Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Türkiye'nin aslında en önemli sorunu beka sorunu ile birlikte bir muhalefet sorunudur. Türkiye bir muhalefet sorunu yaşamaktadır. Şu anda kendi kendisi ile çelişen bir ana muhalefet lideri var. 31 Mart seçimleri normal bir seçim olmaktan çıkartıyor bu durum.
100'ün üzerinde benim vatandaşım askerim şehit olacak sen bunu beka sorunu olmaktan çıkartacaksın.
Daha da öte bu bölgeye 23 bin TIR silah, mühimmat, araç gereç geldi. Peki Irak'tan bunlar kime geldi YPG'ye PYD'ye geldi.
Bunlar PKK'nın yan kolu. Bunlar bu mühimmatı nerede kullanıyor Kuzey Suriye'de kime karşı bize karşı kullanıyor.
Bizim bir Cerablus, bir Afrin operasyonumuz olduysa bunun sebebi açılan terör koridaronu beka sorununu ortadan kaldırmak için yarma harekatı yapıp Zeytin Dalı Harekatı ile o işi yok etme yoluna gittik.
Biz Kobani'de bile oradaki Kürt kardeşlerimizi Türkiye'de kabullendik ve hala onlara ev sahipliği yapıyoruz.
Hala YPG'yi bir terör örgütü olmaktan dışlıyor. Yani Bay Kemal YPG bir terör örgütü değil diyor. YPG demek PKK demektir.
Halkımız bunu artık biliyor. ABD'li senatörler bile anlattık anlattık sonunda anladılar.
Geçmişte yaşananlar bizim için önemli bir ders. 31 Mart'tan sonraki süreçte benzer şeyler yaşanırsa bu işi anında yargıya götürür anında kayyumlar için yolu açarız. Kayyumun ne denli faydalı olduğunu yaşayarak gördük. Biz belediyelere destek veriyor muyuz veriyoruz.
Bu Kandil'e gönderiliyorsa veya teröristlere destek olarak verenlere iyi yapıyorsunuz aynen yolunuza devam edin mi diyeceğiz hayır. Hemen işlem başlatıp kayyumlarımızı atayacağız.
Bunun en güzel örneği Diyarbakır'dır. Yakın zamanda gidip gördüyseniz bütün caddeler ışıl ışıldır, dört gidiş dört geliş yollar vardır. Gençliğin rahatlıkla oturduğu oralarda birbirleriyle sohbet ettiği kafeteryalar oluşmuştur.
Öbür yanda Dicle piknik alanları oluşmuştur. Kurşunlu Camii inşa edilmiştir. Sur içi denilen bölgeler elden geçirilmiştir. Buralar kentsel dönüşümle yeniden sahiplerine yapılarak teslim edilmiştir.
Şırnak aynı şekilde Van aynı şekilde Hakkari aynı şekilde bütün bölgede değişim dönüşümler kayyumların gayretleri ile bugünkü hale gelmiştir.
Bunlar sizin de aracılığınızla milletimize gösterilmesi büyük önem arz ediyor.
"Kılıçdaroğlu'ndan aldığımı tazminatı Mehmetçik Vakfı'na vereceğim"
Bu kadın şirazesinden çıkmış. Ben Denizli'ye de gittim. Orada böyle bir ifade kullanıp kullanmadığımı Denizlili kardeşlerim biliyorlar. Hani bunlar birbirleriyle ortak oldular ya bir yerden kapacak. Şimdi zaten Bay Kemal yalancı.
Bu da ondan yalanı iyi kaptı ve o ne diyorsa o da onu söylüyor. Şimdi Man Adaları diye bir şey tutturdu. Aynı şekilde ailem dava açtılar ve bunları kazandık. Henüz parayı tahsil etmedik. Şimdi bunlar için de bu paralar için de bir yardım sandık kurdular. Oradan bu paraları ödeyecekler.
Ben bunu inşallah Mehmetçik Vakfı'na vereceğim. Bunun onayı gerekiyor onaylandığı anda parayı tahsil edeceğiz tabii ki. Meral Hanım Tayyip Erdoğan'ın nasıl olduğunu çok iyi bilir.
Meral hanım istikametini çok kez kaybetmiş birisidir. Bir kez Genel Başkanlıktan ayrılıyorum dedi sonra geri geldi. Meral Hanım bir kez Tayyip Erdoğan halkına terörist diyecek kadar istikametini kaybetmemiştir.
Maalesef HDP'li olup da şu anda terör örgütünün uşaklığını yapanların yönettiği HDP'ye onun başındakilere bir çoğu sizde bunların arşivi var mı bilmiyorum adam kalkıyor ne diyor Kürdistan'da HDP diyor, batıda da AK Parti ve MHP'yi yok edeceğiz diyor.
