilim. Bize Anayasa gereği Başkomutan diyorlar. Birçok genelkurmay başkanıyla çalıştım. Burada kuvvet komutanlıkları, en son Genelkurmay Başkanlığı ve daha sonra da Savunma Bakanlığı görevinde olan Hulusi Paşamızı burada dinleyeceğiz. Bugün toplamda 419 bin olan TSK mevcudunun 200 bine yakını, yaklaşık yarısı subay, astsubay, yedek subay, uzman, sözleşmeli er erbaş kadrolarındaki muvazzaf personelden oluşmaktadır. Yükümlüler daha çok kıta görevlerinde geri hizmetlerde değerlendiriliyor. Yeni askerlikte yükümlülerin yarıya yakını terhis olacaktır. Yeni askerlik sistemine geçilmesiyle ne ülkemiz sınırlarında ne de KKTC'de hiçbir aksaklık yaşanmayacaktır.
"TSK'da zafiyet oluşacağı iddialarının hiçbir temeli yoktur"
Bu düzenleme bir yandan profesyonel askerliği yaygınlaştıracak diğer yandan bu ülkenin evlatlarının genel askerlik eğitiminden geçmeyi sağlayacaktır. Böyle bir milletin evlatlarının askerlik sistemiyle tümünden bağını kesmek düşünülemez. Muvazzaf kadrolara geçişler ilk 6 aylık ve ardından ücret mukabili yapılacak ikinci 6 aylık görevinin ardından olabilecektir. Yedek astsubaylık uygulamaları da personel ihtiyacının karşılanmasında önemli bir imkandır. Yeni sistemle TSK'da zafiyet oluşacağı iddialarının hiçbir temeli yoktur. Bu düzenlemelerin bir kez daha ülkemize, milletimize, gençlerimize TSK'ya hayırlı olmasını diliyorum.
Buradan tüm milletimize çağrı yaparak tüm siyasetçilerin seçim döneminde verdikleri sözlerin takipçisi olmalarını istiyorum. Bazı siyasetçiler kendi deyimleriyle seçim döneminde atıp tutuyorlar sonra da başka işlere yöneliyorlar. Yeni askerlik sistemin yeni bir döneme vesile olacağını,beklentilerin çok büyük boyutunu çözeceğine inanıyorum. Milletimizin her fırsatta siyasetçilere verdikleri sözleri hatırlatmaları ve sormaları meselesine gelelim. CHP kötü siyasetçi modelinin tipik örneklerindendir. İşçi vatandaşlarımızla, kardeşlerimizle ilgili yalanları yenilebilir, yutulabilir cinsten değildir.
Bakın ne diyorsa altından gelenler de aynısını yapıyor. Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimleri öncesi CHP'li adaylar tarafından kazanılacak hiçbir yerde tek bir personelin ekmeğiyle oynanmayacağını, kimsenin atılmayacağını üstüne basa basa söz verdi. 31 Mart'tan sonra ilk iş baskıyla sendika değiştirttiler. Şimdi işçiler Ankara'ya yürümeye hazırlanıyorlar. Belediyecilik konusunda ülkemizin en kötü siciline sahip partisinin CHP olduğu gerçeği 31 Mart'ta bir kez daha tescil edilmiştir. Sahilleri insanların bir kısmına yasaklamak gibi Hitlervari buram buram faşistlik kokan işler yapıyorlar. Muğla'da çöpleri toplasana. Suları akıtmaktan, sokakları temizlemekten, yatırım yapmaktan aciz bir zihniyetten başka da bir icraat beklemek mümkün değildir.
İzmir kokudan geçilmiyor. Gördes Barajı'nı biz yaptık. Bütün bunları bizim İzmir halkına anlatmamız lazım. Bu partinin kurumsal yapı ve zihniyet olarak millete hizmet etmek gibi bir derdi olmamıştır, olmayacaktır. Ankara'dan İstanbul'a güya adalet için yürüyen CHP genel başkanı ekmeğinin peşindeki işçilerin feryatlarını duymuyor. 5-6 hafta önce YSK üyelerine her türlü adaba aykırı şekilde saldıran yine bu kişi değil miydi? Biri de tutmuş yargı reformu strateji belgesini eleştiriyor. Ama bunu yaparken Kıpti vatandaşlarımıza haksızlık olmasın, şecaat arzederken sirkatin söylermiş. Beyefendi de öyle. Yargı reformunun bir süreç olduğundan haberi yok. Dünyanın değişik ülkelerinden bu reformla ilgili takdirler alırken beyefendi beğenmemiş. Hakim, savcılara zerre kadar saygısı bulunmayan bir kişiden başka türlü davranış beklemenin doğru olmadığını biliyoruz.
Meclis çalışmaları el verdiği ölçüde sizlerden ve teşkilat mensuplarından ricam seçim gününe kadar İstanbul'u adım adım gezmeye ve her bir İstanbullunun gönlüne dokunmaya devam etmenizdir."