Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez ülkelerine ziyaret kapsamında Suudi Arabistan'a hareketi öncesi Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.
İlişkilerimizi geniş bir iş birliği temeline yaymayı arzu ediyoruz.
Ziyaretimiz esnasında öncelikli hedefimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak. Kazan-kazan anlayışıyla neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz.
Körfez ülkeleriyle ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1,6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi. Bu rakamı çok daha ileriye taşımanın yollarını arayacağız.
İslam dünyasında yaşanan krizler, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve işbirliğini gerekli kılıyor.
Bölgemizin en önemli ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan; ticaret, yatırımlar, müteahhitlik gibi konularda özel bir konuma sahip. Suudi Arabistan'ın büyük çaplı projelerinde Türk firmalarının daha fazla rol almalarını istiyoruz.
Suudi Arabistan makamları, depremzede vatandaşlarımızın hac farizasını yerine getirmeleri için ülkemize ilave kota sağladığı gibi, organizasyondaki başarısı nedeniyle orada Diyanet İşleri Başkanlığımız ödül almaya hak kazandı.
Cidde'nin ardından yakın iş birliğinde olduğumuz dost ve kardeş Katar'ı ziyaret edeceğiz. Katar'la ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel seyrediyor. İkili münasebetlerimizin yanı sıra mevcut bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunacağız.
Son durak, ilişkilerimizin ilerlediği Birleşik Arap Emirlikleri olacak. BAE, ticaret ilişkilerimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir.
Bu üç ülkeyi ziyaretimizde ayrıca Türkiye'nin gurur kaynağı olan TOGG'u muhataplarımıza hediye olarak vereceğiz.
Abu Dabi'den sonra, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 49. yıl dönümü nedeniyle Lefkoşa'ya geçeceğiz. Ziyaretim nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la bir araya gelerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerinin daha da güçlendirilmesini ele alacağız.
Biliyorsunuz, Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların daha fazla drama yol açmaması için yoğun çaba harcıyoruz. Birinci yılına girmek üzere olduğumuz Karadeniz girişimi önemli bir diplomatik başarı olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Girişim sayesinde dünya piyasalarına 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü sevk edildi. Gelir seviyesi düşük birçok ülkenin gıda krizine sürüklenmesinin önüne geçildi. Diplomatik gayretlerimizi son günlerde yoğunlaştırdık. Girişimin bu noktaya gelmesine katkıda bulunan tüm taraflara teşekkür ediyorum. Bugün yapılan açıklamaya rağmen Rusya Devlet Başkanı dostum Putin'in insani köprünün devamını istediğine inanıyorum. Bu arada Dışişleri Bakanım, muhatabıyla görüşmelerini yapacak. Biz de seyahatten döner dönmez Sayın Putin'le görüşme yapacağım. Ağustos ayında bir araya geldiğimizde tüm bu gelişmeleri ele alacağız.
Hem orada hem burada yatırımlar olacak. Gerek Cevdet Bey'in, gerek Mehmet Bey'in birlikte yapmış olduğu ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık ve inşallah yaptığımız ziyaret bu sinyallerin devamı olacaktır. Mehmet Bey şu an Hindistan'da, Katar'daki ziyarete katılacak.
Bu ülkelerin Türkiye'ye ciddi yatırımı olacak. Bazı cambazların söylediği gibi BOTAŞ'ın satılması gibi bir durum yok.
Büyük gövdeli uçak temin etme yoluna gideceğiz.
Suriye'yle kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil, kapı açık. Dörtlü zirveler yapılsın ama biz Beşşar Esed'le de görüşme noktasında kapalı değiliz, görüşürüz. Onların bize yaklaşım tarzı önemli. Suriye'de Esed maalesef Türkiye'nin Kuzey Suriye'den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz. Sınırlarımızda teröristler varken biz nasıl çıkarız? Aynı ifadeyi farklı ülkelere kullanabiliyor mu? Kullanamıyor. Onun için de adil yaklaşım arıyoruz. Bu adil yaklaşım olduktan sonra mesele yok, bunların hepsini aşarız.