Cumhurbaşkanı Erdoğan: En büyük tehdit teknoloji bağımlılığıdır

Yeni Şafak
19:264/05/2018, Cuma
G: 4/05/2018, Cuma
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Gençlik Festivali Gençler ile Buluşma Programı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Gençlik Festivali Gençler ile Buluşma Programı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Gençlik Festivali Gençler ile Buluşma Programı'nda konuştu. Erdoğan, yeni felaketin teknoloji bağımlılığı olduğunu belirterek "Asrın en büyük tehdidi teknoloji bağımlılığıdır. Bu bağımlılığa karşı tedbir alıyoruz. Torunumu telefondaki oyunlardan alıkoyamıyoruz. Bir önlem almasak evlad-ü iyal gidiyor. Manevi eğitim olmaksızın bunun önünü almak mümkün değil" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Gençlik Festivali Gençler ile Buluşma Programı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:


Biz gençliğimizde duvarlara yazı yazarak propaganda yapardık. Benim yazımı gören 'reis' yazmış derdi.

Pazar günü manifestomuzu yayınlayacağız. Gayet güzel bir seçim sürecimiz devam ediyor. Aday tanıtım toplantımızda da yapacağımız yatırımların görüntülerini bizzat yayınlayacağız.

Şimdi ebedi alemde olan bir genel başkan "Taksim Meydanı'na dört ayaklı koysam seçtiririm" demişti. Bugünde birileri "15 milletvekilini bir partiye gönderirim, ister seçilirler ister seçilmezler" diyor.

Pazar günü İstanbul İl Kongresi'nde seçim manifestomuzu açıklayacağım.

Başkanlık sisteminde dışarıdan oluşturacağınız bir kabine olacak artık.

"Yoksa evlad-ü iyal gidiyor"

Yeni felaket geliyor, o da teknoloji bağımlılığı. Asrın en büyük tehdidi teknoloji bağımlılığıdır. Bu bağımlılığa karşı tedbir alıyoruz. Torunumu telefondaki oyunlardan alıkoyamıyoruz.

Çatışıyorlar vesaire, oyuna devam ediyor. Bu denli kopamıyor. Bu da büyük bir tehlike. Bizim şimdi bunlara karşı tedbirler geliştirmemiz lazım. Nitekim üniversitelerle şu anda ortak çalışma içerisindeyiz, dayanışma içerisindeyiz. Sağolsun Yeşilay'ın bu konuda güzel çalışmaları var. Yeşilay bu çalışmalarıyla birlikte nasıl tedbirler oluşturabiliriz, nasıl bunların karşısına dikilebiliriz, çünkü bu bizim milletçe bir sorunumuz. Ne yapıp yapıp bizim bunun önünü almamız lazım. Yoksa evlad ü iyal gidiyor. Bunu halletmezsek ne yapacağız? Bunun bedeli öyle sıradan rakamlar değil, bir neslin kopması, gitmesi bunu neyle ifade edebiliriz, izah edebiliriz. Buna karşı çok ciddi, kararlı tedbirler almak için mücadelemizi veriyoruz. Bunun da başlı başına en önemli adımı eğitim öğretim ve başta Yeşilay olmak üzere STK'lardan çok büyük destekler bekliyoruz. Bunlarla beraber de bunun önünü açacağız ama ben geliyorum bir yere. Bu iş ne olursa olsun manevi eğitim olmaksızın, bunun önünü almak mümkün değil. Manevi eğitimi de usul ve esaslarına göre vermek zorundayız.

18 yaşından beri siyasetin içindeyim. Siyaset dışında hiçbir alanı düşünmedim.


Hayatımda iz bırakanlardan biri Üstad Necip Fazıl'dır.

Benim gençlere tavsiyem Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ını yastık altı kitabı yapın.

Öncelikle ben tabii sizler gibi bu kadar genç yaşta siyasete girme şansını tahsilli olarak bulamadım. Çünkü bizim zamanımızda biliyorsunuz 30 yaş sınırı vardı. Fakat biz dedik ki 'Niye 30 yaş? Bunu indirmemiz lazım.' Fakat verdiğimiz mücadelelerden o zaman netice alamadık. Ne zaman ki iktidar olduk, dedik ki 'Biz bu yaşı indirelim.' Ve hedefe kilitlendik, önce bunu ancak 25'e indirebildik. Sonra bir şey de dikkatimizi çekiyordu, seçme yaşı 18, seçilme yaşı 25. Niye seçme 18 de seçilme 25? Halbuki zor olan seçilmek değil, zor olan seçmektir. Bir zamanlar bir siyasetçi şöyle bir laf etmişti, şimdi ebedi alemde. Demişti ki 'Ben Taksim Meydanı'na dört ayaklı koysam seçtiririm.' Genel başkan ya... Bugün de benzeri şeyler oluyor biliyorsunuz. 'Ben 15 milletvekilini bir partiye gönderirim.' O seçti ya. '15 taneyi bir partiye gönderirim ondan sonra onlar oradan ister seçilsinler ister seçilmesinler.' Baktım arka taraftaki iki milletvekilinin gözleri yaşlı, ağlıyorlardı. Ağlaya ağlaya onları gönderdi. Hani demokrasi? Böyle bir demokrasi olabilir mi? Ama maalesef şimdi bunu görüyoruz. Bunu görmenin çok büyük faydaları var. Önümüzdeki günler ben inanıyorum birçok şeylere gebe. Çünkü ilginç gelişmeler var.