Şimdi ben soruyorum ey Meral Hanım Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı sen bunu nasıl kabul edersin?
HDP Kandil'den yönetiliyor
İspat ettikleri anda ben ne gerekiyorsa onu yaparım. Diğeri kalkıyor bizim diyor arkamızda YPG/PYD/PKK var diyor. Biz ne diyoruz bizim arkamızda da halkımız var Allah'ımız var. Onlar sırtını onlara dayıyor biz halkımıza ve hakka dayıyoruz sırtımızı. Ben HDP'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum bu terör partisine destek vermeyin.
HDP Kürt kardeşlerimin derdiyle ilgilenen bir parti değildir. HDP Kandil'den yönetiliyor.
Bunları cevap vererek savunmaya gerek yok. Bazı anketlerin manüplasyon için kullandıklarına şahit olduk. Anketleri yapıyoruz ama bunları biz kendimiz yapıyoruz ve bu anketlerde de yolumuzu ve yolculuğumuzu belirliyoruz. Nereye kadar bunlara güveniyorsunuz derseniz bundan 4-5-6 seçim öncesi ciddiyet kalmadı.
çok ileri. Sipariş üzerine anketler yapılıyor. Aynı kişilerle konuşuyorlar ve buradan belli sipariş üzere aldıkları havuzdan çıkan bilgilerle kalkıp şu anketi yaptım diyor.
Dolayısıyla bu güven vermiyor.
Biz bunu kendi partimiz çatısı altında yaptırmak suretiyle daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Bunu kimseyle de paylaşmıyoruz. Bu sadece bize aittir. Hangi ilde nasıl bir çalışma yürütelim buradaki adaylarımızı nasıl yönlendirelim buna yönelik yapıyoruz. Diğer partiler de batıda anketler yapıyorlar diğer bölgelere gitmiyorlar.
"En sağlıklısı meydanların dili"
Biz uyuma çok dikkat ediyoruz siparişle belli bir ücret vererek denek siparişi gibi bir yol izlemiyoruz.
Sosyal medya üzerinden anketler var telefonla anketler var yüz yüze anketler var.
Bunların hangisi sağlıklıdır diye baktığımızda yüz yüze diyor ki en sağlıklısı bu telefonla yapan diyor ki en sağlıklısı bu inanmak mümkün değil. O yüzden bence en sağlıklısı meydanların dili.
17 yıldır bu ülkeyi yöneten bir parti olarak meydanlarda hem yaptıklarımızı anlatıyoruz hem de yapacağımız yeni projeleri anlatıyoruz. Yaptıklarımızı hangi heyecanla anlatıyorsak yapacaklarımızı da onun iki katı heyecanla dile getiriyoruz.
İnsanlar meydanlara geliyor ve bizi dinliyorsa burada bir şey var. Bu seçim çok çok önemli sandığa gelemeyecek varsa bunları da sandığa taşıyın.
O meydandaki halkımla bunda da mutabık kalıyoruz.
Büyükşehirlerimizi ilçelerimizi beldelerimizi mahallelerimizi tevazu samimiyet ve gayretle yeniden donatıyoruz.
Bir siyasetçi gurur kibir böyle bir şeyle milletinin karşısında durmayacak. Tevazu olacak mütevazi olacak ki halk onu sevsin.
Samimiyet olacak. Yaptığı işte samimi davranacak gayret olacak. bunu da zaten vatandaş görüyor. Bir Kayserili kalkıp da Mehmet Özhaseki'yi tanımam der mi? Kayseri'yi Kayseri yapan kişidir. Sayın Özhaseki bu işi iyi bilen arkadaşlarımdan bir tanesi.
Sayın Kılıçdaroğlu nasıl aday belirlenir bilmiyor
Birisi soruyor Kılıçdaroğlu'na İnce'yi niye yapmadınız diye onun geçmişi ve bilgisi yok diyor. Kağıthane'ye Kağıttepe dedi.
Kalkıp şimdi İstanbul'daki diyor ki Erdoğan'ın geçmişinde Belediye Başkanlığı mı vardı diyor. Erdoğan'ın geçmişi siyaset ve ticaretle uğraşmış birisiydim. Biz İstanbulluya mahcup olmadık.
Sayın Kılıçdaroğlu nasıl aday belirlenir bunu da bilmekte bihaber.
