Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT canlı yayınında önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bu mutabakat muhtırasıyla Türkiye esasında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandı.
Bir sondaj gemisi daha alacağız. Sadece Akdeniz'de değil, Karadeniz'de hatta uluslararası sularda da bu çalışmaları sürdüreceğiz.
İçeride ve dışarıda rahatsız olanlar var.
Bu anlaşmayla Doğu Akdeniz’deki yetki alanımızı maksimum düzeye çıkardık. Ortak arama faaliyetleri gerçekleştirebileceğiz. Yunanistan, Mısır, İsrail ve Rum Yönetimi bu bölgede Türkiye’nin onayı olmadan doğal gaz hattı kuramaz.
Hep bugüne kadar vurdular, aldılar, yok bundan sonra böyle olmayacak, artık bizler de hakkımıza sahip çıkacağız.
Türkiye ile Libya olarak karşılıklı yeni bir anlaşma ile belirlediğimiz bu münhasır ekonomik bölge alanlarında ortak arama faaliyetleri gerçekleştirebileceğiz, herhangi bir sıkıntı yok. Diğer uluslararası aktörler, bu anlaşma ile Türkiye'nin çizdiği alanlarda onay almaksızın arama tarama faaliyeti yapamaz. Güney Kıbrıs, Mısır, Yunanistan ve İsrail, bu bölgeden Türkiye'nin onayı olmadan doğal gaz nakil hattı kuramaz. Dolayısıyla bizim bu noktada herhangi bir taviz vermemiz mümkün değil. Bu yapılanlar uluslararası deniz hukukuna kesinlikle uygundur.
Bu muhtıra ile Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını korumaktaki kararlılığını dünya kamuoyu nezdinde açıkta göstermiştir.
Muhtıra Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'yi Akdeniz'de çevreleme, yalnızlaştırma girişimlerine güçlü bir cevap niteliğindedir.
Bizim derdimiz düşman kazanmak değil, dost kazanmak. Düşman olanlar varsa onları da dost olmaya davet ediyoruz.
Tel Abyad ile Resulayn arasına 1 milyon insan yerleştirmek. Bizim güvenli bölgedeki hedefimiz, planlama bu.
Libya halkından, yönetiminden böyle bir davet geldiği anda bu bizim için adeta bir hak doğurur. Biz burada bir askeri güvenlik anlaşması yaptık, bir de denizdeki hakkaniyet konusu... BM, 2011'den beri Libya'ya silah satışının önüne geçen bir ambargo uyguluyor. Ancak Libya Ulusal Hükümeti'nden çağrısı karşısında, asker gönderme faaliyeti bu kapsamda asla yorumlanamaz. Böyle bir davet gelmesi durumunda, Türkiye'nin nasıl bir insiyatif üstleneceğine kendisi verir. Biz bir yerlerden izin almayız. Kaldı ki, Rusya, BAE, Mısır Hafter'e her türlü askeri destek sağlayarak, BM kararını da deliyor. Özellikle Türkiye Libya'da faaliyet gösteren gemileri, şirketleri ve insani yardım kuruluşlarını koruma hakkına da sahiptir. Bazı ülkeler bu tarz faaliyetler gerçekleştiriyor. Türkiye dışına asker gönderilmesi koşulları ve mevzuat bakımından atılması gereken adımlar var.
Avrupa ülkelerinin bu iki yüzlülüğü, hatta ben değiştirdim, çok yüzlülüğü polis şiddeti noktasında da karşımıza çıkıyor.
Fransa, dışarıyla uğraşmaktan kendi iç sorunlarıyla meşgul olmaya vakit bulamıyor.
Biz bu videoyu Trump ve 5 tane senatörle ayrıca bakanlar vardı, hepsiyle paylaştık. Bakın bu adam yüzlerce, binlerce Türk vatandaşının ölümüne neden olmuş birisidir. Öyle bir teröristtir. Bununla bir araya gelmek veya görüşme yapmak veya bizim onu aracı olarak kabul etmemiz, böyle bir şey ne uluslararası savaş hukukunda vardır ne uluslararası siyaset biliminde vardır. Böyle bir şeyi benim şahsen kabul etmem zaten mümkün değildi, mümkün de değildir."