Dedemiz Fatih bir çağı kapatıp bir çağı açıyorsa, bizlerde onlara layık olduğumuzu göstereceğiz. Dedemiz Fatih gemileri karadan yürütüp bir çağı kapatıp bir çağı kapatıyorsa bizde denizin altından Marmaray'ı işleteceğiz onlara layık olduğumuzu göstereceğiz. Avrasya Tüneli'ne buradan girdik Asya'dan çıktık.


"Bunların hayalleri yok ki ürünleri olsun"


Bunların öyle hazırlığı yok. Bunlarda var mı bir tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü hazırlığı, bir tane Marmaray hazırlığı var mı? Bunlarda bir tane şu anda bizim bitirmek üzere olduğumuz 29 Ekim'de açılışını yapacağımız 3. Havalimanı hazırlığı var mı? Biz açılışa hazırlıyoruz, onlar ise şu anda daha bu işin projesinde bile değiller. Biz Osman Gazi Köprüsü açtık, bitirdik. Bunların böyle bir Osman Gazi Köprüsü var mı? Bunların bir İstanbul-İzmir otoyol projesi var mı? Biz bitirdik. Bunlar daha yolun başında bile değiller. Niye? Bunların hayalleri yok ki ürünleri olsun. Daha çok söyleyeceğim şeyler var. Bütün bunlar şu anda bu manifestonun, seçim beyannamesinin içinde yer alıyor.

Fırat Kalkanı'na başladığımızda ertelenmiş müdahale hakkımız vardı, geçikmiş müdafaa hakkımızı kullandık. Fırat Kalkanı Harekatı'nın ilk adı "Zeytinlik Operasyonu" idi. Biz bunu daha erken yapsaydık, Kilis daha fazla vurulmayacaktı. Fırat Kalkanı'nda kendi göbeğimizi kendimiz kestik.

ABD'ye siz teröristlerle el ele veriyorsunuz dedik.

Kararlı bir şekilde Afrin'deyiz. Önümüzde İdlib var, Tel Rıfat var, Münbiç var... Açık ve net söylüyorum bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok, Suriye'nin refahı bizim için önemli.

Zeytin Dalı Harekatı'nda PYD, ABD adına orada savaş verdi. Askerimizin ufku daha isabetli, ABD'nin generalleri teröristleri iyi tanımamış.

15 Temmuz'da ummadığım bir komployla karşılaştım.

15 Temmuz'da Kılıçdaroğlu tankların korumasında Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. 15 Temmuz gecesi Kılıçdaroğlu'nın kayıtları var.

(Kılıçdaroğlu) Senin artık günah defterin hazır, yalan söylemene gerek yok. 'Ben farkında olmadım onun için Bakırköy Belediye Başkanının evine gittim, orada bir kahve içtik falan filan o esnada bunlar olmuş' desen yutarlar. Ama sen bunları gizleyeceksin, hala yalan söyleyeceksin, bunu kimse yutmaz, kayıtlardasın sen.


"Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacaktır"

(İstanbul Üniversitesi'nin 'bölünmesi' tartışmaları) YÖK bu noktada adımını atmış vaziyette ama her ikisinde de (taslak çalışmalar) İstanbul Üniversitesi adı var ve bunun yanında her ikisinde de o konuda da bir çalışma şu anda yapılıyor, İstanbul Üniversitesi'nin logosunu kullanma durumları da söz konusu. Sadece bir ilave olarak belki Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacaktır.

En çok etkilendiğim şehir İstanbul. İstanbul'daki bazı çirkin yapılar olmasa dünyanın en güzel yeridir. İstanbul'u değiştirecek 5-10 projeyi hayata geçireceğiz. İstanbul sadece boğazıyla fark atar.

Güney Kore'de Samsung'a "Gelin Türkiye'de bir çip yatırımı yapın, her türlü teşviği veririz" dedim.

Siyaset dışında evime zaman ayırırsa ne mutlu bana. Hele hele torunuma zaman ayırırsam çok mutlu olurum.


#Recep Tayyip Erdoğan
#İstanbul