Gelelim İzmir'e. Adayları kantara çıkartacaksınız. Nihat Zeybekci nere, diğer aday nere. Nihat Bey İzmir'e dev projelerle bugüne kadar kazandırılamayanları kazandıracak. İzmir perişan İzmir susuz. İzmir'e suyu biz getirdik.
Büyükşehir getirmesi lazımdı ama getiremediler. İZBAN vardı o dönem Binali Bey ile birlikte yaptık devlet olarak ve şu anda İzmir körfezi pislikten geçilmiyor.
Koku aynen Haliç gibi rezillik. Ama bunlar halledemez. Ama biz orada iktidar olursak Nihat Bey'e aynen Haliç projesi gibi uygulattırır, körfezi temizleriz. İzmir halkı da güzel körfezine kavuşur.
Konsolidasyon her geçen gün ilerliyor. Günler geçtikçe gittiğim illerde özellikle MHPli kardeşlerimle arkadaşlarımla birlikte karşılıyorlar.
Cumhur İttifakı olarak seçime girdiğimiz yerlerde MHP'li kardeşlerimizin de tanıtımını sahnede yapıyoruz. Cumhur ittifakını ayak üstü bir operasyonla yapmadık.
Bunu 15 Temmuz ile yaptık. Sayın Bahçeli'nin duruşuna ve devlet anlayışına sahip çıkması ve arkasından 7 Ağustos Yenikapı Ruhu diye inşaa ettiğimiz ruha sahip çıkmasıdır.
"Cumhur İttifakı ülkemizin yeniden inşası için bir şanstır"
Bunu da belirtmeliyim 7 Ağustos'taki Yenikapı mitingine Kılıçdaroğlu zorla geldi. Son akşama kadar katılmama kararındaydı, baskılara dayanamadı. Geldi birkaç gün sonra yan çizdi.
Bir o günden bu yana yolumuza devam ediyoruz. Bir olacağız iri olacağız hep birlikte Türkiye olacağız dedik.
Bu işi pazara kadar inşallah mezara kadar götürürüz diyorum. Çünkü Cumhur İttifakı'nın maneviyatında bu var. Bu birliktelik taban tarafından benimsenmiş uzun vadeli bir birlikteliktir. Cumhur İttifakı ülkemizin yeniden inşası için bir şanstır.
Burada özellikle şunu söyleyeyim. Hem sınırlarımız içinde hem sınırlarımız ötesinde terör örgütüne tarihte görülmemiş ağır darbeler vurduk. Bunu sayısala indirirsek yanılırız. Bunların ilginç kuluçka yöntemleri var sürekli buralardan besleniyor. Kandil'e 12-13-14 yaşında çocuklar kaçırılıyor.
"Terörün kaynağını yok edeceğiz"
Irak'ta Mahmur Kamplarında bunlar eğitildi. Hem dağ kadrosu hem şehir yapılanmaları başlarını kaldıramaz hale geldi. Hiçbir teröriste nefes aldırmayacağız. En küçük bir terör tehdidi kalmayana kadar bütün PKK'lılar temizlenene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Teslim olanların sayısında ciddi artış var katılımda da ciddi düşüş var. Terörü kaynağında yok etmek için yeni operasyonlara her zaman açığız.
Suriye ya da Irak fark etmez. Kaynağı neresiyse orada yok edeceğiz.
Suriye'de nasıl terör koridorunu yok ettiysek aynı şekilde yeni bazı gelişmeler olduğu anda oraya da gereğini yaparız. İşte Adana Mutabakatı denilen olay budur.
ABD'nin şöyle bir yanlışı var. Kürtleri vurmayın gibi bir yaklaşımı var. Bunu ben Sayın Trump'a söyledim. Bu ifadeleri kullandığınız sürece yanlışın içerisinde olursunuz.
Bizim mücadelemiz ve bizim şu anda yaptığımız savaş Kürt kardeşlerimizle değildir terör örgütleriyle.
Terör örgütünün içerisinde Kürtler de olabilir Fransızlar da İngilizler de olabilir. YPG/PYD'nin içerisinde yabancı savaşçılar adını koydukları savaşçılar var.
"ABD'ye zamanında söyledik"
Biz bu mücadeleyi yürütürken bu Fransızmış, Avusturya'dan gelenlermiş diye ayıklayamayız. Bizim Mehmetçiklerimize kim silah doğrultursa biz de onlara silah doğrulturuz.
Biz ABD'ye zamanında şunu söyledik. Gelin burada bu mücadeleyi beraber yürütelim. Ama ne yazık ki ABD onlarla birlikte yürütme kararı aldı. Biz İdlib ve Afrin'de Rusya ile birlikte sürdürdük. Zaman zaman bazı ihtilaflar olsa da görüşerek bir yere varıyoruz.
