Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Olağanüstü Din Şurası'nda konuştu. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili olarak, "Hala inanmayanların olduğunu da biliyorum. Hala maalesef 'bakıyor ama görmüyor' olanların olduğunu da biliyorum. Bu noktadan sonra artık şüphe dönemi bitti, mücadele dönemi başladı." ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Milletimiz meşrebi ne olursa olsun Allah diyen peygamber diyen hayır hasenat için çalışan herkesi olduğu gibi bu yapıya iyi niyetle yaklaşıp bu yapının mensuplarını koruyup kollamıştır. Tek parti döneminde dini cemaatlerin üzerine gidildiği dönemde bu yapı milletimizin kolları altında varlığını sürdürmüştür. Özal, Demirel hatta biz de bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığı pek çok şey olmasına rağmen bunlara yardımcı oldum. Şerif Mardin'in çevre olarak tarif ettiği dışlanmış kesimleri merkeze taşıma çabamızda bu kesim yer aldı. Yürütüyor göründükleri eğitim ve yardım faaliyetleri için bu yapıya müsamaha gösterdik. Bir ortak yapımız var dedik. Aynı menzile giden farklı yollar olarak gördüğümüz bu yapının sinsi amaçları olduğunu görmedik. 2010 yılından itibaren bu tespiti paylaştığım birçok arkadaşım oldu. 2012'den itibaren rezervlerimizi çok kesin koyduk. Çok yakından tanıdığım bazı komutanlara yöneltilen suçlamalar beni ika etmedi.
du
17-25 Aralık darbe girişimi bu örgütün yüzünü ortaya koyan hamle oldu. Her şey ortadayken, en başına şahsımı, altıma Binali Bey, aynı şekilde Enerji Bakanımız, aynı şekilde oğlum, birkaç tane işadamı bu örgütün çatısında görülen isimler oldu. Bunu dahi anlatırken, birçok arkadaşlarımız yine inanmıyordu. 'Bunlar böyle şey içinde girmez. Etmeyin.' Hala inanmayanların da olduğunu biliyorum. Hala maalesef bakıyor ama görmüyor olanları da görüyorum. Bu noktadan sonra artık şüphe dönemi bitti, mücadele dönemi başladı.
Şayet, 17-25 Aralık sonrasında aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıda aldığımız önlemler olmasaydı bu darbe girişimi muhtemelen sadece Silahlı Kuvveler içindeki bir grup silahlı teröristin değil, polisiyle, yargısıyla, bürokrasinin diğer unsurlarının katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı. Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.
Şimdi sözde profesör diyor ya 'Sokağa çıkmazlar' diye. Onlar bu milleti tanımamış. Ama ben milletime inanmıştım. Milletime inandığım için de meydanlara, havalimanlarına davet etmiştim. Rodos adasına giderek değil, sizin içinizde olarak demiştim. Bu millet imanı güçlü bir millet darbeler tarihi bu milleti farklı yazacak. Tanklara karşı elindeki bayrakla yürüyecek bir millet başka yerde yok. Bazıları PKK ile özdeşleştiriyor ne alaka PKK'nın doğru dürüst silah bile yok. Ama bu Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri tankla uçakla sadırdı.
Bu salondan ilan ediyorum. Şu saatten sonra Pensilvanya'daki şarlatanın, teröristbaşının hezeyanlarına kulak vermeye devam eden herkes, başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir. Bu yapının en büyük özelliği ikiyüzlülüktür. Yalanı riyayı karakterleri haline dönüştürdüler. Yüzlerine tükürseniz dahi yağmur yağdı diyecek bu şahısların sapkın davaları dinleri haline dönüşmüştür. Hangi dava insanı mensubu olduğu dinin emirlerini inkâr eder. Dini motifleri kullanıyor olması onu aklamaya yeter mi?
Bundan sonra her anlamda mücadele dönemidir, her anlamda hesap sorma dönemidir. Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için, 'pişman olduklarını' söyleyenler konusunda ciddi tereddütlerimiz var.