Bir dönem acıyla anılan şehirler şimdi istikrar adaları olarak göz dolduruyor. İnşallah güney sınırımızın tamamını terörden arındıracak ve mülteci kardeşlerimizin de ülkesine döneceği güvenli alanlar temin edeceğiz ve kardeşlerimizi de huzura kavuşturmanın derdi içerisindeyiz.
FETÖ ile mücadelede bir defa onlar da beklemedikleri bir darbeyi bizden yediler. Şu anda kaçacak bir delik arıyorlar.
Türkiye'de kendini kamufle etmeye çalışanlar var. Bizim iktidarımızda yanımızda yer alıp millete darbeye kalkan biri olarak FETÖ temayüz etti.
Yanlışımız olmadı mı tabii ki oldu. Ama bunu ne zaman ki anladık üzerlerine gittik. Bunların bir kısım içeride bir kısmı ABD'ye bir kısmı Almanya'ya bir kısmı daha değişik yerlere kaçtı. Fakat samimi olan devlet başkanları bunları yakaladıkça bize teslim ediyor.
FETÖ'cünün yaptığı yanına kar kalmayacak
Bütün süreçler takipsiz bırakılamaz. Bir ülkenin istihbaratı bunlar için var. İster ByLock kullanan ister kontörlü telefon hiçbir FETÖ'cünün yaptığı yanına kar kalmayacak.
Milletimiz müsterih olsun. Kararlılığımız sürüyor. Bukalemun kılıklıları da buluyoruz bulacağız. Devlet kurumları içerisinde hala var. Silahlı kuvvetlerimizde hala var.
Yeni evlatlarımız yetişiyor boşluk söz konusu değil. Çılgın Türkler diyorlar ya onların tahsilleri mi vardı? Şimdi biz en güzel tahsilleri de veriyoruz. Şimdi her liseden alabiliyorsun bazı yerlerde her üniversiteden alabiliyorsun. Hızlandırılmış eğitim diyebiliriz kısa sürede bunları araziye sürebilecek konuma geliyoruz.
Cezayı çekti bitti iş tamam artık istediği gibi hareket etsin gibi bir durum söz konusu değil. Sadece FETÖ'ye 2017 ve 2018'de 122 bin 522 FETÖ gözaltısı yapıldı ve 34 bin kişi tutuklandı.
2019 yılında ise 3306 operasyon yapıldı bu operasyonlar sonucu 7 bin 416 gözaltı ve bin 385 tutuklama gerçekleşti.
Takip ediyoruz. İşi eğer gevşetirsek rehavet olursa bunun bedeli ağır olabilir.
"Biz 15 Temmuz'a göre çok daha güçlü bir kuvvetiz"
Bunları ne ciddiye alın ne konuşun. Bunları konuştuğunuz durumda sanki böyle bir şey varmış gibi hava eser. Bu adamların sırtında küfe yok. Bunlar yönetim nedir bilmezler. Bunlar bugüne kadar neyi yönetmişler de neyi konuşuyorlar. Bu millet 15 Temmuz'u terse çevirmiş bir millet. Bugün biz 15 Temmuz'a göre çok daha güçlü bir kuvvetiz. Asla bunlara fırsat vermeyiz. İstedikleri kirli tezgahı kursunlar bunların kafasına geçiririz.
"Kamuoyu araştırması sandıklardır"
Şu anda en önemli az önce söylediğiniz için söyleyeyim. Kamuoyu araştırması 31 Mart sandıklardır. Sandıklarda tarihin en büyük kamuoyu araştırmasını göreceğiz. 30 Büyükşehrimiz kim kazanacak 51 diğer vilayetlerimizde kimler kazanacak hepsi ortaya çıkacak.
Bu diğerlerine karşı bazı şeyler de bilinmesi lazım. Türkiye bugün bölgesinin en önemli gücüdür.
Hangi küresel mesele var ki bugün Türkiye'nin bu konudaki fikri düşüncesi merak edilmesin.
"Can Dündar vatan hainidir"
İsmini vermekten hicap ediyorum. Bunların bir ahlaksızı vardı. Adli kontrolle serbest bırakıldı. Nerede bu adam? Açık söyleyeyim Adil Öksüz. Aynı şekilde Can Dündar olayı. 5 yıla mahkumiyeti söz konusu. Adli kontrolle serbest bırakılıyor.
Ve adam bıraktığı gibi kaçıp gitti. Bu adam vatan haini. Almanya'da, şurada burada Türkiye düşmanları bunları bağırlarına basıyorlar. Bunlardan ders çıkarmamız lazım. Malum Zaman Gazetesinin başındaki adam da öyleydi.
Onunla ilgili karar verildi o gece hemen kaçtı gitti. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmadı.
Savunma sanayinde biz göreve geldiğimizde yüzde 20'si yerliydi yüzde 80 ithaldi. Şu anda bizim savunma sanayindeki yerli ürünlerimizin oranı yüzde 65-70'i buldu.
Bu bizi teknoloji olark da güçlü bir konuma taşıdı. Bush'tan İHA istedim, şaşırdı. "48 saatliğine verelim" dedi. Şimdi bizim öyle bir durumumuz yok.
İsrail'den aldıklarımız vardı HERON'lar bozulduğunda yapamıyorduk. Şimdi daha büyüklerini yapıyoruz. Bir kaç aç içerisinde onlar devreye girecek.
Şimdi akıllı bombalar var. Onunla işaretlenen yeri duman ediyorsunuz. Ama Bay Kemal bundan rahatsız. Niçin oralara gidiliyor diyor. Bay Kemal bundan rahatsızsa başka kim rahatsız HDP de rahatsız bugünkü konuşmasına bakılırsa Meral Hanım da rahatsız.
Suriye'de güvenli bölge veyahut bizim sınırdan 30 kilometre derinlikte güvenli bölge gibi atacağımız bir adımın kesinlikle Türkiye'nin kontrolünde olması lazım. Türkiye'nin dışında birine verilmesine biz evet diyemeyiz. Buradan çünkü her an bize saldırı olabilir. Bunlar YPG/PYD'ye verecekler buna evet dememiz mümkün değil.
Biz ABD'nin Suriye'den çekilme sürecini sıcağı sıcağına takip ediyoruz. Şu anda henüz bu adımlar atılmış değil.
"Petrol yatakları PKK'nın elinde"
ABD 400 Fransa 200 asker bırakacağız diyor. Bunlarla olacak iş değil. Biz sizin bir stratejik ortağınız olarak burayı biz kontrol edeceğiz ki biz de rahat edelim. YPG'nin kontrol ettiği alan Suriye'nin yüzde 27'sine tekabül ediyor. Burayı biz kontrol edersek biz huzurlu oluruz.
Suriye'nin şu anda tüm tarım alanlarının yüzde 60'ı terör örgütlerinin elinde.
Petrol yatakları da kısmen DEAŞ'ın kısmen PKK'nın elinde. Kaynakları da buralardan özellikle elde ediyorlar.
Bütün bunlara karşı Türkiye olarak bu gelişmeleri çok daha güvenli kılmamız lazım ki adımlarımızı da ona göre atmamız lazım.
Trump aslında süreçte kararlı bir duruş sergilemedi dersem yanlış olur, sergiledi. Fakat her liderin etrafında da birileri var. Sürekli bir şeyler söylüyorlar. Bu noktada Amerikan bir müesses nizamı var.
Bir derin devlet de diyebiliriz. Bunların engellemeleri söz konusu. Bu özellikle bizim için de en temel sıkıntılardan bir tanesi.
Nitekim ABD'nin PYD ile YPG terör örgütüyle ilişkisine son vermesi şart. Eğer ilişkisine son vermezse sıkıntımız devam eder. Trump etrafındakilerin bazılarını görevden aldı ama kayıplar malum bu duruma geldi.
İki lider olarak sayın Trump'ın şahsıma yönelik teveccüh dolu sözleri gibi benim de ona karşı teveccüh sözlerim var.
Bu liderler olarak kavga edecek halimiz yok. Türkiye sıradan bir ülke değil.
82 milyon nüfus, altyapısını güçlendirmiş, gelişmekte olan sanayi ve ileri teknolojiyle farklı bir durumda. Şu anda bizim THY olarak filomuzun yarısı neredeyse Boeing'tir.
Amerika, silahları alıp gidecekse malıdır götürsün. Götürmeyecekse bize versin, gerekirse pazarlığımızı yaparız, kalkıp teröristlere vermesin. Ondan sonra da kongrede şu kadar harcadık vs. deniyor. Sizin yaptığınız bu. Ruslar S-400 konusunda bize gönderimini Temmuz'da yaptılar. İnşallah ilk partiyi Temmuz'da alacağız. S-400 konusunda işi bitirdik, geri dönüşümüz asla olamaz. Ruslarla anlaştık, ortak üretime gireceğiz, belki S-400'den sonra S-500'e gireceğiz.
Türkiye her türlü tedbirini alıyor. Bunlara alışığız. Bizi bunlarla kimse terbiye etmeye de kalkmasın.